26 Mart 2005 23:00

dünden bugüne KÜRT MİZAHI -2-



Rojin Türkekul (Derlemeci)

Bizim yapmaya çalıştığımız; Kürt folkloruna ait sözlü eserleri araştırıp derleyip ve yayınlayarak kayıt altına alıp koruma ve daha geniş kitlelere ulaştırmaktır. Şu anki temel çalışmalarımız derlemedir. Kitabımız bu derlemelerden oluşmuş bir yapıttır. Bizim dışımızda da birçok kişi bu işi yapmakta ve bu alanla ilgili çeşitli kitaplar yayınlanmış ve yayınlamaktadır. Genel bir ifade ile şöyle diyebilirim: Kürt folkloru ve bunun bir parçası olan mizah ile ilgili çalışmalar henüz derleme aşamasındadır. Bunları farklı boyutlarıyla ele alıp inceleyen akademik çalışmalar sınırlıdır. Her toplumun farklı bir mizah anlayışı ve üretimi olduğu bilinmektedir. Bu anlayışı şekillendiren tarihsel ve toplumsal koşullardır. Kürt mizahı için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Toplumsal baskıların arttığı dönemlerde insanların mizaha yöneldiği bilinen bir gerçektir. Mizah yoluyla baskı ve tahakkümün bentleri aşılmaya çalışılır. Bu süreçte kelime ve kavramlara farklı (bilinen anlamının dışında) anlamlar yüklenerek adeta yeni bir dil yaratılır. Farklı toplumsal olaylar karşısında da mizah devreye girebilir. Yani salt toplumsal baskılarla açıklanamaz. Dramatik bir olayın acıklı bir durumun ya da bir felaketin bile mizah konusu olduğunu görebiliriz. Bu tür olaylar da mizahın ortaya çıkış sebep ve amacı acıyı hafifletme, yaşam sevincini arttırmadır. Kürt mizahının tarihsel gelişimi hakkında yapılmış her hangi bir akademik çalışma yoktur. Bu alan çalışmaya ve derinliğine araştırılmaya muhtaçtır. Bizim yaptığımız derlemeler böylesi çalışmalar için de önemli birer kaynak durumundadır. Kürtler tarihlerinin çok uzun sayılabilecek bir sürecinden bu yana kendi alfabe ve dilleriyle edebiyatlarını yaygın olarak yazılı hale getirme imkânı bulamamışlardır. Bu nedenle kürt edebiyatı günümüze kadar büyük oranda sözlü olarak dilde yaşayagelmiştir. Bu açıdan bakıldığında sözlü halk edebiyatımızın yazılı hale gelmeye ne kadar ihtıyacı olduğu ve bunun arz ettiği önem daha kolay anlaşılır. Bütün halklar için olduğu gibi Kürt halkı için de edebiyat ve onun bir parçası olan mizah da onun tarihinin ve yaşamının derinliklerinden akıp günümüze kadar gelmiştir. Edebiyatımızın kısmen de olsa yazılı hale gelmesinde özerk Kürt mirlik ve emirliklerinin rolü önemlidir. Arap alfabesiyle olsa da medreselerde bu konuda önemli katkılar sağlanmıştır. Bugün elimizde var olan yazılı Kürt edebiyat şaheserlerin hemen hemen tümü bu dönemde yazılmıştır. Kürt Mirlikleri döneminde mirlerin saray ve qesirlerinde temel olarak ozanlar tiyatrocular ( qirdik ) ve şairler bulunmuştur. Yani diyebiliriz ki, tiyatronun girmediği Kürt qesir ve sarayi yoktur. Halkın içererisinde ise mizah daha çok yaygındır. Fakat ne yazık ki bu hâlâ kendini dilde korumaya çalışiyor ve böyle olunca da zaman içinde kimi unutuluyor kimisi ise tahrifata uğruyor. Bir gerçeği daha vurgulamakta yarar vardır; Komşu toplumlar özellikle kültürel anlamda yoğun bir alışveriş içinde bulunurlar. Bu hem etnik topluluklar açısından böyledir, hem de dini ve mezhepsel topluluklar açısından böyledir. Bundan yola çıkarak Kürtler de birlikte yaşadıkları diğer halk topluluklarıyla karşılıklı etkileşim içinde olmuşlardır. Mizah bir mal veya nesne olmadığından dolayı gümrüklere takılması diye bir şey