Efrîn Kantonu Başbakanı: Ambargo kaldırılsın
Diplomatik temaslar gerçekleştirmek ve Türkiye ile Efrîn arasında kapı açılması için girişimlerde bulunmak üzere Türkiye'ye gelen Efrîn Hükümetinin görüşmeleri sürüyor. Temasları kapsamında uluslararası basın kuruluşları ile bir araya gelen Efrîn Kantonu Başbakanı Hêvî Mistefa, özelde Efrîn olmak üzere Rojava kantonlarına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Zeynep KURİŞ
Türkiye ile Efrîn arasında sınır kapısı açılması ve komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi talebiyle Türkiye'ye gelerek diplomatik girişimlerde bulunan Efrîn Kantonu Başbakanı Hêvî Mistefa, Dışişleri Bakanı Suleyman Cafer ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Cihan Mihemmed ve Ekonomi Bakanı Dr. Ahmet Yusuf'tan oluşan heyet, Ankara'daki temaslarını sürdürüyor. Heyet temaslar çerçevesinde Reuters ve El Maria gibi uluslararası basın kuruluşları temsilcileri ve İngiltere konsolosluğu yetkilileri, Ankara Kadın Platformu, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, KESK, Türkiye Barış Meclisi'yle görüşmeler gerçekleştirdi. Heyet, görüşmelerde Efrîn kantonu ve oluşturdukları demokratik özerklik sistemine ilişkin bilgiler vererek, kantonların tanınması ve Kürtlerin kimlik mücadelesine saygı duyulması ve kabul edilmesi gibi taleplerini de aktarıyor.
Bazı basın kurumları ile bir araya gelen Efrîn Kantonu Başbakanı Hêvî Mistefa, Efrîn kantonuna ilişkin bilgiler vererek Rojava devrimi, ülkelerin Rojava'ya bakış açısı ve Esad rejimiyle muhaliflere bakış açıları, peşmergenin Kobanê'ye geçişi gibi birçok konuya değindi. Efrîn kantonuna dönük direkt bir saldırının olmadığını belirten Mistefa, kantonlarına dönük en büyük tehdidin uygulanan ambargo olduğunu ifade etti. Mistefa, "Biz zaten ambargoları saldırı olarak değerlendiriyoruz. Yoksa Kobanê'ye olduğu gibi bir saldırı yok" dedi. Olası bir saldırıya karşı da hazırlıklı olduklarının altını çizen Mistefa, saldırılara karşı koyacak güçlerinin de olduğunu kaydetti. Mistefa hali hazırda Efrin'in El Nusra tarafından ablukaya alındığını ve dışarıdan gelen 200 bin kişi ile birlikte nüfusu bir milyona çıkan Efrin merkezine 25 kilometre uzaklıkta olduklarını söyledi.
EFRÎN'E AMBARGOYU SALDIRI OLARAK GÖRÜYORUZ
Fikir sahibinin PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın olduğu yeni bir sistemi hayata geçirdiklerini belirten Mistefa, sistemin inançları ve farklılıkları bir arada eşit ve özgür bir şekilde yaşamasını öngördüğünü ifade etti. Mistefa, "Dolayısıyla bize yönelik her saldırı ve uygulanan ambargo demokrasi ve özgürlüğe karşıdır" dedi.
PEŞMERGE KENDİ TOPRAĞINI KORUYOR
Peşmergenin Kobanê topraklarını savunmak üzere, Rojava'ya geçmesinin kendileri açısından oldukça önemli olduğunu vurgulayan Mistefa, "Kürtler arasında fikir ayrılıkları olabilir, özgünlükler de olabilir. Ancak söz konusu Kürtlere dönük bir saldırıysa pekala birlik olmayı da bilirler. Bunun en güzel örneği de peşmergenin Kobanê'de YPG güçleri ile birlikte verdiği savaş. Peşmergenin ve diğer Kürt güçlerinin kendi toprakları da sayılan Rojava'yı korumak için savaşa katılmaları da bunun göstergesidir" değerlendirmesinde bulundu.
Dünya ülkelerinin, Rojava'da kurulan sistemi anlamadıklarını belirten Mistefa, "Biz ne Esad'ın sistemini ne de muhaliflerin yapmak istediklerini benimsemedik" diyen Mistefa, 3. bir hat olarak örgütlendiklerini ve kimseye saldırmadıklarını, sadece kendilerini savunduklarını belirterek, verdikleri mücadelenin haklı bir mücadele olduğunu söyledi. Mistefa şunları söyledi: "Er ya da geç bu anlaşılacaktır. Kısmen anlaşıldığını da düşünüyorum, bakış açılarından üsluplarına kadar yansıdı. İlk etapta rejimle ortaklaştığımızı düşünenler de oldu, böyle bir şey söz konusu bile değildi. Türkiye'de çekinceli yaklaşıyor, ancak biz komşumuz olan Türkiye ile dostluk ilişkileri kurmak istiyoruz, ilişkilerimizi güçlendirmek istiyoruz."
