25 Aralık 2005 23:00

Ülkücü saldırılara karşı yürüdüler

Afyon Kocatepe Üniversitesi Bireylül Kampusu'nde öğrencilere yönelik ülkücü-faşist saldırılar, kent merkezinde düzenlenen yürüyüşle protesto edildi. Faşist saldırılara karşı dayanışma talebinin dile getirildiği eylemde, saldırganların polis tarafından korunup kollandığına dikkat çekildi. Önceki gün EMEP il binası önünde toplanan devrimci-demokrat öğrenciler, kortej oluşturduktan sonra İsmetpaşa caddesi güzergahından Tiritoğlu Parkı'na kadar yürüdü. Yürüyüş boyunca atılan sloganlar ve taşınan dövizlerle, faşist saldırılar karşısında boyun eğilmeyeceği belirtilerek, Uşak halkından destek istendi. EMEP yönetici ve üyeleri ile DTP girişimcilerinin de destek verdiği eylem, Tiritoğlu Parkı'nda düzenlenen basın açıklamasının ardından "Faşizme karşı omuz omuza", "Şemdinli halkı yalnız değildir", "Yaşasın devrimci dayanışma" sloganlarıyla sona erdirildi. Uşak'ta neler oluyor? Uşak'ta gerginliğe neden olan gelişmeler, 20 Aralık Salı günü öğrencilerin kampus içinde Kürtçe şarkı dinlemeleri nedeniyle meydana gelen saldırıyla doruk noktasına ulaştı. Edinilen bilgiye göre, Uşak Fen Edebiyat Fakültesi kantinindeki müzik kutusunda yer alan Kürtçe bir şarkıyı dinleyen öğrenciler ülkücülerin müdahalesiyle karşılaştı. Ardından kantinde açıklama yapan ülkücüler, demokrat öğrencileri hedef gösterirken, H.S adlı ülkücü ise belindeki silahı teşhir ederek tehditlerde bulundu. Ülkücülerin silah teşhirine kadar varan hareketlerine göz yuman jandarma, devrimci-demokrat öğrencileri ise can güvenlikleri olmamasına karşın okuldan uzaklaştırdı. Demokrat öğrencilerin jandarma tarafından okuldan uzaklaştırılmasını fırsat bilen ülkücüler Kredi Yurtlar Kurumu'na girerek, iki öğrenciyi demir çubuklarla öldüresiye dövdü. Hızlarını alamayan ülkücüler, kendilerine müdahale eden yurt görevlilerine de saldırdı. Jandarmanın ve üniversite yönetiminin ülkücüleri teşvik eden tutumları nedeniyle aynı günün akşamı kent merkezine de sıçrayan saldırıda 1 öğrenci daha yaralanırken, 16 öğrenci de gözaltına alındı. Ertesi gün savcılığa çıkartılan öğrenciler ve avukatlarına yönelik tehditler adliye koridorlarında da devam etti. Kolluk güçleri tarafından adeta teşvik edilen ülkücülerin hedefi 21 Aralık Çarşamba günü ise Ekin Kafe oldu. Ekin Kafe ülkücülerin taşlı sopalı saldırısına hedef olurken, polisin tutumu da jandarmadan farklı değildi.

Şimdi de soruşturma Okul içinde silahla öğrencileri tehdit eden ülkücüleri görmezden gelen üniversite yönetimi ise saldırılar karşısında kendilerini korumaya çalışan devrimci-demokrat öğrenciler hakkında soruşturma başlattı.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


'İyi çocuklar' sadece Şemdinli'de değiller Hakkari, Şemdinli ve Yüksekova'da yaşanan olayların tanık ve mağdurları, BEKSAV'ın organize ettiği bir etkinlikle İstanbullularla buluştu. Yüksekova Belediye Başkanı Salih Yıldız, bombalanan Umut Kitabevi'nin sahibi Seferi Yılmaz ve olaylarda ölümden son anda kurtulan Mikail Atan, Hadi Çaman Tiyatro Salonu'nu dolduran yüzlerce kişiye bölgede yaşananları anlattı. Şemdinli zanlılarının yakalanmasıyla JİTEM'in çözülmediğine işaret eden Mikail Atan, "Diğer illerde kaç tane Ali Kaya var, gerçekliğini görelim" dedi. BEKSAV çalışanı Hacı Orman'ın yönettiği panelin ilk konuşmacısı, bombacıların yakalanmasında büyük payı olan Umut Kitabevi'nin sahibi Seferi Yılmaz'dı. Olayda bombacıların suçüstü yakanlandığını anlatan Yılmaz, buna rağmen yargı konusunda kaygılarının olduğunu söyledi. Yılmaz, bölgedeki organize güçlerin açığa çıkarılması için örgütlü bir şekilde mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti. "Ne zaman Kürtlerin varlığından söz edilse bölgede bir şeyler oluyor" diyen Yüksekova Belediye Başkanı Salih Yıldız ise Şemdinli'deki bombaların Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır'da verdiği mesajların ardından patlamaya başladığına dikkat çekti. Erdoğan, ağustos ayında gittiği Diyarbakır'da; "Kürt sorununu tanıyorum" demişti. Yıldız bombalama eylemleriyle Kürtlere; "daha fazla ileri gitmeyin" denilmek istendiğini ifade etti.

'JİTEM çözülmedi' Yüksekova'daki eylemde ağır yaralanan ve son anda ölümden kurtulan Mikail Atan, bazı aydınlara tepki gösterdi. Atan, "Hakkari'de bizle gözyaşı döken kalemşörler Ankara'ya döndüklerinde gerçekleri yazmadan öteye kendi düşüncelerini insanlara aktarmaya çalıştı" dedi. Türkiye Avrupa Birliği'ne (AB) girerse Şemdinli'nin AB'nin son sınırı olacağını belirten Atan, "Şemdinli'de yaşanan olay salt 'iyi çocuk' Ali Kaya ile sınırlı değildir. Diğer illerde kaç tane Ali Kaya var gerçekliğini görelim. Şemdinli'de Ali Kaya yakalandı diye kontr-gerilla, JİTEM çözülmüş diye algılanmasın. Ali Kaya'nın bugüne kadar korunduğu ve korunacağı görülmelidir" diye konuştu.