07 Şubat 2014 15:00

Kadınlar kenti yönetmeye aday

İzmir’de kentini yönetmeye HDP’den aday olmuş kadınlarla bir araya geldik ve yerel seçimlere dair sohbet ettik. Kadınların belediyelerden talepleri, toplumsal cinsiyet rolleri, belediyelerdeki toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi birçok konu hakkında konuştuğumuz sohbetimizde en çok yakınılan konu, kadınların eve hapsolmak zorunda kaldıkları, sosyalleşemedikleri ve bu nedenle de ne siyasette ne de başka bir alanda söz sahibi olamamalarıydı.

Kadınlar kenti yönetmeye aday
Paylaş

İzmir’de kentini yönetmeye HDP’den aday olmuş kadınlarla bir araya geldik ve yerel seçimlere dair sohbet ettik. Kadınların belediyelerden talepleri, toplumsal cinsiyet rolleri, belediyelerdeki toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi birçok konu hakkında konuştuğumuz sohbetimizde en çok yakınılan konu, kadınların eve hapsolmak zorunda kaldıkları, sosyalleşemedikleri ve bu nedenle de ne siyasette ne de başka bir alanda söz sahibi olamamalarıydı.
Kentini yönetmeye aday kadınların, kadının acil ihtiyaçları konusunda fikirleri ise hemen hemen ortak: Ücretsiz kreşler, yaşlı bakım evleri, hasta bakım evleri, kadın sığınma evleri, kadın kültür merkezleri…  Kadınların koşulları yerellerde ne kadar iyileştirilirse, kadının o oranda sosyal hayata katılacağı konusunda hemfikirler.

ÖRGÜTLENEREK, DAYANIŞARAK

Songül Duman, Bornova Atatürk Mahallesi muhtar adayı. Emekli bir işçi olan Duman, kadınların, sorunlarının çözümü noktasında hem kadın olmaktan kaynaklanan kendi özel talepleri doğrultusunda örgütlenmesi gerektiğini düşünüyor.
Belediyelerin insan odaklı olması gerektiğini savunan Duman, belediyelerin çoğunun sırtını müteahhitlere dayadığını belirtiyor. “Şimdiye kadar oy istemek için kapımızda gezen belediye başkan adaylarını, seçimleri kazandıktan sonra bir daha hiç görmedik, yanımızda hiç olmadılar.” Belediyelerin halkın sorunlarını dinlemesi gerektiğini düşünüyor. HDP’nin diğer partilerle eşit şartlarda yarışıp yarışmadığı konusunda fikirlerini aldığımız Songül Duman, eşit şartlarda yarışmanın mümkün olmadığını, diğer parti adaylarının birçok ekonomik yardım aldığını ancak HDP’nin bu sorunun üstesinden dayanışmayla gelebileceğini vurguluyor. Duman, “Bizden toplanılan vergilerle bize karşı yarışıyorlar” diyerek bu durumun ağrına gittiğini sözlerine ekliyor.

SORUNU YAŞAYAN HALK BİLİR

Aysel Eyi emekli bir öğretmen ve HDP Menemen Belediye Meclis Üyesi adayı. Kent-2’ye yapılan yeni okulun İmam Hatip Lisesine dönüştürülmesi üzerine velilerle birlikte buna karşı çalışma yürüttüklerini, kadınların bu çalışmaya aktif katıldığını anlatıyor. Kadınların inandığı mücadeleyi sonuna kadar götürdüğünü ve bu mücadeleye tüm ailesini kattığını belirtiyor. Menemen’in birçok altyapı sorunu olduğunu ve özellikle yağmurlu zamanlarda küçük çocukların çamur içinde okula gidip geldiğini belirten Aysel, yerellerdeki tüm sorunların halkın kendisinin bilebileceğini ve bu nedenle yerel yönetimlerde halkın örgütlenerek söz sahibi olması gerektiğini vurguluyor.

