Kedilerden sen anlarsın konuş onlarla!
'Nedir peki bu husumetin altında yatan, onları nankör ilan eden, uzanamadığı ciğere ‘pis’ dedirten?' Görkem Kınacı Evrensel Pazar'a yazdı

Görkem KINACI
'Be vicdansız, be insafsızın kızı, be nankör kedi İnsan birşey söyler'
Yıllar önce Yusuf Hayaloğlu’nun bu sözlerini haykıran İbrahim Tatlıses, az sonra altını çizeceğimiz büyük yaraya parmak bastığının farkında bile değildi. Her halinden bir kadına yöneldiği belli olan bu sitemkar seslenişte yer alan ‘nankör kedi’ yakıştırması, kedilerle anlaşamayan, daha doğrusu onlarla dünyayı paylaşamayan bir zihniyetin ürünü değil mi?
Ey okur, okumaya dair çaban bu satırlara kadar tecelli ettiyse sanırım seninle iyi anlaşacağız. Kedilerle insanlar arasındaki bu gizli husumete karşı olduğunun ipuçlarını vermeye başladın bile. Yıllar yılı kedilerle sarmaş dolaş olanlarınızı bir yana bırakırsak, bir ‘kedisever’ adayı olmanın adımlarıdır belki bu çaba...
Evet, dünya belki kedilerin kulakları arasında dönmüyor ama, sokakların gerçek sahipleri onlar değil midir? Nedir peki bu husumetin altında yatan, onları nankör ilan eden, uzanamadığı ciğere ‘pis’ dedirten? Benzer yanıtları senden de duyuyor gibiyim; bu sevimli, yüksek karakterli canlılarla aramızdaki mesele, bin yıllardır içimize işleyen ‘egemen olma’ dürtüsünden başka bir şey değil! Kediler de işte tam olarak buna karşı. Bu yüzden ‘nankör’, yer yer isyankar ve sıklıkla başına buyrukturlar. Onları seviyor, besliyoruz diye onların ‘efendisi’ olma hakkımız yok, bu hakkı hiçbir zaman vermeyecekler de... Anca yine onların izin verdiği ölçüde dost, arkadaş falan olabiliriz en fazla. Demem o ki, kendini kediler şahı ilan eden bir insan bile ‘kedilerin %50’sini zor tutuyorum’ diyemeyeceğini bilir. Çünkü hiçbir zaman tek bir kediyi bile kendi meşrebince tutamamıştır.
PEK MÜBAREK HAYVAN ŞU KEDİ
kapıda sen ve tekir kedi;
sabah kederle çıkarken evden,
bugünden öptüm yarın için seni.
(Metin Altıok - Sevda Üzre / 22)
Ee, sonra..? Sonrası iyilik güzellik... Onlarla arkadaş olmayı denediğinizde bunun hiç de zor bir ilişki olmadığını hissedersiniz. Rahat olun çevrenizdeki kedi veya kediler size bu kolay yolu gösterir. Hoşlandığı şeyleri rahatça belli eder, sevmediği durumları anlatmaktan hiç çekinmezler. Kah mırıltılı, kah mırıltısız ama mutlaka göz temasıyla sohbet ederler sizle. Vücut dillerini anlamak hiç de zor değildir azıcık paylaşımdan sonra. Sonra mı, sonrası daha da güzel... Sokağınızdaki, bahçenizdeki, evinizdeki bu canlılar hayatınızın bir parçası haline gelir. Sizin acınızı da, sevincinizi de pek güzel paylaştıklarını anladıktan sonra ise onlara dair bildiğiniz ya da hissettiğiniz pek çok şeyin nasıl da geliştiğini görürsünüz.
Yaşamının ufak da olsa bir dönemini kedilerle paylaşmış biri şu kavramları da deneyimlemiştir: Kedi dinginliği, kedi delirmesi, kedi sevinci, kedi küsmesi ve daha bir sürü şey...
Sizlerle kurdukları ilişki ve bu ilişkideki rolleri gereği, başta huzursuzluk olmak üzere, üzerinizde olumsuz ne varsa söküp atma konusunda uzmandırlar. Ve paylaştıkça daha çok paylaşacak, size bu hayatta nasıl ilham verdiklerini göreceksiniz. Aynen Ortaçgil’den dinlemekten büyük keyif aldığım şu aşağıdaki dizelerde söylendiği gibi...
senin tenin sıcak
benim içimde bir kedi
yumdu gözlerini: ‘’işte aşk’’ dedi
(Nadir Göktürk - Teninle Konuşmak)
ZULMETMEYECEKSİN!
Bazen de işler yolunda gitmez, anlaşamazsın... Ama zulmetmeyeceksin! Onlarla bu sokağı, bu şehri layıkıyla paylaşmayı bileceksin. Sapkınca zarar veren vahşilerin icraatlarından, çıkarılmak istenen yok edici ‘koruma’ yasalarından, bazı belediyelerin hunharlığa varan uygulamalarından bahsetmeyeceğim bile. İçim kaldırmayacak... Ama yandaki fotoğrafa da değinmeden geçmeyelim. Bu fotoğrafta gaz bulutları arasında çapullayan bu kedi orada yoktu, yani fotoğraf fotomontaj. Ve bu da defalarca yazıldı çizildi. Peki ya diğerleri? Boyları üstüste koyulmuş iki gaz bombası kapsülünü geçmeyenler? Buna benzer dipte yoğun gaz bulutu arasında yaşamaya çalışanlar? Bu yüzden; yöneteyim derken zulmetmeyeceksin, öldürmeyeceksin!
Veda etmeden; havalara ilişkin tam zamanında bir hatırlatma... Sıcak, çok sıcak, daha da sıcak olacak. Derelerini kuruttuğumuz, bir kulaç su birikintisi bırakmadığımız, yağmuru bile küstürdüğümüz beton dünyasında hala yalnız değiliz. Kuşlar, kediler, köpekler ve geriye kalabilen ne varsa hepsi için kapınızın önüne bir kap su bırakmayı unutmayın.
Evrensel'i Takip Et