söz konusu değildir. Kendi yayılma kanallarını mutlaka oluşturur. Alışveriş ve etkileşim konusunda bir noktayı daha belirtmekte fayda vardır; Kimin kimden ne aldığını veya ne verdiğini tespit etmek oldukça zordur ve fazla da gerekli değildir. Ondan haz alan, yaşam sevinci bulan herkesindir. Ama insanlar bu mizahı tüketirken mutlaka kendi renklerini katacaklardır. Hiçbir toplum kültürel öğeleri olduğu gibi almaz. Mutlaka onu kendi süzgecinden geçirir ve böylece kendi yaşamına katar. Geleneksel Kürt mizahının yaşam alanı köy ve köy yaşamıdır. Dolayısıyla baskın karakter köylülüktür. Kürt mirliklerin yıkılması ve sonrasında devlet tarafından uygulanan baskı ve yasaklamalardan dolayı Kürt kültürünün köylere ve kırsal alanlara doğru bir geri çekilme yaşadığını söylemek mümkündür. Şehir yaşamından Kürt rengi silinmeye çalışılmıştır. Şehirde bir Kürt mizahından söz etmek yerine şöyle demek daha doğru olur: Yukarıda da saydığımız nedenlerden dolayı şehirde daha çok karma bir kültür, argo bir dil ortaya çıkmıştır. Belki bunu bir karşı direniş olarak kabul edebiliriz. Ama Kürt kültürü veya mizahı içinde ele almamız yanlış olacaktır. Bu gerçeklerden yola çıkarak diyebiliriz ki, geleneksel Kürt mizahını köyde ve köy yaşamında aramak gerekir. Mizah konusu ve üretim alanı köy olunca kullanılan malzeme ve işlenen olaylar da köy yaşamı olacaktır. Köy yaşamının monotonluğunun mizahla kırılmaya çalışıldığını söyleyebiliriz. Köyde kışın çalışmanın fazla olmayışı ve uzun geceler uygun ortamı oluşturmaktadır. 'Şevbûhêrk'lerde kendini ifade etmenin bir yolu da mizahtır. Bu tür ev toplantıları ham mizahın üretim yeri, hem de aktarma ve yaygınlaştırma yeridir. Kürt mizahı derken sadece fıkraları ve kimi çarpıcı sözleri anlamak dar bakmak olur. Daha geniş bir alanı kapsıyor. Kimi zaman bir hikâye, kimi zaman bir şarkı şeklinde, kimi zaman da teatral bir oyun şeklinde vücut bulmaktadır. Bazen bir dengbêj tarafından süslenerek kimi zaman bir topluluk üyesi tarafından dillendirilebilir. Kısacası mizahın doğasında olduğu gibi onu her kılıkta görmek mümkündür. Kitabımızda yer alan derlemeler sadece sözlü fıkraları içermemektedir. Kürt mizahının nereye gittiğine gelirsek; son yıllarda modern bir tarzda ve farklı imkânlarla yapılan etkinlikleri dışta tutarsak sözlü Kürt mizahı kaybolmayla yüz yüzedir. Özellikle televizyonun en ücra köylere kadar girmesi ve köyden kente yaşanan yoğun göç sözlü Kürt mizahının yaşam olanaklarını ortadan kaldırmaktadır. Bu kültürün taşıyıcıları olan yaşlı kuşak azalmaktadır. Bizim çalışmalarımızın bir amacı da bu tehlikelerin önüne geçmektir. Eğer günümüzün teknolojik imkânları yerinde ve yeterince kullanılırsa bu ürünlerimizi farklı araç ve biçimlerle yeniden üretme imkânı doğacağı gibi kaybolma tehlikesinin önüne de geçilmiş olacaktır. Avantajlar ve dezavantajlarla iç içedir. Ama Kürt mizahının geleceğinden umutluyum. Kürt kültürü, dili, edebiyatı ve sanatı üzerine uygulanan asimilasyon en büyük tehlikeyi oluşturmaktadır. Bu öldürücü bir tehlikedir. Bu nedenle asimilasyon son bulmadan ne Kürt kültürü, ne dili ne de sanat ve edebiyatı ciddi bir gelişme zemini bulabilir. Bu anlamda bizim bu kitabımız ve devam eden çabalarımız da aynı zamanda asimilasyona karşı bir direniş ve duruş olarak da değerlendirilebilir.

YARIN: Kürt mizahı başka kültürlerden etkileniyor. Ömer Dilsöz- İrfan Amida