01 Haziran 2013 17:38

Kadınlar gerçek bir eşitlik için mücadele ediyor

“TUNUSLU kadınlar diktatörlüğe karşı giriştikleri mücadelede bir çok deneyim elde ettiler. Şimdilerde bu deneyimlere dayanarak mücadeleyi daha ileriye taşıyorlar” diyerek Tunus’taki kadın mücadelesini özetliyor Sophie Bessis.  Uluslararası İnsan Hakları Derneği Başkan Yardımcısı Sophie Bessis, Tunus Demokrat Kadınl

Kadınlar gerçek bir eşitlik için mücadele ediyor
Paylaş
Özlem TEMENA

Uluslararası İnsan Hakları Derneği Başkan Yardımcısı Sophie Bessis, Tunus Demokrat Kadınlar Birliği yöneticisi. Tunus’ta yaşayan Bessis aynı zamanda Jeune Afrique Dergisinin editörlüğünü yapıyor. Üniversite eğitimini tarih ve uluslararası ilişkiler alanında yapan Sophie Bessis’in birçok kitabı bulunuyor.  
Uluslararası İnsan Hakları Federasyonunun (FIDH) düzenlediği  “Demokratik Geçiş Süreçleri ve İnsan Hakları: Deneyimler ve Tehditler” konferansı için Türkiye’de olan Bessis ile Tunus ve Ortadoğu’daki kadınların mücadelesini konuştuk. Bessis, Tunuslu kadınların, diğer Arap ülkelerine kıyasla daha fazla haklara sahip olduğunu, ancak gerçek bir eşitlik için mücadelelerine devam ettiklerini söylüyor.

Tunus ilk ayaklanan ülkelerde.n.... Kadınlar bu süreçte nasıl rol aldılar?

Oldukça aktif rol aldılar. Caddelere çıktılar, eylemler düzenlediler. İsyanın ilk başladığı günden itibaren sokakta mücadele ettiler. Diktatörlüğe karşı giriştikleri mücadelede bir çok kazanım elde ettiler. Ve tabii şu anda kazandıkları hakların, geri alınmasına karşı mücadele ediyorlar. Tunus, kadınlar tam eşitliğe kavuşmadan asla tam demokratik bir ülke olamayacak.

Tunus’ta kadın örgütleri neler yapıyor, talepleri nelerdir?

İlk ve belki de en önemlisi, kadınların tüm haklarını kapsayan bir anayasanın yapılmasıdır. Elbette bu anayasanın maddelerinin cinsiyet eşitliğine göre şekillenmesi gerekir. Kadın örgütleri ve özellikle de Tunus Demokrat Kadınlar Birliği (ATFD) olarak, kadınların eşitlik taleplerini içeren bir anayasanın hazırlanması için çalışıyoruz. Aynı zamanda anayasa maddelerinin cinsiyet eşitliğine göre şekillenmesi için çaba gösteriyoruz.

Peki kadınlar bu süreçte ne gibi kazanımlar elde ettiler? Ortadoğu ve Tunus açısından değerlendirir misiniz?

Tunuslu kadınlar bir değişim sürecindeler. Ve şu anda bulundukları konum neredeyse Arap dünyasında tek. Tunuslu kadınlar diğer Arap ülkelerindeki kadınlara oranla daha fazla haklara sahipler, örneğin Mısır’a, Fas’a göre... Fakat kadınlar anayasada bazı haklara sahip olmalarına rağmen eşit değiller. Erkeklerle eşit haklara sahip değiller. Örneğin bir erkek Tunus’ta Arap olmayan bir kadınla evlenebilirken, kadının böyle bir hakkı yok.  Şu sıralarda ise Tunuslu kadınlar İslamcı hükümetlerin dayatmalarıyla karşılaşıyorlar. İktidar, Tunus’ta kadınların bu zamana kadar kazandığı hakları İslami kurallara göre evirmeye çalışıyor.

Tunuslu kadınlar hükümetin bu dayatmalarına karşı neler yapıyor?

Tunus’ta şimdilerde yani anayasa yapılıyor ve bu anayasayı İslamcı kurallara göre değiştirmek istiyorlar. Kadınlar şimdilerde anayasada gerçek bir eşitliğin sağlanması için mücadele ediyorlar. Bu zamana kadar elde ettikleri kazanımlar kadınlara olanak sağlıyor. Kadınlar eski mücadele deneyimlerine yaslanarak, eşitlik mücadelesi veriyorlar. Deneyimleri elbette kadınlar için çok değerli.


MISIR’DA KADINLARIN İŞİ ZOR

Bu süreçte Mısır’da yükselen bir kadın mücadelesi var. Peki Mısırlı kadınlar için durum nedir?

Mısır ne yazık ki çok daha farklı. Kadın mücadelesi yıllarca gerilerden geliyor. Şeriat yasaları var. Anayasada kadınların konumları şeriata göre belirleniyor. Kadınların hiçbir talebi anayasada yer almıyor. Ve kadınlar şimdi orada eşitlik haklarının sağlanması için büyük bir mücadele veriyorlar.

Tabii bu mücadele sırasında kadınlar birçok zorlukla karşılaşıyorlar. Kadınlar devrimden hemen sonrasında tutuklanmaya başlandılar. İktidar kadınları hemen baskı altına almaya başladı. Ayrıca Mısır dışında  muhafazakar partilerin olduğu ülkelerde örneğin,  Fas ve Tunus gibi, hükümetler kadın haklarını tehdit ediyorlar.


HALK İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN MÜCADELE EDİYOR

2011 seçimlerinden sonra hükümette büyük çoğunluğu İslamcılardan oluşan hükümet kuruldu. Onlar hükümete ilk geldikleri günden itibaren ifade özgürlüğünün önünü kesmeye çalıştılar. Basını susturmaya çalıştılar. Hatta İnternet’i bile kısıtlamaya çalıştılar. Başarılı olduklarını söyleyemem. Bazı sosyal kişiler sosyal medyada yazdıkları yüzünden tutuklanmaya başladılar. Gençler dine hakaret ettikleri için mahkemeye çıkarıldılar, tutuklandılar. Fakat şu anda tüm bunlara karşı toplumun genelinde büyük bir tepki var. Halk ifade özgürlüğü için mücadele etmeye devam ediyor.

ÖNCEKİ HABER

Senden büyük halk var!

SONRAKİ HABER

Kaçak göçek hayatların peşinde…

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa