20 Ocak 2014 07:00

Mutlu olan var mı?

Sinan CEVİZ

Kumport Limanı’nda sendikal çalışma sürdüren arkadaşlarla yoğun temponun arasında zaman zaman sendikalaşma başta olmak üzere çeşitli konularda sohbetler gerçekleştiriyoruz. İki gün önce de benzer sohbetlerden birinde konu daldan dala atladı. Kumport Limanı’nda milliyetçi, muhafazakar, sağcı, solcu her görüşten işçi arkadaşlar var. Yaptığımız muhabbetlerin ana konularından biri son zamanlarda açığa çıkan yolsuzluklar. İktidarı muhalefetiyle bir elden geçiriyoruz, ülkede yaşananları değerlendiriyoruz. Bu konu ile ilgili değişik işçi görüşlerini buradan paylaşacağız. Bu yazı da bu tartışmalar esnasında aynı zamanda sendikal mücadele ve önündeki engeller nasıl aşılırı konuşurken konunun gelip düğümlendiği muhabbet konumuzu paylaşmak istiyorum.
Tartışmalar esnasında bir soru attım ortaya, Kumport da mutlu olan var mı? On kişi bir masanın etrafındaydık. Düşündük taşındık, isim isim tartıştık. Parası olan, olmayan, evi olan olmayan, yalakası, mücadelecisi gözden geçirdik bir süre sonra vardığımız nokta ise 700 işçinin çalıştığı işyerinde mutlu olan yok. Mutluluk pozu veren var ama gerçek anlamda sorunsuz kendini tamami ile güvende his eden gelecek kaygısı olmayan kimse yok.
700 işçi aileleri ile birlikte binlerce insan, bu tablo aslında yaşadığımız ülkede emekçilerin durumunu gözler önüne seriyor.
Limanda işçiler çalışıyor, yalnız 8 saat, vinçte, mafide, geminin başında, kapıda. Akşam faturalar yüzünden kavga etti eşi ile, sabah iş başında söyleyemiyor arkadaşına. Çocuk sorunlu anlatamaz ki mesai arkadaşlarına, anne ameliyat olacak para lazım kime desin derdini. Kredisini ödeyemedi haciz kapıda at gitsin içine.
Var mı mutlu olan? Yok. Sosyal yaşam ise işçiler arasında neredeyse yok denecek kadar az.
Birde durumu şu açıdan sorguladık, yardıma ihtiyacı olanlar için dayanışma örnekleri sergilene biliyor mu? Eskiden varmış limanın özele geçmesiyle birlikte giderek yok olmuş son yıllarda ise ihtiyaç sahibi işçilere arkadaşlar arasında yardım toplanması da idare tarafından engellenmiş. Denmiş ki “Yardıma ihtiyacı olan bize gelsin” zaten ihtiyacı olan arkadaşlarından istememiş ki, utanmış size niye gelsin, dardayım diye bilse mesai arkadaşına diyecek. Bu yaklaşımla zaten zayıf olan dayanışmanın kırıntıları da engellenmiş.
Nasıl güvende hisseder insan kendini ve nasıl mutlu olur?
Tartışmamızdan çıkardığımız sonuç şudur: Dayanışma, paylaşım, eşitlik. Yani örgütlü olmadığımız zaman tek tek bireyler olarak yok olup gidiyoruz sistem karşısında oysa örgütlü olduğumuzda yan yana durduğumuzda işçiler olarak ortak çıkarlarımızı koruya bildiğimiz gibi, haklarımıza sahip çıka biliyoruz. Hayaller kurduk, birlik olmayı başarırsak Kumport’da piknikler düzenleriz, gezilerle aileler kaynaşsın, kim dara düşse yardımlar toplar eksiğini kapatırız. Kimsenin haksızlığa uğramasına izin vermeyiz. Hak yenmesine izin vermeyiz. Hep bir oluruz, derdimiz de sevincimizde ortak olur. Yani sendikalı olmayı başarırsak sorunlarımızın çözümünde en büyük adımı atmış olacağız.
Kumport’da mutlu olan var mı? Yok.
Nasıl mutlu oluruz? Birlik olursak.
Çıkardığımız sonuç budur, bu nedenle önümüze çıkan engelleri aşmak için uğraşımızı sürdürüyoruz. Tüm engellemelere rağmen işçi kardeşlerimizi birlik olmaya yan yana durmaya çağırıyoruz.

Evrensel'i Takip Et