30 Ocak 2014 07:00

Melisa Gürpınar\'a mektup

Sennur  SEZER

Merhaba Sevgili Melisa,
Nasılsın? Bilmiyorum şimdi ailenin ilk mekanı olan Kızıltoprak çevresinde misin? Yoksa daha sakin bir mekan bulabildin mi kendine?
İstanbul’a Fatih Sultan Mehmet ile gelmiş bir ailenin kızı olmanın senin için epey zor olduğu günlerde olmalısın. İstanbul’un soylulaştırma, yenilenme krizleriyle altüst edilmesine, kültürünün yitmesine dayanman epey güç olmalı. Neyse, kuşağımız ne altüst olmalarla sınanmadı ki... Sen kendinle hesaplaşmaya hep öncelik tanıdın. Bu bizim toplumumuzda saygı duyulması gereken bir davranış biçimidir. Toplumla ve çağla hesaplaşmayı ince bir “ben” tülüyle gölgeler:
ben ondört yaşımdaydım ilk şiirlerimi yazdığımda
ve ilk aşık olduğumda bisiklete binen bir oğlana
- ama ondört yaşında hiç aşk şiiri yazmamış olmamı
aşkı anlamadan hiç konuşmayan bir sağduyuya mı bağlamalı –
Gece Yarısı Notları, senin yalnız kendi çocuklarınla konuşman değildir elbet, bir sonraki kuşakla hesaplaşmandır. Aşkı ince bir dudak büküşle anışında bir esef mi var bir küçümseme mi...   Yorum okuyanın ruh durumuna bağlı:
sen bir ozan kızısın
çok büyük tarihi aşklardan
ve sabun köpüğü gibi çocukluk günlerinden yaratılmadın
dünyanın bütün acılarını kollarında uyutan bir kadınsa
senin anan
artık kimselere aşık olamaz
olsa da can eriği yemiş gibi olur ancak....
Sevgili Melisa, kuşağımız dünyanın ve Türkiye’nin ilginç bir dönemini yaşadı. Ben bu dönemi yaşamanın bir şans olduğuna inanıyorum. Sanatın önemsendiği, gençlerin gruplar oluşturarak tiyatro yaptığı,  Erdek’te tiyatro şenliğini oluşturdukları, Zap’a köprü kurdukları dönemi yaşamanın güzelliği ve acıları...
ben on sekiz yaşında da hiç olmadım
kayak yaptığımı anımsamıyorum
yüzme havuzuna girdiğimi ve berbere gittiğimi de
dünyanın doğusuna doğru ilerledikçe
çoğalır hiçbir yaşa gelmeden ölenler
ve neden öldüğünü bilmeden ölenler yemen’de
altmış yaşında da olamaz kimse
kırkbeş yaşında da tam tamına
ben artık neyi yazıyorsam
onu yazdığım yaşta duracağım
karar verdim yalnız oralarda yaşayacağım
Kaç yaşındasın şimdi? Kendi şiirinin uğultusuna kapanmış, bir bahçeydi bir çiçeğin açışını izlemedesin gibi bir duyguya kapılıyorum bazen. (Belki de ben toplumdan kopmama telaşımla yarattığım kendi gürültüm içinde kuşağımın neler yaptığını izlemiyorumdur).
1 Şubat’ta, Barış Manço Kültür Merkezinde  TYS’nin sana adadığı saygı gününde sana bir ayna tutacak dostların. Senin kendine tuttuğun aynalardan elbet farklı olacak bu ayna:
ben biraz çerkezim biraz arnavut biraz giritli
kendi esintilerimle başbaşa kalınca bazen tanımıyorum hiç
kimseleri
Sen asıl şiirin mayasını tanıyorsun ve sakınmadan sözünü açıklıyorsun:
 bilirim üzümü şarabı ve sirkeyi
-birbirinden elde edilen acı ve tatlı her şeyi-
Sevgili Melisa, seni elli yılı geçen sanat emeğin için kutluyor, kendi dizelerinle direnç diliyorum:
Bilirsiniz direnir her şair,
nöbetini tutar
kumsala attığı
imzanın,
umutsuzca.
Tam da rüzgâr
suları kırbaçlayarak
kumları taşıtırken
başka bir kıyıdaki
renkleri uçmuş
başka bir imgeler mezarlığına.

MELİSA GÜRPINAR için Türkiye Yazarlar Sendikası 1 Şubat’ta bir etkinlik düzenliyor. Emek Edebiyat Günleri bu kez Şair Gürpınar’ı konuşacak.

Evrensel'i Takip Et