Gezi’den yarına
Beşiktaş’ta sıcak bir gece, mahalle sokağa inmiş. Konu komşu, arkadaşlarım, tanımadıklarım, çArşı bir ruh gerçekten. Her evden sızıyor Beşiktaş’a.Fenerlisi, Galatasaraylısı, Trabzonsporlusu formalarıyla yan yana… Birden bir gök kuşağı dolusu insan iniyor Akaretler’e. LGBT geliyor taksimden. (Homofobiktir ya genelde futbol taraftarları.Gerçi futbol taraftarı olmaya da gerek yok. Homofobi resmi bir yaşam biçimi. O hepimizde kırılması gereken bir plastik kelepçe zihnimizde.) Beşiktaş direniyor… Hiç tanımadığı insanlarla yan yana, peşin kabulleri çatlıyor herkesin. Abbasağa’da Sufi bir kız konuşuyor forumda. Sesini yükseltiyor bir adam. El birliği ile kınanıyor. “Burada herkes konuşur, sözün varsa al sıranı gel konuş” deniyor. Sonra konuşanlar ya hak veriyor genç kıza ya da eleştiriyor söylediklerini. Ama konuşuyorlar, dinliyorlar birbirlerini. İnanmasalar da söylenene, sahip çıkıyorlar söyleyene. Binlerce örneği yaşandı. Bize bizi yanlış anlatan resmi yalanlar çatladı.”Kutsal” devletin, “resmi” TOMA’sının önünde durdu birçok insan ilk defa. “Devlete karşı boynumuz kıldan ince” diyenler boyunlarına sahip çıktı. Süreci yaşayan herkes biliyor artık TV’de gördükleri yalan. Akşam yaşadıkları nasıl çarpıtıldı medyada gördüler. Büyük bir kitle anladı ki bizi bize böyle anlattılar yıllarca. Düşman bildiğini hiç tanımadığını, resmi süzgeç olmadan aslında hiç konuşmadıklarını anladılar.
Her siyasetin “muhafazakar” damarlarını çatlattı bu süreç.Yeni bir kapı açtı topluma. Evet bir prova yaşandı Gezi’de ve itiraf ediyorum ben de katıldım bu provaya. Toplumsal barışın provası yapıldı. Günlerce yan yana yaşadı “ötekiler”. Kendi “ötekileri” ile yan yana barikatta durdu, ne varsa paylaştı. Gelen kimseye kimlik sormadı gezidekiler. Hoşgeldin dedi. Biz kimdik ki ; “Toplumsal barışı sizden mi öğreneceğim, barış gerekirse ben yaparım” iktidardaydı. Hiç tanımadığım arkadaşlarım öldü. Bir çok kişi gözünü kaybetti. Binlerce yaralı, onlarca ağır yaralı oldu. Kayıtlara geçmeyen binlerce hak ihlali, işkence yaşandı. Yüzde on seçim barajı ile oyumu gasbeden ve yine gasbedilmesine göz yumacak iktidar “Milli iradeye saygı” adıyla ironik ve kutuplaştırıcı mitingler yaptı. Yalanlar söyledi. Hâlâ söylemeye devam ediyor. Tekrar tekrar söylüyor. Bir belgesel(?) yapıyor Gobbels’in ruhu şad oluyor. Sonra tekrar söylüyor yalanları… Daha da söyleyecek çünkü istediği kadar insan inanmıyor. İnandıramıyor. Futbol takımına sahip çıkar gibi başbakana kuru taraftar olmak kalıyor kitlesine. Ama artık çok şey değişti. Her şey yeniden yazılıyor.
Umutluyum bu süreçten. Hayat TV’de “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak artık. Demokrasinin de biber gazının da tadını aldık.”demiştim sürecin başlarında. Sonra sokağın da tadını aldık, hakkına sahip çıkmanın da. Resmi yalanlarla yüzleşti ilk defa birçok insan, geçmişi yeniden okumak için bir kapı açıldı. Kendi mizahını, kendi sanatını yarattı bu süreç. Gel de umutlu olma, gel de sahip çıkma… (*) Oyuncu
Evrensel'i Takip Et