11 Kasım 2016 01:00

Yalan dolan siyaseti

Yalan dolan siyaseti

Fotoğraf: Envato

Paylaş

HDP’ye yönelik siyasi ve fiziki linç politikası olanca hızıyla sürdürülüyor. Az çok düşünme yetisini kaybetmemiş, aklını havuz medyanın ve o medyanın tek kullanıcısı RTE – AKP iktidarının yönlendirmelerine teslim etmemiş olanlar bu linç politikasının amacının öyle güvenlik, terör, hukuk, ifadeye gitmeme filan olmadığını biliyor.
Madem HDP’nin eş Genel Başkanları ve Vekilleri ifadeye gitmediler diye evlerinden alındılar, o zaman ifadeleri aldıktan sonra bırakılsaydılar. Söylediğiniz yalana inanan kafası abluka altına alınmış ya da işine öyle gelen bir kitlenin bulunduğu muhakkak ama aklını size emanet etmemiş kitleler bu soruyu soruyorlar.
RTE iktidarının derdi bellidir, amacı Başkanlıktır. Başkanlığı elde edebilmesi için ilk etapta mecliste 330 oyu bulması gerekmektedir. 330 Milletvekili Başkanlık için Evet oyu verirse referandum seçeneği ortaya çıkmaktadır.
Kağıt üzerinde Başkanlığa “Evet” diyecek AKP’nin 317 Vekili, MHP’nin 40 vekili yani toplamda 357 Vekil bulunmaktadır. Ancak siyasetin kağıt üzerinde yapılmadığını ABD seçimlerinde bir kez daha görmüş olduk.
AKP ve MHP’de çok sayıda Milletvekilinin başkanlık oylamasında “Evet” oyu vermeyeceği çok açık bir şekilde dile getirilmeye başlandı. Bu durumda 330 Evet oyuna ulaşılması hayli riskli gözükmektedir.
TBMM’de Başkanlık için 330 “Evet” oyuna ulaşılamaması durumunda devreye sokulacak formül yeni bir Milletvekili seçimdir. Kafasını Başkanlıkla bozmuş RTE’nin, kendisinin ve ailesinin geleceğinin güvencesi olarak görmeye başladığı Başkanlık için ülkeyi yeniden bir seçime götürmekten çekinmeyeceğini 7 Haziran sonrasından tecrübe etmiş bir ülkeyiz.
Eş Başkanlarının ve de özellikle Selahattin Demirtaş’ın sahada olmadığı bir erken seçimde HDP’nin barajın altında kalması ve seçim sisteminin getirdiği siyasi bir hırsızlıkla HDP’nin Vekil sayısının çoğunun AKP’ye geçeceği gerçeğiyle bu defa referanduma gerek kalmadan 376 sayısına ulaşılıp Başkanlık TBMM’de kabul edilebilecektir.
Bütün dert budur, gerisi yalan, dolan, hikaye ve iftiradır. Bu ülkede hukuğun siyasi iradenin bir oyuncağı haline geldiğini son iki-üç yıllık süreçte yaşananlara bakarak rahatlıkla görebiliriz.
İşin kötüsü HDP 1 Kasım seçimlerinde aldığı oyun altına düşmediği için Eş Başkanların öyle kısa sürede çıkartılmaları mümkün gözükmüyor.
HDP’yi baraj altında bırakmak için ellerinden gelen her türlü yalan ve iftirayı ellerinde tuttukları medya aracılığıyla topluma şırınga ediyorlar. Figen Yüksekdağ’ın “Biz Rojava’da, Kobane’de sırtımızı YPG’ye dayadık” sözlerini utanmadan, sıkılmadan evirip çevirip başka hallere sokuyorlar.
Ne diyecekti Yüksekdağ, bizim halklarımız, yoldaşlarımız, kardeşlerimiz, soydaşlarımız IŞİD gibi tecavüzcü katillerin saldırısı karşısında YPG’ye değil de size mi güvenecekti?
Bizim kime güvenip kime güvenemeyeceğimiz 10 Ekim katliamı sanıklarının ifadelerinden gayet net olarak ortaya çıkmaktadır.
Aşk ile.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...