'ÖSO'NUN ZİHNİYETİNİ KABUL ETMİYORUZ'
Rojava'da ÖSO'ya dahil grupların da IŞİD karşı savaştığını belirten Mistefa, "Evet savaşıyor olabilirler. Ancak biz onların zihniyetini, sistemlerini hiç bir şekilde kabul etmiyoruz" ifadesinde bulundu.
Rojava kantonlarının her türlü desteğe ve yardıma ihtiyacının olduğunu belirten Mistefa, gerçek demokrasiyi ve özgürlüğü savunan ülkelerin maddi-manevi güç katmalarını memnuniyetle karşılayacaklarını ifade etti. Mistefa, "Ancak kimseye muhtaç olup da bağlı-bağımlı kalma ya da yardımlar üzerinden farklı ittifaklar geliştirme gibi bir durumumuz da söz konusu olamaz" değerlendirmesinde bulundu.
Efrîn ve diğer kantonlarda halkların birbirileri ile hiç bir sorununun olmadığına vurgu yapan Mistefa, "Halklar kardeş, dostça yaşıyor. Süryaniler, Araplar, Kürtler... Farklı etnik yapılar ve inançlar var. Başkan yardımcılarımızdan biri Arap, diğeri de Kürt mesela. Ancak Esad ve muhaliflerin yapmak istedikleri halkı birbirine düşürmek, kardeş kavgası çıkarmaktı. Biz demokratik zeminde, barışçıl ve eşitlikçi bir sisteme sahibiz. Kimsenin kimseden üstün olmadığı, kimsenin kimseyi ötekileştirmediği bir sistem bu. Kürtler Arapların özel günlerine, bayramlarına katılır, Araplar bizlerin, Süryaniler Arapların, onlar camiye gelir, bizler kiliseye gideriz, birbirimizin inanç ve özgünlüklerine saygı duyar, bayramlarını kutlarız" dedi.
ESAD REJİMİNİN BU HALİYLE ŞANSI YOK
Esad rejiminin mevcut haliyle Suriye'de hiçbir zaman başarılı olmayacağının altını çizen Mistefa, Baas sisteminin demokratik bir sisteme dönüştürülmesi durumunda ufak da olsa bir şansının olabileceğini ancak böyle bir dönüşüm gerçekleştireceğine inanmadıklarını söyledi. Halen kantonlarda Kürtçe eğitim veren eğitmenlerinin Esad rejimi tarafından mektup yoluyla tehdit edildiklerine dikkat çeken Mistefa, "Bu zihniyetin değişeceğine inanmıyorum. Biz kimliğimizle, Kürtlüğümüzle tanınmak istiyoruz. Aksi halde Esad'e karşı nasıl mücadele yürütüyorsak, onlara karşı da aynı mücadeleyi yürütürüz. Tanınmak ve saygı duyulmak istiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Rojava'da YPJ saflarında direnen kadınlara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Mistefa, Amerika ve Avrupa ülkelerinde kadınların "özgür" olduklarını iddia ettiklerini belirterek, "Neye göre özgürler" diye sordu. Mistefa, "Özgürlüğün asıl tanımını en baştan yapan Kürt kadınlarıdır. Çok özgür olduklarını düşünmüyorum. İçerisinde bulundukları durum bunu gösteriyor. Özgürlük böyle bir şey değil" dedi.
Rojava devrimi için "kadın devrimi" dendiğini hatırlatan Mistefa, kadınların yanlızca YPJ saflarında savaşmadıklarını, yaşamın her alanında örgütlenerek farklı ve üst düzey görevler aldıklarını ve bu görevlerini hakkı ile yerine getirdiklerini söyledi. Mistefa, "Özgürlüğü buradan ele almak gerekiyor. Rojava'da yaşamın asıl kurucuları Kürt kadınlarıdır" dedi.
Mistefa, dünya kadınlarına da şu çağrıyı yaptı: "Dünya kadınları da özgürleşmek istiyorlarsa, örgütlensinler toplanalım kongreleşelim, böyle bir çalışmanın ön ayağını da Kürt kadınlarının oluşturacağına inanıyoruz. IŞİD sadece Kürt kadınlarını hedef almıyor, dünya kadınlarını hedef alıyor, kadınları köleleştirmek için savaşıyor, kadınları satıyor, tecavüz ediyor, öldürüyor. Asıl özgürlük kadınları hedef alan IŞİD ve uzantılarına karşı verilen savaştır ve bu savaşın zaferle sonuçlanmasıdır." (Ankara/DİHA)
Evrensel'i Takip Et