7 Mart 2005 23:00
Adresi olmayan halk
GÜNÜN YAZILARI
Başar Ebu Şahla, Valid Mahna, Muhammed Matar ve Başar Ebu Salim adlı 4 Filistinli öğrenci, Birzeit Üniversitesi'ndeki mühendislik eğitimlerinin son yılını doldurmak üzereydiler. Bu amaçla, iki hafta önce pazar günü üniversitedeki son dönemlerini tamamlamak üzere okula başlamaları gerekiyordu. Fakat İsrail ordusu onları Gazze'den kovdu.
Bazıları, 4 Gazzeli öğrencinin eğitim problemini 'münferit' bir olay olarak algılayabilir. Fakat İsrail askerleri bu yıl içerisinde 30, geçtiğimiz yıllarda ise 350 Filistinli öğrenciyi eğitimlerinden etmeyi başardı. G eçen 4 yıl boyunca İsrailli yetkililer Gazze'ye girmek veya çıkmak için izin isteyen binlerce Filistinlinin sadece 'acil' olanlarına geçiş hakkı veya geçici oturma izni tanıdı. Tatillerinin ardından Batı Şeria'dan Gazze'ye dönmek isteyen onlarca öğrencinin kente girme isteği İsrail tarafından engellendi. Sonuç olarak öğrenciler bu eğitim dönemini de kaçırdılar.
Eğitim hakkı İsrail tekelinde Filistinli öğrencilerin Gazze'den kovulmasının ardından yapılan protestolar sonucunda, İsrail ordusu, Filistinli öğrencilerin sadece eğitimlerini tamamlamak üzere şehre dönebileceğini açıkladı ve bunu imzalı olarak Filistinli öğrencilere teyit ettirdi. Bu kararı alanlar, son tahlilde, bu öğrenciler için kişisel çözümler bulabilirler. Fakat bu problem tüm Filistinli öğrencilerin yaşadığı, genel bir problem. Asıl sorun şu ki, İsrail hiçbir engelleme ve protesto ile karşılaşmadan 'Oslo yılları'na meydan okurcasına davranıyor. Yeterli olmasa da Filistinliler için olumlu yanları olan Oslo Anlaşması'na göre Gazze Şeridi ve Batı Şeria 'bir ve bağımsız bir bölge' idi. Ariel Şaron bu planı feshetmeden çok uzun zaman önce, Şamir ve Rabin hükümetleri Filistinlilerin Batı Şeria'dan Gazze'ye geçişini engelleme girişimlerine başladılar. İsrail'in Filistinlileri hapsetme politikası 1991'in ilk günlerinde başladı ve seyahat etme özgürlükleri, 'bir ve bağımsız' bölge de dahil olmak üzere, engellendi.
Keyfi tutum İsrail'in özgürlükleri kısıtlama politikaları ile asıl amacı, Gazze Şeridi'nden Batı Şeria'ya olan 'adres değişikliklerini' engellemek. Ayrıca İsrailli yetkililer Filistinlilerin kimlik kartlarındaki adres bilgilerini Gazze'den Batı Şeria'ya geçirdiler. Geçici anlaşmaların Filistin nüfusu üzerindeki etkisini yitirdiği ve kimin vatandaş olup, olamayacağı kararının İsrail'in elinde olduğu doğru. Fakat İsrail, 1948 ve 1967'de bölgeden sürülen Filistinli mültecilerin, kendi yöneticilerinin belirlediği yerlerde yaşamalarına izin verecek mi? Filistinlilere vatandaşlık haklarını ve doğru bilgileri barındıran kimlik kartlarını sağlayacaklar mı? Geçici anlaşmalara göre Filistinliler adres değiştirebilir, bir yerden bir yere geçebilirler ve Filistinli yöneticilerin tek görevi adres değişiklilerini İsrail'e bildirmektir. Örneğin Nablus'tan Ramallah'a gibi.
Prensip sorunu Anlaşmalar zamanla İsrail'in, Filistinlilerin adres değişikliklerini otomatik olarak engellediği bir hal aldı. 'Oslo yılları'nda İsrail, Gazze Şeridi'nden Refah'a giden ve Allenby köprüsü üzerinden Batı Şeria'ya dönmeye çalışan Filistinlilerin geçişini yasaklıyordu. Bugün ise Batı Şeria'dan Gazze'ye geçmeye çalışanların engellenmesi konusunda nitel değişikler var. Eğitimlerinin sonunda Gazze'ye döneceklerine dair 'taahütname' veren Filisitinli 4 öğrenci, aslında adres değiştirebilme özgürlükleri üzerindeki baskıları da kabul etmiş oluyorlar. Halbuki bu öğrenciler Filistinli yöneticilerin belirledikleri yerlerde yaşayabilir, çalışabilir ya da aile kurabilirler. Bu, onların kişisel kararı olmak durumundadır. Bu durum, ulusal bir kuruluş olan Birzeit Üniversitesi için de bir prensip sorunu haline geldi. Üniversitenin, Filistinli gençlerin imzalamak zorunda bırakıldıkları ve insan haklarını hiçe sayan taahütnameleri kesinlikle kabul etmemesi gerekirdi. Bu tip kabullenmeler, İsrail'in Filistin'i keskin çizgiler ile bölmesinin önündeki engelleri kaldırır ve İsrail'e "hak" yaratır.
