08 Eylül 2013 17:27

Anlatılan senin hikayendir!

Gülsuyu-gülensu mahallesi, 1950’lerden itibaren başlayan süreçle birlikte farklı etnik, dini kimlik ve sınıfsallıkların bir mekanı olarak hem birlikte yaşama erdemini göstermiş hem de birlikte dayanışmanın örneğini oluşturmuştur. Ancak bildiğimiz gibi bu tür yerler artık parmakla sayılacak kadar bile kalmamış, adı ‘köt&u

Anlatılan senin hikayendir!
Paylaş
Güler Özdemir

Gülsuyu-gülensu mahallesi, 1950’lerden itibaren başlayan süreçle birlikte farklı etnik, dini kimlik ve sınıfsallıkların bir mekanı olarak hem birlikte yaşama erdemini göstermiş hem de birlikte dayanışmanın örneğini oluşturmuştur. Ancak bildiğimiz gibi bu tür yerler artık parmakla sayılacak kadar bile kalmamış, adı ‘kötü’ye çıkarılarak ya yerinden edilmiş ya da bizde olduğu gibi yozlaştırmanın, suçlulaştırmanın mekanı haline getirilmiştir. Uzun zamandan beri varlığını gösteren çeteler ve uyuşturucu satıcıları en son olaylardan bildiğimiz gibi meşrutiyetlerini aldıkları mercilerin cesaretiyle mahallemizde kurşun yağdırmışlardır.
Devlet yetkilileri tarafından sıklıkla dile getirilen ‘terörün beslendiği yuvalar’, ‘çarpık kentleşme alanları’... gibi söylemlerle yaşadığımız mahallelere karşı hem psikolojik hem de maddi yıkımların kapısının açıldığını görmekteyiz. Son yaşanan olaylar da göz önünde bulundurulduğunda hiçkimsenin aklına mahallede türeyen bu yozlaşma ve çetelerin tek başına olduğu düşüncesi gelmemektedir. Ve bu yaşananlar mahallede bilinçli bir tasfiye edilme sürecinin olduğunu göstermektedir. Yıllardır süregelen dayanışmanın çözülmesi, tehlikeli gruplar söylemiyle sol-muhalif kesimin tasfiye edilmesi, kentsel dönüşüme meşruluk kazandırılması, her türlü muhalefetin başının ezilmesi devlet aygıtları tarafından uygulanmaya çalışılan projeleri kapsamaktadır. Bu anlamda hertürlü nefret söylemi ve hareketiyle yok edilmenin meşrulaştırıldığı bir mekan üzerinde tek çare; içinde yaşayan insanların birlikte hareketine ve dayanışmasına bağlıdır.
Geçmişten günümüze değişmeyen senaryoların bir parçasını da yaşadığımız mahalle kapsamaktadır. Bu bakımdan çocukluğumuzun, gençliğimizin, yaşlılığımızın geçtiği yaşam alanımız kendi hikayelerimizin içinde oluştuğu geniş bir zamanı kapsamaktadır. Biliyoruz burada yaşananlar hepimizin bir parçası olduğumuz olaylar ister içinde olalım ister tanık olalım isterse de duymuş olalım. Bu anlayışla yola çıkarak sayısı belki 15’i geçmeyen kadınlar olarak mahallemizde yaşanmış ve yaşanmaya devam eden türlü haksızlık ve adaletsizlilere karşı bir şeyler yapmak gerektiğini ve yapılabileceğini düşünüyoruz. Küçük bir toplantıyla başladığımız yolumuzda önümüze koyduğumuz hedefleri ilmek ilmek örerek büyütmek, ve en nihayetinde güzel sonuçlar almak umudundayız. Bu yüzden biz kadınların dayanışmasının en güzel örneğini vermek istiyoruz ve bu dayanışmaya tüm kadınlarımızı çağırıyoruz!
Bizler dayanışmanın ve birlikte çözüm üretmek amacıyla bir araya gelmiş kadınlar olarak tüm kadınlarımızı tüm insanlarımızı bu haksızlıklara, çetelere, uyuşturucuya, fuhuşa, yozlaştırılmaya, kentsel dönüşüme, yoksullaştırılmaya, geleceksizleştirilmeye, boyun eğdirilmeye, yerinden edilmeye karşı ortak bir seste buluşmaya davet ediyoruz. Kadınlar olarak bağırmanın zamanı çoktan geldi!! Kendimizi dahil etmediğimiz bir dayanışma eksik kalacaktır.
Uyuşturucu çeteleri, silahlı saldırılar, tehtitler, kurşunlar, yaralananlar... Ardından yazılan çizilen, haberlere konu olan olaylar, eylemler... Hepsi kendi yaşadığımız mahallede, sokaklarda hatta bir iki ev ötemizde olan şeyler. Kendi gözlerimizle gördüğümüz, kulaklarımızla duyduğumuz gerçekler bir haber konusu oldu ya da bir televizyon kanalında nasıl anlatılırsa anlatılsın evlerimizin içine tekrar girdi. Kendi hikayemizi bizden, yaşayandan daha iyi kimse bilmez anlamaz.

ÖNCEKİ HABER

Atanmayan bir müzik öğretmeninin hezeyanı!

SONRAKİ HABER

Cizre'de gençlerin yürüyüşüne polis müdahale etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa