Murat Kurum Belediyelere rantsal dönüşüm çağrısı yaptı | Kentsel dönüşüm kılıfı ekonominin ilacı
Bakan Kurum kentsel dönüşüm naraları atarken İstanbullular nasıl sürgün edildiklerini anlatıyor. Prof. Dr. Özgür Orhangazi de iktidarın ekonomi politikasının rant üzerine kurulu olduğunu söylüyor.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Eylem Nazlıer
Nisa Sude Demirel
İktidarın kentsel dönüşüm ısrarı, 23 Nisan’da İstanbul’da gerçekleşen depremin ardından sürüyor. Rezerv alan uygulaması ile beraber kentsel dönüşüm alanı ilan edilen yerlerde mahallelinin sürgünü katmerleşmişken Cumhurbaşkanı Erdoğan da geçtiğimiz günlerde, “Bu meselede artık kimsenin kaprisleriyle vakit kaybedemeyiz” demişti.
Dün ise İstanbul’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un başkanlığında deprem dönüşümü değerlendirme toplantısı düzenlendi. Kurum toplantıda, belediyelere hitaben “Gelin tüm paramızı buraya harcayalım” dedi.
‘Sanayi alanına dönüşmüş İstanbul’u inşa edelim’
Fotoğraf: AA
Kurum, 2012’de ‘kentsel dönüşüm seferberliğini’ başlattıklarını ifade ederek, 13 yılda 923 bin bağımsız bölümün ‘dönüşümünün’ tamamlandığını söyledi. İstanbul’da ‘acil dönüşmesi gereken’ 600 bin konut olduğunu aktaran Kurum, “İstanbul’un dönüşümünü çok daha kolay hale getirmek için ‘yarısı bizden’ kampanyamızı başlattık. Sayın Cumhurbaşkanımız açıkladılar. Kredi ve hibe desteğini artırarak, toplam destek miktarımızı 1 milyon 500 binden, 1 milyon 875 bine çıkardık. İstanbul’da 62 bin konutumuz yarısı bizden kapsamında dönüşüm sürecini yürütmektedir. 21 bin ev ve iş yerimizin de bu kapsamda inşa faaliyetleri süratle devam etmektedir” dedi. 23 Nisan’da gerçekleşen depremin ardından 452 bin ev ve iş yerinde hasar tespiti yapıldığını, 61 bin bağımsız bölümün az hasarlı olduğunu söyleyen Kurum, “Nitelikli sanayi alanlarına dönüşmüş bir İstanbul’u hep birlikte inşa etmek durumundayız” dedi. Depremin ‘siyaset üstü’ bir konu olduğunu ileri süren Kurum “Bırakın hep birlikte konser de düzenlemeyelim, etkinlik de düzenlemeyelim ama bütün paramızı, bütçemizi buraya harcayalım diyorum” ifadelerini kullandı.
‘Dönüşüm’ kılıflı sürgün
‘Kentsel dönüşüm’ projeleri her ne kadar süslü kelimelerle sunulsa da rant güdüsüyle sürdürülerek mahalleliler için sürgüne dönüşüyor. Mahallelerinde dönüşüm başlayan yurttaşlar evlerinden oluyor, düşük kira yardımlarıyla geçinmeye çalışıyor, en iyi ihtimalle eski evlerinin neredeyse yarısı büyüklüğünde mülkler alabiliyor.
Bu mahallelerden biri de Ümraniye Topağacı Mahallesi. Topağacı Mahallesi’nde yaşayan işçi ve emekçiler de yerlerinden edilme tehdidiyle karşı karşıya. Mahalle sakinleri, dönüşüm sürecinin şeffaf ve adil yürütülmediğini savunarak ciddi mağduriyet yaşayacaklarını dile getiriyor. Mahallede uzun süredir yaşayan vatandaşlar, evlerinin tehdit ve kandırma yoluyla boşaltıldığını, bazı kişilere cami köşelerinde baskı ile sözleşme imzalatıldığını anlatıyor. Gönüllü olarak evlerinden çıkanların evleri yıkılmış durumda; kalan birkaç evin de yarın yıkılması planlanıyor. Evrensel’e konuşan mahalleli Oğuz Yolcu, “Bizle ciddi bir şekilde oturulup konuşulmadı. Resmi sözleşmeler yok. 40-50 yıldır yaşadığımız bu yerlerde artık tehdit ediliyoruz” dedi.
