8 Eylül 2013 00:59

Diplomasi neden işlemiyor?

M. Sinan Birdal

EN SAĞLAM DESTEK FRANSA’DAN

Obama yönetimi yetkilileri açıklamaya imza atan devletlerin müdahaleye hazırlanan ABD’yi desteklediklerini öne sürmelerine rağmen imzacılardan İtalya, imzanın müdahaleye destek anlamına gelmediğini belirten bir açıklama yaptı. Bir başka imzacı İspanya G-20 üyesi değil ve toplantıya ancak gözlemci statüsünde katılıyor. Alman Şansölyesi Angela Merkel AB’de ortak bir pozisyon belirlemeden önce imza atmayı reddetti. Müdahalenin arkasındaki en sağlam desteği açıklamış olan Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ise Gota saldırısına ilişkin BM raporunu ve Amerikan Kongresindeki oylamanın sonuçlarını bekleyeceğini ilan etti.

MÜDAHALEYE DESTEK YOK

G-20’ye katılan devletlerden ancak onundan Gota’daki kimyasal saldırıyı kınayan açıklamaya destek alabilen ABD Başkanı Barack Obama’nın Kongredeki oylamada işi giderek zorlaştı. Salı günü Obama’nın ulusal bir televizyon konuşması yapması bekleniyor. Sonuç ne olursa olsun Suriye’ye yönelik bir müdahale hem uluslararası düzeyde hem de birçok ülkenin kamuoyunda destek görebilmiş değil. Müdahaleyi canla başla destekleyen Cameron kabinesinin, parlamentoda aldığı yenilgi bunun en önemli göstergesi. Dahası hâlihazırdaki müdahale planı da Esad’ı devirecek kapsamda bir operasyon değil. Bu müdahale yıpratma savaşı olarak adlandırılan bir operasyon olacak ve zaman içinde Esad güçlerini muhalif güçler karşısında zayıflatmayı hedefleyecek. Başka bir deyişle Esad ve müttefiklerinin yeterince zayıfladıklarına kanaat getirildiğinde sorun yeniden masada çözülecek.

‘SAVAŞ SİYASETİN BAŞKA ARAÇLARLA DEVAMIDIR’

Peki madem tünelin sonunda yine diplomasi var neden krizin tarafları daha çok insan kaybı olmadan şimdi masaya oturmuyorlar? Bu soru uluslararası ilişkiler uzmanları için naif olduğu kadar sonuna kadar haklı ve doğru bir sorudur ve güncel uluslararası sistemin gerçek niteliğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir. Sistem her ülkenin muktedirlerinin çıkarlarının ulusal çıkar olarak tanımlandığı ve diplomasinin halkların ortak çıkarlarının yerine birbiriyle rekabet eden muktedirlerin çıkarlarını uzlaştırmaya çalıştığı bir yapıdadır. Bu noktada Clausewitz’in meşhur sözünü hatırlamak gerekir: ‘Savaş siyasetin başka araçlarla devamıdır’.

ANNAN’IN YAPTIĞI TESPİTLER

Diplomasi ise şu anda Suriye’nin içindeki süren savaşa endekslenmiş durumda. Suriye krizine ilişkin uluslararası diplomasiyi yürütmekle görevli olan Birleşmiş Milletler ve Arap Liginin Suriye Ortak Özel Temsilcisi  Lakhdar Brahimi hiçbir ülkenin uluslararası hukuku tek başına ele almasına yetkisi olmadığı ve Suriye konusunda her türlü girişimin BM Güvenlik Konseyinden geçmesi gerektiği konusunda uyardı. Brahimi ve BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon 30 Haziran 2012’de Suriye İçin Eylem Grubu tarafından kabul edilen Cenevre Bildirisi’nin temel alınması gerektiğini belirttiler. An itibarıyla diplomasinin yaratabildiği yegane çözüm budur. Ancak bu çözüme ulaşmak konusunda Brahimi’den çok daha etkili bir diplomat olan Kofi Annan’ın başarılı olamadığını ve 2012 ağustosunda istifa ettiğini hatırlamak gerekiyor. Annan’ın ifadesiyle Cenevre Bildirisi tarafların askeri çatışma dışında başka bir seçenek olduğunu bilmeleri ve BM Güvenlik Konseyinin beş daimi üyesinin de siyasi bir geçiş süreci üzerinde fikir birliğine varmaları anlamında önemliydi. Annan istifa ederken çözümsüzlük konusunda suçun sadece Rusya’ya yüklendiğini ancak Suriye’deki savaşa silah ve para desteği yapan diğer ülkelerin gözardı edildiğini söyledi. Diplomasinin neden yürümediğine ilişkin Annan’ın yaptığı tespitler hala geçerliliğini koruyor: Suriye Hükümetinin uyuşmazlığı, Suriye muhalefetinin giderek artan militanlığı ve diplomasiye güçlü bir destek vermeyi beceremeyen bölünmüş bir Güvenlik Konseyi.

MERKEL ARA BULMAK İSTİYOR

Diplomasi koridorlarından sızan bilgilere göre Merkel siyasi geçiş süreci konusunda ABD ve Rusya’nın arasını bulmaya çalışmakta. Kuşkusuz Merkel’in siyasi ağırlığı Annan ve Brahimi’den daha fazla olabilir. Ancak kriz Suriye’nin iç sorunu olmaktan çıkmış bölgesel ve giderek küresel bir bilek güreşine dönüşmüştür. Bu noktada ya bir taraf pes diyecek ya da güreş bitirilene kadar askeri güç uygulanmaya devam edilecektir. Muktedirlerin yürüttüğü diplomasinin yöntemi budur. Peki ya emek, demokrasi ve barış güçleri? Küresel bir barış hareketinin ortaya çıkmasının tam zamanıdır. Barış hemen şimdi!

Evrensel'i Takip Et