2 Temmuz 2013 10:48

20. yılında Madımak hâlâ yanıyor!

Göksel Rıza Özkan

Evet, 35 aydın ve sanatçının diri diri yakılmasının üzerinden tam 20 yıl geçti. 2 Temmuz 1993... Pir Sultan Şenlikleri için Sivas’ta bulunan ilerici aydın ve sanatçıların kaldığı Madımak Otelinin içindekilerle birlikte ateşe verildiği günden bu yana insanlık vicdanı yanmaya devam ediyor.
Planlı ve göstere göstere gelen katliamın, bırakalım devlet güçleri tarafından engellenmesini, tam aksine onların katliamı gerçekleştirenlerin işini kolaylaştıran bir rol üstlendiği artık biliniyor.
Aradan 20 yıl geçti. Sivas Katliamı davası zaman aşımına uğratıldı. Ellerini kollarını sallayarak gezen katiller, göstermelik mahkemelerde yargılanmaktan dahi kurtarıldılar. Devlet bu vahşi katliamın üzerini örtmeye devam ediyor hâlâ… Hesabını demokratik yollardan sormak işçi sınıfı ve emekçilere, ezilen halklara, onların örgütlü güçlerine düşüyor. Roboskîler yaşanıyor. Çocuk yaşta bedenler bombalarla parçalanıyor. Gezi direnişi boyunca sokaklar gaz odalarına çevrildi. İnsanlar kurşunlandı. Ethem Sarısülük güpegündüz öldürüldü. Onunla birlikte beş kişi bu vahşetin kurbanı oldu. Sivas’ın failleri Gazi direnişinin, Roboskî’nin, mayıs-haziran direnişinin, iş cinayetlerinin katilleriyle sokakta kol kola dolaşıyor… Yasalar işçi sınıfı ve emekçilerden, ezilenlerden değil, egemenlerden yana işliyor.
Düzen onların düzeni çünkü. Yasalar onların yasaları, iktidar onların iktidarı… Yakılan, asılan, tutsak kılınan hep emekçiler oluyor…Madımak 20. yılında hâlâ yanmaya devam ediyor.
Yeni ölümler, yeni yıkımlar, yeni savaşlar dayatılıyor Lice örneğinde olduğu gibi. Düzenin çarkı ancak hep daha fazla kâr ve daha fazla kan için dönüyor. Kârlarını ve içtikleri kanı çoğaltmak için emekçilere karşı topyekün seferberlik durumundalar. Yeni istihdam yasaları, büyüyen yasaklar bunun için… O dişlileri çeviren biz emekçiler yine hep o dişliler arasında öğütülenler olduk. Mayıs-haziran direnişi aynı zamanda bu öğütülmeye karşı bir direniş olarak okunmalıdır. Bu başlangıcı genel bir demokratikleşme istemiyle sınırlı tutmak ceberut rejimin dikişlerinin patlatılması için yeterli değildir. Türk’ü, Kürt’ü, Ermeni’si, Rum’u, Çerkes’i, Ezidi’si, Alevi’si kısacası tekçi ideolojinin gadre uğrattığı tüm kesimlerden emekçilerin özgürleşmesi işçi sınıfının özgürleşmesiyle iç içe geçmiş durumumdadır.
Madımak ve her türden sömürü yangınını söndürmek için mayıs-haziran direniş hattından yürümenin yol ve yöntemleri bulunup, bütünlükçü mücadele biçimleri hayata geçirilmelidir. Yoksa Madımak Oteli ve benzeri katliamların ateşi yüreğimizi dağlamaya devam edecektir.

Evrensel'i Takip Et