DİRENİŞTEN ÖĞRENDİKLERİMLE

Sevim Özcan da HDP Menemen Belediye Meclis Üyesi Adayı. Sevim aynı zamanda Savranoğlu Deri fabrikasındaki direnişten çıkıp gelmiş bir işçi. Sevim Direniş sürecini şöyle anlatıyor; “Savranoğlu Deri Fabrikasında bir kadın olarak çalışmak çok daha ağırdı. Müthiş bir erkek egemenliği vardı. Soyunma odaları yan yanaydı ve bütün sesler duyuluyordu. Kadınlarla hakaret edercesine konuşuluyordu. Tüm bunların ardından Deri-İş sendikasına üye oldum ve üye olan diğer işçilerle birlikte işten atıldım. Direniş sürecinde polisle de, hâkimle de karşılaştık. Ancak bu direniş bize birçok hakkımız olduğunu öğretti”. Direnişten önce AKP kadın kollarında olduğunu ve pek çok kadını üye yaptığını anlatan Sevim, “Ancak direniş sırasında gittiğimizde, ‘elimizden bir şey gelmez’ diyerek bana sahip çıkmadılar” dedi.  Bunu üzerine AKP’den istifa eden Sevim, Emek Partisi’ne üye olmuş. Direniş sürecinde Savranoğlu Fabrikası’nın çevreye yaydığı zehirli atıklar nedeniyle fabrikanın kapatılmasını istediklerini, ancak Belediyelerin fabrikaya bir şey yapamadığını dile getirdi. Belediye Meclis üyesi olması durumunda işçiden yana ve temiz bir çevre için mücadele edeceğini söylüyor.

İŞİMİZ KOLAY DEĞİL AMA BİZ HALKIZ
Nasıl bir belediyecilik anlayışı geliştirilmelidir sizce?
Gönül Özer (HDP Buca Belediye Meclis Üyesi Adayı): Öncelikle belediyenin halkına dönük olması gerekiyor. Oturup insanlarla görüşmesi gerekiyor. Bir sorunumuz olduğu zaman belediyeye gidiyoruz ama belediye başkanını göremiyoruz. Benim gözümde şuan ki belediye başkanlarının patronlardan farkı yok.
HDP olarak diğer partilerle eşit koşullarda yarıştığınızı düşünüyor musunuz?
Gönül Özer: Eşit olmadığımızı düşünüyorum ama kendimize inanmalı ve güvenmeliyiz. Bu yola devam etmek zorundayız. Sermayeye karşı işimiz kolay değil ama biz halkız. Başarılı olacağımıza inanıyorum.
Diyelim ki seçildiniz, aklınızda ne gibi çalışmalar var?
Gönül Özer: Rantçı bir belediyecilik anlayışından halkçı bir belediyecilik anlayışına geçilmeli diyoruz biz. Bu koşullarda işimiz çok zor ama başarmaya çalışacağız.

KADINLARIN ACİL TALEPLERİ VAR
Kendi yerelinizde var olan sorunlar nelerdir?
Süheyla Canarı (HDP Buca Belediyesi Meclis Üyesi Adayı): Ben aynı zamanda esnafım ve çevreme baktığımda esnafın kan ağladığını görüyorum. Özellikle yılbaşından sonra esnaflar, dükkânlarını çevirememekten yakınıyorlar. Dolar yükseliyor ve biz mağdur oluyoruz.
Yerellerde yapılmasını düşündüğünüz çalışmalar nelerdir?
Süheyla Canarı: Çocuklar, gençler ve kadınlar için vakitlerini iyi değerlendirebilecekleri, kendilerini geliştirebilecekleri merkezler açılmalı. Kadınların acil talepleri, istihdam, sığınma evi vb. gibi yerine getirilmelidir.

ÖNCEKİ HABER

Avukatınız yanıtlıyor

SONRAKİ HABER

Evlerden çıkıyoruz, siyasette biz de varız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...