4 Nisan 2015 01:59

Sevgi YALÇIN
Emek Partisi Eski Bağcılar
İlçe Yöneticisi

Halkların Demokratik Partisi
İstanbul Milletvekili Aday Adayı

Çalıştığım şirket, ben ve bir kadın arkadaşımı patronun yeni aldığı evin inşaat temizliğini yapmamız için oraya gönderdi. Gidip işe başladık, inşaat işi tam olarak bitmemişti. İşçiler çalışırken biz de bir yandan çıkan pislikleri temizliyorduk. Bir hayli yorulduk biraz ara verdik. Bu arada işçilerden ikisi çay içiyorlardı. Bize de ikram ettiler, yanlarına oturduk. 

Çay içerken sohbet ettik. İşçilerden biri, “Sizi niye buraya gönderdiler? Hem iş bitmedi hem de bu çok yorucu bir iş” dedi. Ben de, “Gideceksin dediler biz de geldik” diye açıkladım. 

İşçilerden biri, “Evet ekmek parası. Kaç gündür buradayız canımız çıktı. Sizin patron buraya geliyor. Bir türlü hiçbir şeyi beğenmiyor. Aldığımız para da çok bir şey değil. Sanki metre hesabı çalışıyoruz”dedi. Diğer işçi söze girdi: “Bu zamanda bir kişinin çalışması yetmiyor. Aldığım para 1200 lira. Evim kira. Faturalar artı bir de çocuk okuyor. Yetiştiremiyorum. Kredi kullanıyorum” dedi. Bir diğeri de, “Vallahi ne olacak bu işçilerin hali? Her gün bir işçi ölüyor, bıktık artık. Karın tokluğuna çalışıyoruz. Ama karnımız da doymuyor” dedi. 

Sohbet ilerleyince, “Seçimlerde ne yapmayı düşünüyorsunuz?” diye sordum. Biri, “Ben iki seçimdir Ak Parti’ye oy vermiyorum  ve oyumu boş atıyorum” dedi. “Peki bu seçimde ne yapacaksın?”diye sorduğumda cevap vermedi. Bir diğer işçi de “Ben CHP’ye oy veriyorum ama içimden gelmeden veriyorum. Ben Orduluyum. Bu seçimde de hiç CHP’ye oy vermek istemiyorum” diye konuştu. 

“HDP için ne düşünüyorsunuz?” diye sordum. CHP’ye oy veren “HDP’yi de gerçekten etraftan çok duyuyorum” dedi. “Biraz Kürt partisi ama içinde Türkler de varmış. Biraz araştıracağım. Kafama yatmıyor değil” diye konuştu.

Bir diğer işçi arkadaş lafa girerek, “Bak bizler burada neler yaşıyoruz, neler konuşuyoruz. Bizlerin konuştuğu şu işçilerin meselelerini hangisi dile getiriyor? Sebze fiyatları almış başını gidiyor artık sebze bile yiyemiyoruz ki eti nasıl yiyelim” dedi. Ben de “İşçilerin sesini duyurmak için, işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin, kadınların, gençlerin, Kürt’ün, Türk’ün, Alevi’nin, Sünni’nin hep birlikte mücadele etmesi gerekir. Burada Kürt, Türk, Alevi, Sünni, göçmen işçiler olarak konuşuyoruz. Ortak noktamız, hepimizin de işçi olması. Yaşadığımız sorunların aynı olması” dediğimde “Haklısın, doğru söylüyorsun” yanıtını verdiler. 
Sohbetimiz arasında taşeronun yasaklanması, eşit işe eşit ücret olması, Bakırköy Belediyesinde çalışan işçilerin grevinden, HDP İstanbul Milletvekili ve Emek Partisi Eski Genel Başkanı Levent Tüzel’in işçilerin taleplerini Meclise taşıdığını, işçinin emekçinin yanında olduğunu, Soma başta olma üzere  iş cinayetlerini Meclis gündemine getirdiğini, işçiler emekçiler için mücadele ettiğini, kendimin de Emek Partili olduğumu söyledim.

Biraz daha sohbet ettikten sonra HDP milletvekili aday adayı olduğumu söylediğimde çok şaşırdılar. Ve “Vallahi, inşallah kazanırsınız. Seni tebrik ederiz” dediler.

Sonra herkes tekrar işinin başına dönerken, “Sen bizim çayımızı içtin. İnşallah kazanırsın, biz de gelip senin çayını içeriz” dediler.

Evrensel'i Takip Et