Taciz tecavüz her yerde, peki devlet nerede?
Çözüm sürecinin konuşulduğu bugünlerde, bölge insanı savaşın nedeni ve sonuçlarını hala büyük bedellerle ödemeye devam ediyor. Operasyonlar durdu, çatışmalı ortam yok, insanlar ölmüyor, bu sevindirici bir durum. Ancak bununla birlikte savaşın etkileri, devlet eliyle oluşturulan asimilasyon politikası hala devam ediyor.
Türkiye yolsuzluk, rüşvet, yağma, talan fonu üzerinde yerel seçimlere doğru giderken siyasetin en yoğun halini yaşıyoruz herhalde. Bir yanda yandaş medyayı kullanarak yolsuzluklarını aklamaya ve kendini mağdur göstermeye çalışan AKP ve diğer yandan sözüm ona muhalefet CHP. Bizler bunları izlerken arada bir kadın cinayetleri, çocuk istismarı haberleri de “sıradan” bir haber olarak sunuluyor. Ancak bu kadar “basit” ve “sıradan” gösterilen kadın cinayetleri ve çocuk istismarı haberleri hayatımızı karabasana çeviriyor.
Geçtiğimiz günlerde Dersim’in Pertek İlçesi’ne bağlı Çataksu köyünden Pınarlar köyündeki ilkokula öğrenci taşıyan minibüs şoförü 40 yaşındaki Hamit P. 12 yaşındaki kız öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla sarsıldık. Tutuklanarak cezaevine gönderilen Hamit P. aynı zamanda koruculuk yapıyor.
Biz, Dersimli kadınlar bu korkunç olaya kaçıncı kez tanıklık ettiğimizi düşünüp irkiliyoruz.
Çözüm sürecinin konuşulduğu bugünlerde, bölge insanı savaşın nedeni ve sonuçlarını hala büyük bedellerle ödemeye devam ediyor. Operasyonlar durdu, çatışmalı ortam yok, insanlar ölmüyor, bu sevindirici bir durum. Ancak bununla birlikte savaşın etkileri, devlet eliyle oluşturulan asimilasyon politikası hala devam ediyor.
YATILI BÖLGE OKULLARI KAPATILSIN
OHAL ile güvenlik gerekçesiyle bölgede kapatılan köy okulları yerine kurulan yatılı bölge okulları (YİBO) yaygınlaştırıldı. Çocuklarını YİBO’ya göndermek istemeyen aileler de taşımalı sistem ile merkeze ya da en yakın okullara göndererek çocukların eğitimini sürdürmeye çalışıyor.
YİBO’larda yaşanan üç farklı taciz olayı buradaki durumun ciddiyetini bir kez daha ortaya koyuyor. Devlet gerekli önlemleri almak yerine sorunun üstünü örten, hatta yaşananları teşvik eden uygulamalara imza atıyor ve tekrarlanmasına neden oluyor.
2010’da Pertek’te yaşanan taciz olayında tacizci öğretmen bir süreliğine görevden alındı, ancak sonra kendi memleketine okul müdürü olarak atandı. Tacize karşı protesto yürüyüşüne katılan üç sağlık emekçisi arkadaşımız ise başka illere sürgün edildi.
2007’de Akpazar’da yaşanan bir taciz olayında ise mağdur olan öğrenciler, önlem adı altında Trabzon’a gönderildi, aileler ve çocuklar mağdur edildi.
Dersim’de Eğitim-Sen, siyasi partiler ve halkın tepkisiyle YİBO’ların birçoğu kaldırıldı. Şu an kalan üç yatılı bölge okulunun da bir an önce kaldırılması gerekiyor.
Biz, Dersimli kadınlar çocuklarımızın güvenle eğitim alabilmesi için devletin önlem almasını talep ediyoruz. Taşımalı sistemde servisler denetim altında tutulmalı, serviste bakıcı anne zorunluluğu getirilmeli. Okullarda bu tür olayların yaşanmaması için cezai yaptırımlar gerekiyor.
Bu anlattıklarımız devletin sadece Dersim’e ve Kürt illerine yaşatmış olduğu bir kader değil. Ülkenin tümünü ilgilendiren ve hemen hemen her gün yaşadığımız bir durum. Yolsuzluk yapan, taciz ve tecavüz edenlerin bir şekilde aklanması bu ülkenin bir utancı olarak ortada duruyor.
Gereken önlemlerin alınması, kadınların tacize, tecavüze, çocuk istismarına, kadın katliamlarına karşı kadınların birliğini, mücadelesini olduğumuz her yerde ilmek ilmek örmekten geçer. Yoksa giyinmemize, konuşmamıza, kaç tane nasıl çocuk doğuracağımıza karışan iktidardan medet ummak boşuna...
*Dersim Yenigün Kadın Dayanışma Derneği Y.K.Üyesi
İsrail-İran güç gösterisi nereye varacak?
Vatan millet ıstakoz
Istakozun faturası!
Çocuklar ve gençler kime emanet?
Köy Enstitüsü farkı, şehre ve geleneğe uymazlığı: Hümanist, yararcı, bütüncül köy rehberi
AB, İran’a karşı Türkiye’ye rol verme peşinde
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
