17 Haziran 2014 07:31

İşçinin yönettiği bir sendika istiyoruz

Zeliha GÜREL
Ahmet AKARSU
Kayseri


Kayserili işçiler, Somalı maden işçileriyle bir araya gelerek başta taşeronlaştırma olmak üzere yaşanan sorunları ve çözümlerini konuştu. İşçilerin karşılıklı soru ve yanıtlarıyla gerçekleştirilen toplantıda, “işçinin yönettiği bir sendikal anlayış” için harekete geçme çağrısı yapıldı.

Kayseri’de çeşitli iş kollarından işçilerin girişimlerini başlattığı Emek ve Dayanışma Platformu, DİSK Sosyal-İş Uzmanı Onur Bakır ve Soma’dan gelen 2 maden işçinin katıldığı bir toplantı gerçekleştirdi.

Metal, mobilya, tekstil, hizmet, inşaat, karayolları, eğitim, sağlık işkolu gibi farklı sektörlerden 100 işçi ve emekçinin katıldığı toplantı Onur Bakır’ın “Türkiye’de hızla yayılan ikiz kanser: Taşeronlaştırma ve İş Kazaları” adlı sunumuyla başladı. Özelleştirmelerden başlayarak taşeron sisteminin Türkiye’ye nasıl girdiğini, kanser gibi önüne geçilemeyen bir hastalık halinde nasıl her iş koluna yayıldığını ayrıntısıyla ele alan Bakır, Soma katliamı ile birlikte madencilik ve birçok sektöre dair alınması gereken işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri hakkında ayrıntılı bilgi verdi.

TAŞERON KANSERİNE ÇÖZÜM NE?

Bakır sunumunu “Çaresiz gibi görünen taşeronlaştırma kanserine karşı, elbet çözümler mevcut. Bu anlamda yaptığımız toplantı çok değerli. Daha fazla bir araya gelip farkındalığımızı arttırarak birlikte mücadele etmenin yollarını aramakla beraber emekten yana basına, partilere de başvurarak işçilerin haklarının arkasında durmalarını sağlamalıyız” diyerek bitirdi.

Soma’nın Türkiye’nin en büyük işçi katliamı olduğunu ve unutulmayacağını vurgulayan DİSK/Birleşik Metal-İş Örgütlenme Uzmanı Yakup Aslandoğan, toplantının da yıldönümüne denk geldiği 15-16 Haziran işçi direnişlerini hatırlatarak işçilerin birlikteliğinin ve tarihten getirdiği birikimin önemine, bugün Soma işçileriyle birlikte tüm işkollarından işçilere yüklediği görevlere değindi.


MADEN İŞÇİLERİ GERÇEĞİ ANLATTI

Toplantıda Somalı işçiler de söz aldı. Madende 12 yıldır çalıştığını söyleyen Sami Yavuz çalışma koşullarının zorluğunu; “Mühendisler bile Soma olayının sebebini bize açıklayamadı. Ama biz başından beri biliyoruz. Koskoca madende tek hava çıkışı olmamalıydı. Yıllardır çalışırım, hâlâ maskenin nasıl çalıştığını bilmiyorum. Çünkü maskenin olduğu kutuyu açmanın 400 lira para cezası var. Her gün 10 saat çalıştığımız madende tuvaletimiz bile yok. Kazının yapıldığı alana havasız bir şekilde 3 kilometre yol yürüyerek ulaşıyoruz” sözleriyle anlattı. İşçilerin karşılıklı sorularıyla ilerleyen toplantıda, “Tam olarak kaç işçi öldü?​” sorusuna Yavuz; “Yerin altından çıkarılmayan arkadaşlarımız var. 301 ölü diyorlar ama biz 5 bin madenci buna inanmıyoruz. En az 450 arkadaşımız can verdi” diye yanıt verdi.

Taner Yıldırım da 12 yıllık bir madenci. Soma sonrasına değinen Yıldırım; “Televizyonları izleyen insanlar haklarımızı aldığımızı düşünüyorlar. Ama değişen bir şey yok. Üzerimizdeki baskılar sürüyor. Ekmeğimiz için çocuklarımız için madene inmeye devam ediyoruz. Mecburuz. Kaymakam Soma’ya gelen milletvekillerine kasamızda işçilerimiz için 180 trilyon paramız var diyor. Kimse görmedi o parayı. Şunu vereceğiz bunu vereceğiz diye reklam yapıyorlar ama hala maaşımızı alamadık” diye konuştu.

Toplantıda Soma işçilerine en çok sendika üzerine soru soruluyor. İşçilerin, “Sendika sizin için ne yaptı?​” sorusuna Sami Yavuz; “Olayın olduğu gün bile sendika yanımıza gelmedi. Sendikayı şikayet hakkımız yok. Üzerimizde sendikal baskı hep vardı. İşimizden olmamak için attığımız oydan haberimiz bile olmazdı” sözleriyle karşılık verdi.

KOMİTE OLUŞTURDUK

“Soma sonrası ne değişti?​” sorusuna Taner Yıldırım’ın cevabı; “5 gün sendika kapısında sabahladık. Enerji bakanlığına taleplerimizi sıraladığımız dilekçemizi verdik. Maden-İş bizi temsil edemez, başımızda görmek istemiyoruz. Komite oluşturuyoruz. Bizim yönettiğimiz, sendikacının işçiden fazla maaş almadığı, haftada 3 gün madene inip sorunlarımızın ve taleplerimizin dinlendiği bir sendikal anlayış oluşturacağız” oldu.

Evrensel'i Takip Et