3 Temmuz 2013 12:41

Başbakan, sadaka kültürü ve kibir!

M.Kamil Bal

Başbakan, 2 Temmuz Salı günü, partisinin Olağan Grup Toplantısında yine coştu, kükredi; her zamanki üsttenci, aşağılayıcı ve karalayıcı üslubuyla esti, yağdı ve kendisini ayakta alkışlayanları, adeta, “Burası benim; benim sayemde buradasınız; öyleyse, iyi alkışlayın!” dercesine süzerek, konuşmasını bitirdi.
Elbette, bunlar, “her zamanki” halleriydi, Başbakan’ın. O olmazsa, grup toplantısı bile yapmıyordu, partisi. Ama bu gün, durum başkaydı; 2 Temmuz’du, Sivas’ta ve ülkenin hemen her yerinde Madımak katliamını protesto etmek ve Sivas şehitlerini anmak için, on binlerce insan sokaklarda, alanlardaydı. Halkın hafızası, Sivas’ı, Roboski’yi, Gezi Parkı’nı ve son Lice saldırısını birleştirerek alanlara taşıyordu.
Ama Başbakan bunları görmüyor, işitmiyordu, nedense. O kendisine ait kürsüsünden, hem de, “Çözüm süreci” adına, Kürt halkını ve siyasi temsilcilerini aşağılamaya, karalamaya (esrar, eroin, silah ve hatta insan kaçıranlar diyerek), suçlamaya ayırmıştı, bu günü. Başbakan’ın konuşmasında, 20. yıldönümünde hala kanamaya devam eden Sivas’ın adı bile geçmedi. Madımak yangınından hiç söz etmedi, Başbakan. Oysa dava zaman aşımına uğradığında, gazetecilere, “Hayırlı olsun!”, diyebilmişti. Son Lice olayları için ise Başbakan, “O karakol, bu kalekol, bunların hepsi hikaye!” deyiverdi. Ne “Ölenin ailesine baş sağlığı, ne yaralılara acil şifalar.” dileği...  Aksine, daha güvenlikli karakollar yapmak zorunda olduklarını belirtip, “Bunun için bazı siyasi partilerden veya örgütlerden izin alacak değiliz!” diyerek, konuşmasını sürdürdü.
Başbakan’ın 2 Temmuz günlü grup konuşmasının en özgün yanı ise, SADAKA ve KİBİR üzerine söyledikleriydi. Ramazan ayının yaklaşması nedeniyle, sosyal yardımlar (siz, sadaka anlayın!) daha bir aşkla ve şevkle sürdüreceklerini belirten Başbakan, “Benim aziz milletime, benim ihtiyaç sahibi (siz, muhtaç anlayın!) kardeşime makarnacı, kömürcü; pirinç için oyunu satıyor, diyenler kibir içindedir.” diyerek, sözlerini tamamladı.
Kendi deyişiyle 10 buçuk yıldır iktidarda olan bir Başbakan, halkının  sadakaya muhtaç halde olmasına; bir torba pirinç, kömür ya da bir teneke yağ için oyunu heba etmesine değil de, bunun dile getirilmesine kızıyor ve bunu söyleyenleri, “kibirli olmakla” suçluyordu. Ne kadar ilginç, değil mi?
Her halde, tüm bu olanlar, gururuna dokunuyor, Başbakan’ın! 

*EMEP Bornova İlçe Başkanı

Evrensel'i Takip Et