2 Mart 2004 23:00

Yunanistan'da genel seçime doğru...

Yunanistan'da genel seçimler 7 Mart günü yapılacak. Meclis içinde ve dışındaki tüm partiler bütün güçleriyle seçim çalışmalarını sürdürüyor. Özellikle iktidardaki Sosyal Demokrat Parti (PASOK) ve anamuhalefetteki Yeni Demokrasi Partisi'nin bol keseden attıkları vaatler havalarda uçuşuyor. Onyıllardan beri ülkeyi yönetenler hiçbir şeyden sorumlu değilmiş, her şey onların dışında gerçekleşmiş ve yepyeni bir programla halk karşısına çıkıyorlarmış gibi, demagojik ve ülkenin içinde bulunduğu gerçeklere bütünüyle ters düşen bir kampanya sürdürüyorlar.

Kayıkçı dövüşü Bütün çalışmalarını "Bu ülke sağcılardan çok çekti, bize oy vermezseniz onlar iktidara gelir" söylemine dayandıran PASOK ve "20 yıldan beri PASOK hem yordu hem yoruldu; yeni güçleri deneyin" propagandasını yapan Yeni Demokrasi'nin seçim programları, aslında emek düşmanlığında farklılık göstermiyor. Parti başkanlığını eski Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu'ya bırakan eski Başbakan Kostas Simitis ise ne ortalıkta görünüyor ne de bir açıklama yapıyor. Amaç halka, bunun yalnızca bir "vitrin değişikliği" olmadığı, "yeni bir PASOK'un doğduğu" mesajını vermek. Seçim kampanyası yürüten bu partiler; işçi ve emekçi karşıtı politikaları ya hiç tartışılmıyor ya da 8-10 yıllık süreçleri kapsayan sözde "refah" programlarıyla şimdiye kadar izlenen sermaye yanlısı politikaları aklamaya çalışıyorlar. Yunanistan Komünist Partisi (KKE) ise, bu politikaların karşısında "Seçimlere çok parti katılıyor ama iki politika çatışıyor" diyerek, işçi ve emekçilerden yana tutum ile sermaye yanlısı tutumu açık ve net bir platforma oturtmaya çalışıyor.

Halkın tepkisi korkutuyor Sosyal hakların gaspedilmesi, işsizlik ve yoksulluğun artması genel olarak halkta tepki yaratıyor. Bunun başlıca sebepleri; sosyal güvenlik sisteminin sermayenin isteklerine uygun hale getirilerek işlevsizleştirilmesi, başta tersaneler olmak üzere denizcilik işletmeleri, enerji, metal, iletişim ve ulaştırma sektörlerinde özelleştirmenin ilerlemesi; eğitim ve sağlıkta piyasa kurallarının egemen hale getirilmesiyle, bu hakların sadece seçkin sınıfların yararlanabileceği haklara dönüştürülmesi. Ayrıca, çalışma yasalarının, toplusözleşme yerine 'bireysel sözleşmenin', 8 saatlik işgünü yerine esnek çalışmanın geçirilerek patronların çıkarları doğrultusunda düzenlenmesi de emekçilerin öfkesini artırıyor. Bu nedenle iktidar ve anamuhalefet partileri iletişim oyunlarıyla, şov programlarıyla dikkatleri çekmeye çalışıyorlar. Seçimlere günler kala, medyanın tamamı iki büyük parti genel başkanlarının televizyon kanallarında yapacağı Amerikan tarzı tartışmaya kilitlendi. Seçim gündemi, "kimin tartışmak isteyip kimin kaçtığı" veya "kimin mimiklerinin daha güven verici olduğu" gibi suni bir platforma çekildi.

Transferler Bu seçimlerin ayırt edici özelliklerinden biri de, partilerin izlediği transfer ve ittifak politikaları. Yeni Demokrasi Partisi birkaç yıl önce ihraç ettiği bazı kadrolarını geri çağırdı ve kendilerine önemli görevler verdi. PASOK'tan bir süre önce ayrılan Kamu Düzeni eski Bakanı Stelyos Papatemelis, Yeni Demokrasi Partisi ile ittifak yaparken, piyasa ekonomisinin en bağnaz savunucularından Stefanos Manos ile faşist politikalarıyla tanınan Andreas Andrianopulos, PASOK'un kontenjan listesinden aday oldular. PASOK'tan biraz daha sol görünen Sinaspismo ise önemli kadrolarını PASOK'a kaptırdı. Bu arada KKE; Sinaspismos ve Demokratik Haklar Partisi'nin ittifak önerilerini geri çevirdi.

İki parti başabaş Kısa bir süre öncesine kadar yapılan kamuoyu araştırmaları, Yeni Demokrasi Partisi'nin PASOK'a yüzde 6-7 fark atacağı yönündeydi. Oysa son araştırmalar, iki partinin oy oranlarının yüzde 41 ve yüzde 38 olduğunu gösteriyor. Basındaki yorumlarda, bu farkın hızla kapanacağı ve PASOK'un sürpriz yapacağı söylense de, Yeni Demokrasi Partisi'nin önünün kesilmesi zor görünüyor. Son seçimlerde yüzde 5.7'lik bir oy oranına sahip olan KKE'nin ise oylarını artıracağı tahmin ediliyor. Sonuç ne olursa olsun, yeni kurulacak hükümetin şimdiye kadar izlenen politikalardan farklı bir politika izlemeyeceği belli. Çünkü her iki büyük partinin seçim programlarında söylenenler, aynı şeyler.

Evrensel'i Takip Et