07 Şubat 2014 13:16

Zoraki ayrılıklar

Her birimiz yaşamımızın belli bir bölümünde veya sadece bir anlık bulunduğumuz yerden uzaklaşma, kurtulma, ya da direk yok olma duygularına kapılmışızdır. Kırgınlıklar, üzüntüler, kapıldığımız kötü hissiyatlar bizleri tutunacak dal ararcasına oradan oraya savurmuştur.

Zoraki ayrılıklar
Paylaş

Kartal'dan Ekmek ve Gül okuru

Her birimiz yaşamımızın belli bir bölümünde veya sadece bir anlık bulunduğumuz yerden uzaklaşma, kurtulma, ya da direk yok olma duygularına kapılmışızdır. Kırgınlıklar, üzüntüler, kapıldığımız kötü hissiyatlar bizleri tutunacak dal ararcasına oradan oraya savurmuştur.
Ama diğer yandan da doğduğu toprakları, büyüdüğü evi, insanları; yediği ekmeği, içtiği suyu kolay kolay unutamaz insan. Biraz özlem, biraz hasret belki de pişmanlık..
Mübadele yıllarında alınan bir karar ve öncesindeki savaş dönemi yaklaşık iki milyon insanı işte tam da bu duygulara hapsetmiştir. Kolay değildir ayrılık. Kolay değildir doğduğu, büyüdüğü yerleri bir anda terk etmek zorunda kalıp, Ege’nin öbür ucunda yaşama zorlanmak. Zoraki ayrılık...
“Normal bir yaşantı da, kime göre, neye göre?​” dersiniz belki ama, alınan kararlar kendi isteklerimiz doğrultusunda gerçekleşir ya da gerçekleştirmek için gereken çabayı sonuna kadar sarf ederiz, etmek isteriz. Lakin mübadillerin istekleri değil, alın yazıları vardır artık... Geri dönmek bir rüya; yurt, vatan bellemek onlar için zorunlu bir yazgıdır artık.
İşte biz de Kartal’da Ekmek ve Gül’ün suyu sıksa taşını çıkartabilecek, hayatının en zor dönemlerinde bile karamsarlığa düşmeyip, dimdik ayakta mücadele eden o hiç solmayan gülleri ile bu pazar sohbetimizi, kendi hayatlarımızın ekmek kokan, gül kokan o en acı ama en güzel hatıralarımızın yer aldığı yaşamın bize zorunlu kıldığı ayrılıklarımızdan konuşarak gerçekleştirdik.
Ve bu dertleşmemizi, bir film ile ve sohbetimizin bir alıntısı olarak izlemeye karar verdik. Nereye gidersen git öteki olmak, aitlik duygusunu tadamamak... En önemlisi de bunları ihtilaller, mübadeleler ile yaşamın zorunlu sahneleri olarak bire bir yaşamış ve hala da izlerini yaşıyor olmak bizleri tam da konuşmak istediğimiz konunun merkezi haline getirdi. Ben o konuşmada paylaşılan hayatlardan kesitleri dinlerken ve izlerken de kendimi adeta o dönemin o mücadeleci insanları arasında büyük bir yürek sızısıyla bulabildiğimi söyleyebilirim.
Şimdilik bizden haberler bunlar. Bir dahaki sohbetimizin konusunu ağzımdan kaçırmadan Kartalın emek kokan kadınlarının mesajını iletmek istiyorum sizlere: Ekmek istiyoruz gül de!
 

ÖNCEKİ HABER

Kadınlar çalışmazsa işsizlik bitermiş!

SONRAKİ HABER

Parça başı iş tercihim değil zorunluluk

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...