Kira desteği 8 bin lira
Verilen kira desteğinin yetersizliğine de dikkat çeken Yolcu, 8 bin liralık yardım ile 20 bin liranın altına ev bulmanın imkansız olduğunu söyleyerek, “14 bin 500 maaş alan birine 8 bin lira kira destek veriliyor, ev kiraları 20 binden başlıyor. Kira mı verelim, geçinelim mi?” diye sordu. Mahalle hakkında verilen rezerv alan kararının ardından, resmi keşif süreci de başlatıldı. Ancak, mahkeme süreci devam ederken bile elektrik ve su kesintisiyle tehdit edildiklerini ifade eden Yolcu, “Devletin yerinde oturuyorsunuz, çekin gidin” gibi ifadelerle baskı gördüklerini aktardı.
Yolcu, daha önce dönüşüm projelerinde mağduriyet yaşayan mahalleleri örnek göstererek, benzer bir kaderi yaşamak istemediklerini vurguladı: “Bizler yıllardır bu mahallede emek verdik. Dişimizden tırnağımızdan keserek bir şeyler biriktirdik. Yerimizden edilmek istemiyoruz. Hakkımız olanı istiyoruz. Fikirtepe, Sulukule’de yaşayanların yaşadıkları mağduriyetleri yaşamak istemiyoruz.”
‘Mahalleler yok ediliyor’
Kanal İstanbul’un güzergahında yer alan Şahintepe Mahallesi’nde de kentsel dönüşüm süreci mahalle sakinleri tarafından “Yok sayılmak” olarak yorumlanıyor. Kentsel dönüşüm gündemiyle bugün İstanbul Valiliğinde yapılan toplantıya tepki gösteren mahalle sakini Nagihan Kamçı, “Onlar halkı yok sayıyorlar, biz de olanları yok sayıyoruz. Ölüymüşüz gibi davranıyorlar” dedi.
Kamçı, Şahintepe’de başlatılan dönüşüm sürecinin yalnızca barınma hakkını değil, mahalle kültürünü ve sosyal yapıyı da tehdit ettiğini vurgulayarak “Kentsel dönüşüm diyorlar ama bu aslında bir yok etme projesi. Fikirtepe’de, Sulukule’de kim kaldı? Hiç kimse. Bu halkı yerinden etmek, dağıtmak, yalnızlaştırmak, yoksullaştırmak anlamına geliyor” diye konuştu.
‘Kentsel dönüşüm katil bir dönüşümdür’
Kamçı, “Biz kentsel dönüşüm lafını lügatımızdan çıkardık. Biz halkın yerinde, eşit ve adil bir şekilde yaşayabileceği bir dönüşüm istiyoruz. Kentsel dönüşüm bizim için bir katliamdır” dedi. Halkın rızası olmadan gerçekleştirilen projelerin hukuka da aykırı olduğunu savunan Kamçı, açtıkları davaların birçoğunu kazandıklarını söyleyerek “Ruhsat iptalleri için davalarımız sürüyor. Mahkemelerden çıkan sonuçlar bizim lehimize” ifadelerini kullandı.
İktidarın ekonomi politikaları rant üzerine kurulu
İktidarın kentsel dönüşümde ısrarını Prof. Dr. Özgür Orhangazi değerlendirdi. İktidarın ekonomi politikalarının önemli ayaklarından birinin başından beri rant yaratma ve bu rantı dağıtma olduğunu ifade eden Orhangazi, “Rant yaratma açısından da en önemli sektör inşaat oldu her zaman. Dolayısıyla kentsel dönüşüm konusunda yapılanları da bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor. Ekonominin yine sıkıştığı bir dönemde sanırım buna ihtiyacın da arttığından söz edebiliriz” dedi.
Fotoğraf: Özgür Orhangazi'nin kişisel arşivinden
Bir süre konut satışıyla ülkeye döviz girişi sağlamaya çalışıldığını hatırlatan Orhangazi, “Belli bir miktarın üzerindeki konut satın alımlarında vatandaşlık verilmesi gibi politikalarla birlikte. Yalnız burada daha enteresan bir şey var. Son bir iki senede Türkiye’de yerleşiklerin yurt dışında konut alımı, yabancıların Türkiye’de konut alımını geçti. Yani Türkiye’de yerleşik insanlar yurt dışında konut almaya başladılar. Bu da ciddi bir döviz çıkışına yol açıyor, diğer tarafı da var yani bunun” diye konuştu.
Ayrıca kentsel dönüşüm sürecinde iki tür servet aktarımının gerçekleştiğini ifade eden Orhangazi, “Bir kamuya ait servetin özelleştirilerek aktarılması var, bir de ev sahibi olanların kentsel dönüşüme giren konutları üzerinden müteahhitlere servet aktarımı var. Yani bir kamuya ait şeylerin transferi, bir de bireysel olarak kentsel dönüşüme giren konutlardan, inşaatçılara, müteahhitlere yapılan transferden söz edebiliriz” dedi.
Evrensel'i Takip Et