08 Temmuz 2013 08:02

Direnişteki kadın işçiler: köle değiliz!

Manisa Organize Sanayi bölgesinde iki yıl yıldır faaliyet yürüten Standart Profil fabrikasında 1600 işçi çalışıyor. Fabrikada işçilere dayatılan çalışma koşullarının ağırlığı, taciz, baskı sendikalaşma çalışmasının hızlanmasına vesile olmuş. Patron, Petrol-İş sendikasına üye oldukları için işç

Paylaş
Ayşen Buldag

Manisa Organize Sanayi bölgesinde iki yıl yıldır faaliyet yürüten Standart Profil fabrikasında 1600 işçi çalışıyor. Fabrikada işçilere dayatılan çalışma koşullarının ağırlığı, taciz, baskı sendikalaşma çalışmasının hızlanmasına vesile olmuş. Patron, Petrol-İş sendikasına üye oldukları için işçileri atmaya, onlar da fabrika önünde direnişe başlamış. Standart Profil’den atılıp bir buçuk aydır direnişte olan işçiler arasında birçok kadın işçi de var. Direnişteki kadın işçilerle fabrikada yaşadıkları sorunları ve direnişte neler yaşadıklarını konuştuk.

Medine Başarıcı, fabrikadaki otomasyon sisteminden şikâyet ediyor öncelikle: “Giriş çıkışlarda ve lavabo izinlerinde sıkıntılar yaşıyorduk. Yemek ve çay molaları dışında lavaboya gittiğimizde butona basıp işi durduruyorlardı ve bu süreler belirsiz süre olarak tespit ediliyordu. Ay sonunda bu süreler toplanıp bizim maaşımızdan kesiliyordu. Manisa işçisi köle değil, artık herkes bunu anlamalı. Birlik olmalıyız ki patronlara boyun eğmeyelim. İşçi olmadan patron olmaz.”

Yasemin Çakmak: “Bizi işe alırken dört ayda bir performans zammı ve altı ayda bir prim vereceklerini söylediler. İşyerinden kaynaklanan bir sebepten dolayı izine çıkarıldığımız takdirde ücretlerimizin kesilmeyeceğini ve bizim mağdur olmayacağımızı söylediler. Fakat verilen vaatlerin hiçbirini yerine getirmediler. Standart Profil’in geçmişinin uzun yıllara dayanıyor ve uluslararası bir firma. Manisa’da iki yıldır faaliyette ve bu kadar kısa sürede işçilerin bu şekilde direnişe geçmelerine neden oldu. Bunun sebebi yönetimdir.”


TACİZ, BASKI

Fulya Dinçer: “Biz istihdamı arttırmak için İŞ-KUR’un UMEM projesi altında altı haftalık kurs gördük. Anında kadroya geçirileceğimize dair söz verildi ama 2 ay sonra kadrolu olduk. Evliyim ve iki çocuk annesiyim. Yani evde de sorumluluğu olan bir kadınım. Mesaiye kalmak istemediğimde ekip lideri tarafından kapının önü gösteriliyordu. Ben de rahat ve huzurlu çalışmak için sendikaya üye oldum ve işten atıldım. Eşimin de desteği üzerine burada fabrika önünde direnişteyim. İçeriye girene kadar da burada kalmaya devam edeceğim.”

Ayşegül Tuğba Toplar: “Kadın arkadaşlarımız içeride cinsel istismara uğruyor. Dışarıda kahve içmeye zorlanıyor. ‘Benimle bir kahve içersen bu malzemeler geçer, içmezsen geçmez’ diyen kişiler var. Şeflerle ve ekip liderleriyle her türlü muhabbete girip rahat şartlarda çalışanlar var. Biz onların istedikleri muhabbetleri yapmadığımız için en zor ve en ağır şartlarda çalıştırılıyoruz.”

