20 Ocak 2003 22:00
Gemlik'in 'sakıncalı' ekmek işçileri
Altı fırın patronunun bir araya gelerek kurduğu Gemlik Ekmek Fabrikası'nda işçiler, çalışma koşullarının iyileştirilmesi için iki ay önce DİSK'e bağlı Gıda-İş Sendikası'na üye oldular. Hafta sonu tatili olmayan, günde 12-16 saat çalışan, karşılığında ise günlük 7-9 milyon lira yevmiye alan işçiler, her yerde olduğu gibi Gemlik'te de patronun gazabına uğradılar. İşçilerin sendikaya üye olduğunu öğrenen patron, önce tek tek sonra da toplu halde 16 işçiyi kapı önüne koydu.
İşçiler şimdi sendikalı olarak işe dönme mücadelesi veriyor. Polis baskısı nedeniyle fabrikanın önünde bekleyemiyorlar. Fabrikanın önünden geçmek, fabrikada çalışan birine selam vermek gözaltı nedeni sayılıyor. Bu nedenle fabrikanın karşısındaki kahvede bekliyorlar.
İşçilerin örgütlenmesine tahammül edemeyen ama kendileri dernek kurarak örgütlenen patronlar, öne çıkan işçilerin isimlerini fırın sahiplerine bildirerek başka yerlerde işe girmelerini de engellemeye çalışıyor.
Selçuk Yay isimli işçi, Gemlik Ekmek Fabrikası'nda iki yıldır çalışıyordu. Geçtiğimiz Ramazan Bayramı'nın arife günü büyük ortak Rıfat Yıldız, Selçuk Yay'ı bürosunu çağırdı. Patron, Yay'a artık birlikte çalışamayacaklarını bildiriyordu.
Patronun, "Seninle bu saatten sonra bu şartlarda çalışamam. Sendikaya üye olmuşsunuz, ben ağrımayan başımı ağırtmam. Ama ileriki zamanlarda sendikalı olmazsanız yine çalışırız" dediğini aktaran Yay, patronun kamuoyunu yanıltığını ifade ediyor. Yay, "Patron 'ben onlara sosyal hak verdim' diyor. Yakacak yardımı yaptım diyor. Ama yakacakların parasını yevmiyelerimizden kesiyor. Bu nasıl sosyal hak" diye sordu.
Kendilerine baskı yapıldığını belirten Yay şöyle devam ediyor; "İçerde çalışan işçilere selam verdiğimizde hemen gözaltına alıyorlar. Büro amiri bile patron ağzıyla konuşuyor bize, 'sizin sendikada ne işiniz var' diyor."
Seyfi Körüklü ekmek fabrikasının hamur bölümünde çalışırken, sendikaya üye olunca hemen işten çıkarıldı. İşten atıldıktan sonra zor günler geçirdiklerini anlatıyor Körüklü; "Bugün 9 milyon lira yevmiye alan bir insanın birikim yapması mümkün değil. Hiçbirimizin birikim yok. Kira borçları birikti. Arkadaşlarımın çoğunun evinde yiyecek bir şey yok ."
Şeref Mert, direnişçilerin en yaşlışı. En zor durumda olanlardan biri o. Çünkü bir çocuğu hasta ve her hafta İstanbul'a hastaneye gitmek zorundalar. Mert, yaşadıklarını "40 gün boyunca benim elime 20 milyon lira ya geçti ya geçmedi. Hepimiz aynı sorunları yaşıyoruz" diye anlatıyor.
Zülküf Karslıoğlu ise direnen işçilerin en genci. "Biz sosyal haklarımızı almaya çalıştık bundan dolayı işten atıldık" diyor Karslıoğlu.
Derviş Gündoğdu da, fırında pişirici olarak çalışıyordu. Bu yüzden diğer arkadaşları gibi 9 milyon değil günde 7 milyona çalışıyordu; "Ben işyerinde 8 yıl çalıştım. Bu süre boyunca patron işimle ilgili tek bir şikâyette bulunmadı. Ama nasıl sendikaya üye oldum, hemen işten çıkardı. Patrona sordum, ben şimdiye kadar sana bir zarar verdim mi? diye 'yok' dedi. Peki sebep ne? Sebep sendika."
Evrensel'i Takip Et