(Ha'aretz'ten çeviren Cihan Çelik)
Eğitim hakkı İsrail tekelinde Filistinli öğrencilerin Gazze'den kovulmasının ardından yapılan protestolar sonucunda, İsrail ordusu, Filistinli öğrencilerin sadece eğitimlerini tamamlamak üzere şehre dönebileceğini açıkladı ve bunu imzalı olarak Filistinli öğrencilere teyit ettirdi. Bu kararı alanlar, son tahlilde, bu öğrenciler için kişisel çözümler bulabilirler. Fakat bu problem tüm Filistinli öğrencilerin yaşadığı, genel bir problem. Asıl sorun şu ki, İsrail hiçbir engelleme ve protesto ile karşılaşmadan 'Oslo yılları'na meydan okurcasına davranıyor. Yeterli olmasa da Filistinliler için olumlu yanları olan Oslo Anlaşması'na göre Gazze Şeridi ve Batı Şeria 'bir ve bağımsız bir bölge' idi. Ariel Şaron bu planı feshetmeden çok uzun zaman önce, Şamir ve Rabin hükümetleri Filistinlilerin Batı Şeria'dan Gazze'ye geçişini engelleme girişimlerine başladılar. İsrail'in Filistinlileri hapsetme politikası 1991'in ilk günlerinde başladı ve seyahat etme özgürlükleri, 'bir ve bağımsız' bölge de dahil olmak üzere, engellendi.
Keyfi tutum İsrail'in özgürlükleri kısıtlama politikaları ile asıl amacı, Gazze Şeridi'nden Batı Şeria'ya olan 'adres değişikliklerini' engellemek. Ayrıca İsrailli yetkililer Filistinlilerin kimlik kartlarındaki adres bilgilerini Gazze'den Batı Şeria'ya geçirdiler. Geçici anlaşmaların Filistin nüfusu üzerindeki etkisini yitirdiği ve kimin vatandaş olup, olamayacağı kararının İsrail'in elinde olduğu doğru. Fakat İsrail, 1948 ve 1967'de bölgeden sürülen Filistinli mültecilerin, kendi yöneticilerinin belirlediği yerlerde yaşamalarına izin verecek mi? Filistinlilere vatandaşlık haklarını ve doğru bilgileri barındıran kimlik kartlarını sağlayacaklar mı? Geçici anlaşmalara göre Filistinliler adres değiştirebilir, bir yerden bir yere geçebilirler ve Filistinli yöneticilerin tek görevi adres değişiklilerini İsrail'e bildirmektir. Örneğin Nablus'tan Ramallah'a gibi.
Prensip sorunu Anlaşmalar zamanla İsrail'in, Filistinlilerin adres değişikliklerini otomatik olarak engellediği bir hal aldı. 'Oslo yılları'nda İsrail, Gazze Şeridi'nden Refah'a giden ve Allenby köprüsü üzerinden Batı Şeria'ya dönmeye çalışan Filistinlilerin geçişini yasaklıyordu. Bugün ise Batı Şeria'dan Gazze'ye geçmeye çalışanların engellenmesi konusunda nitel değişikler var. Eğitimlerinin sonunda Gazze'ye döneceklerine dair 'taahütname' veren Filisitinli 4 öğrenci, aslında adres değiştirebilme özgürlükleri üzerindeki baskıları da kabul etmiş oluyorlar. Halbuki bu öğrenciler Filistinli yöneticilerin belirledikleri yerlerde yaşayabilir, çalışabilir ya da aile kurabilirler. Bu, onların kişisel kararı olmak durumundadır. Bu durum, ulusal bir kuruluş olan Birzeit Üniversitesi için de bir prensip sorunu haline geldi. Üniversitenin, Filistinli gençlerin imzalamak zorunda bırakıldıkları ve insan haklarını hiçe sayan taahütnameleri kesinlikle kabul etmemesi gerekirdi. Bu tip kabullenmeler, İsrail'in Filistin'i keskin çizgiler ile bölmesinin önündeki engelleri kaldırır ve İsrail'e "hak" yaratır.
(Ha'aretz'ten çeviren Cihan Çelik)
Evrensel'i Takip Et