Nejla Keskin: “Sendikaya üye olduğumu öğrenen müdürler beni odaya çekti. Sendikaya üye olup olmadığımı sordular. O gün oruçlu olduğum için yalan söylemek istemedim ‘üyeyim’ dedim. Ya sendikadan ya da fabrikadan istifa etmemi söylediler ve benden telefonumu çıkarmamı istediler, ‘siz ne hakla benim telefonumu çıkarmamı istersiniz, çıkarmayacağım’ dedim. Odaya çekilen arkadaşlarımın tehdit edildiğini bildiğim için içeri girerken telefonumun ses kaydını açmıştım. Tüm konuşmaları kaydettim.”


İÇERİDEKİ ARKADAŞLARIMIZ YANIMIZDA OLSUN

Gülcihan Çiçek; “Ben bekârım. Annem ve babam yaşlı, sağlık güvencesi olmayan insanlar. Evde tek çalışan bendim. Sendikaya üye olduğum için işten çıkarıldım. Şu an eve yardımcı olmak için mağazalara günlük gidip 2-3 saat çalışıyorum. Ama sendikaya üye olduğum için pişman değilim. Haklı davamın arkasındayım ve bedeli ne olursa olsun çekmeye razıyım. Ben bu kadar zor durumda olduğum halde fabrikanın önündeyim. İçeride çalışan arkadaşlarımızın yanımızda olmasını istiyorum”

Ayşen Tufan:“İşten çıkarılan arkadaşların yeri boş, onların yaptığı işleri bizim üstümüze yıktıklar, üretim sayıları arttırıldı. Bu işe ancak sendikalaşırsak dur diyebiliriz. Bende odaya çekildim ve arkadaşlarımın ismini ve sendikal faaliyetler olduğunda gidip kendisine söylememi istedi. Ben de böyle ciddi işlerde olmayacağımı kredi çekip ev aldığımı işten çıkmak istemediğimi söyledim ve sendikalı olmadığıma ikna ettim. İçerde örgütlenmeye devam ediyorduk. Eyleme katıldığım için 25/2’den işten atıldım. Benim gibi eylemden dolayı birçok farklı maddeden işten atılan 150 kişiden fazlayız. Fabrika önünde direnmeye devam edeceğiz. Kimse noterden isim listesi geldi yalanlarına kanmasın. Fabrikaya gireceğiz, umutluyuz, mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.”


TEHDİT, ŞANTAJ

Dört aylık hamileyken işten atılan Elvan isimli kadın işçi; “1,5 aylık hamileyken iş yerine belgeyle durumu bildirdiğimde ciddiye alınmadım ve çalıştığım yer değiştirilmedi. Uzun bir süre sonra sandalye getirdiler. Arkadaşlarım çıkartılmaya başladı. Odaya çekilme ve tehditler başladı. Ben de odaya çekildim. Sendikaya üye olan arkadaşlarımın ismini vermemi istediler. Ben de ‘herkesin aklı, düşüncesi var, kimin üye olduğunu bilmiyorum’ dedim. İsim vermediğim için prim ve zam almadım. O zamanlar sendikaya üye değildim. İçerdeki çalışma şartları kötüye gitmeye başladı. Daha önce de sendikalı bir iş yerinde çalıştım, sendikanın faydalarını biliyorum. En kötü sendika bile sendikasızlıktan iyidir. Bu yüzden Petrol-İş sendikasına üye oldum. Notere gittiğimde fabrika içinde pek güvenilmeyen birini gördüm. İçeride beş-altı aylık üye olan ve deşifre olmayan arkadaşlarım var. Ben üye olduktan on gün sonra ismimin içeri gittiğini öğrendim. Tekrar odaya çekilip fabrika müdürü tarafından tehdit edildim. Bana ‘elime liste gelecek o listede ismin varsa ne şartta olursan ol seni işten çıkartırım’ dedi. Bu olaydan kısa bir süre sonra işten çıkartıldım. İçimizde birçok köstebek var ve bunu farkındayım.”

ÖNCEKİ HABER

Davutoğlu: Şiddetle kınıyorum

SONRAKİ HABER

Vali Mutlu: Gösterilere izin vermeyiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...