06 Haziran 2014 00:08

Siyasetin çocuk oyunu

Siyasetin çocuk oyunu

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kürt siyasi aktörleri ile T.C. hükümeti arasında yürütülen görüşmeler ve çatışmasızlık süreci devam ederken özellikle de AKP’nin dolayısıyla da cumhurbaşkanı adayları olan R. Tayyip Erdoğan’ın işi hayli zor. Tayyip Erdoğan ilk turda seçilmek veya ikinci turda kesin sonuç almak için hem Kürtlerin oyuna hem de milliyetçi, muhafazakar tabanın oyuna ihtiyaç duyuyor. Seçimler yaklaştıkça da bu ihtiyaca göre siyasi atraksiyonlar yapıyorlar. Ya bilerek bu yönde fırsatlar yaratıyor ya da oluşan durumları fırsata çevirmeye çalışıyorlar. Hem milliyetçilik yapıp hem de PKK ile müzakere içerisinde olmak tam bir cambaz işidir. AKP de bu siyasi cambazlığı iyi beceriyor.
Bir taraftan İmralı’dan ‘her şey yolunda’ açıklamaları gelirken, diğer taraftan Başbakan her türlü tehdit ve hakareti dilinden düşürmüyor. Bir taraftan kalekol inşaatları sürerken diğer taraftan kalekol inşaatlarını protesto edenlere en ağır şekilde müdahaleler ediliyor.
Hükümetin cambaz siyasetinin baş köşesinde bu sıralar “Dağa çıkan çocuklar” var. Hükümet ve hükümet yanlısı medya yoğun bir şekilde bu çocukların kaçırıldığını iddia ederek, Kürt siyasi aktörlerine veryansın ediyorlar. Gerçek nedir? Hakikaten bu çocuklar kaçırılmış mıdır, yoksa gönüllü olarak kendileri mi dağa çıkmaktadır? Şüphesiz ki bu sorunun cevabını en iyi bilen yine o çocuklardır. Kandil’e gidiş gelişlerin bu kadar kolay olduğu bir dönemde bir gazeteci heyetinin veya insan hakları heyetinin neden gidip bu çocuklarla görüşmediğini anlayamıyorum. Diğer taraftan inandığım bir şey var ki; hiçbir gerilla hareketi zorla, insan kaçırarak kendisine militan oluşturamaz, bu sadece PKK için değil, tüm gerilla hareketleri ve benzeri guruplar için geçerlidir. Gerilla hareketlerine militanlık ancak ve ancak gönüllülük esasına dayanır ve yürütülen davaya inanmak şarttır. Gerisi işin doğasına aykırıdır ve inandırıcı değildir.
Kürt siyasal hareketi bu sorunda sınıfta kaldı, süreci tam da cambazlık yapmak isteyen hükümet ve onun ağzına bakanların eline malzeme verecek şekilde yürütüyorlar. Bir tarafta dağa çıkan aileleri tenzih ederek söylense de, o ailelerin para aldığını söylemek, diğer taraftan ne sebeple olursa olsun o ailelerin belediye önünde oturmalarına engel olmak cambazların ekmeğine yağ sürmektir. Bunların derdi mağdur çocuklar olsaydı Pozantı’da tecavüze uğrayan çocuklara sahip çıkıp sorumlularına hak ettikleri cezaları verirlerdi. Bunların derdi çocuklar olsaydı, Berkin Elvan başta olmak üzere Gezi direnişi sırasında katledilen çocukların ailelerine hakaret etmez, katillerini bulup yargıya teslim ederlerdi. Bunlar cambazlıklarının gereği olarak buldular bir malzeme, evire çevire kullanıyorlar. Maalesef ki Kürt siyasi aktörleri de bunların elini boşa çıkartacak siyasi tavrı sergileyemiyor.
Yapılması gereken çok nettir. Bu çocuklar kalıcı barış sağlanamadığı için dağdalar, o halde bu aileleri dışlamak yerine Barış Anneleri başta olmak üzere çocukları dağda bulunan tüm ailelerin bu annelerin yanına oturup “Biz kalıcı barış istiyoruz, biz kalekol değil aş-iş istiyoruz, biz oyalama değil barışı sağlayacak demokratik Anayasa istiyoruz, somut yasal adımlar istiyoruz, böylelikle tüm çocuklar evine dönecektir” diyerek haykırmalıydılar. Yapılacak olan, dışlamak, suçlamak yerine onlara doğru istikameti göstermek, görmelerine yardımcı olmak, mağduriyetlerinin muhatabının hükümet olduğunu tüm mağdur aileleri ile birlikte hep birlikte haykırmak olmalıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...