İzmir’de Sendikal Haklar ve Özgürlükler Kurultayı: Taleplerimiz için birlikte mücadeleyi yükselteceğiz
İzmir’de 13 sendikanın katılımıyla düzenlenen Sendikal Haklar Kurultayında işçiler ortak mücadele kararı aldı. Kurultayda, “Sendikal haklar olmadan demokrasi olmaz” vurgusu yapıldı.
Emine Uyar
[email protected]
İzmir’de 13 işçi sendikasının bir araya gelerek düzenlediği Sendikal Haklar ve Özgürlükler Kurultayı, işçi sınıfının ortak talepleri için mücadele kararlılığını ortaya koydu. Birleşik Metal-İş, Basın-İş Sendikası İzmir Şube, Devrimci Turizm İş, Genel Maden-İş Ege Bölge Temsilciliği, Gıda-İş, İletişim-İş, Kristal-İş, Petrol-İş İzmir Şube, Sağlık-İş İzmir Şube, Tekgıda-İş, Teksif Ege Bölge Temsilciliği, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Tez-Koop-İş sendikalarının çağrısıyla Hakemler Lokali’nde gerçekleşen kurultaya, 131 gündür direnen Temel Conta işçileri, 93 gündür mücadele eden DIGEL Tekstil işçileri, çok sayıda sendika temsilcisi, iş yeri delegeleri, hukukçular ve emek örgütleri katıldı.
Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı Hasan Toptan, Lastik-İş Ege Örgütlenme Sorumlusu Zedin Yumli, Demir Yol-İş İzmir Şubesi iş yeri temsilcileri, Genel-İş 5 No’lu Şube Buca Belediyesi iş yeri temsilcileri ve işçileri, Genel-İş 2 No’lu Şube iş yeri temsilcileri ve işçileri, SES 2 No’lu Şube Eş Başkanı Başak Edge Gürkan, BES İzmir Şube Başkanı ve KESK Dönem Sözcüsü Deniz Çetin, Eğitim-Sen 4 No’lu Şube Başkanı İsmail Akyol, Tüm Bel-Sen 1 No’lu Şube yönetici ve temsilcileri, Genel-İş 10 No’lu Şube iş yeri temsilcileri, Makine Mühendisleri Odası İşçi Sağlığı ve Güvenliği Komisyonu üyesi mühendisler kurultayda yerlerini aldı.
Üç saati aşkın süre coşku ile devam eden kurultayın sonunda, yapılan konuşmalarda dile getirilen konular üzerinden kararlar belirlenerek oya sunuldu ve oy birliği ile kabul edildi.
“Sendikal haklar olmadan demokrasi olmaz”
Kurultayda ilk konuşmayı yapan Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca, ülkede işçi sınıfı örgütlenemesin diye gece gündüz uğraşan bir düzenin olduğunu ifade ederek, “Bugün bir ülkede işçilerin sendika kurması suçsa, toplu sözleşme hakkı sadece kâğıt üstündeyse, grev hakkı yasaklarla boğulmuşsa; orada ne demokrasiden söz edilebilir ne de halk iradesinden. Gerçek irade, fabrikada, atölyede, belediyede, hastanede patronun değil işçinin söz hakkıdır” dedi. Emek Partisi olarak Türkiye’nin dört bir yanında "Barajsız Sendika Yasaksız Grev Güvenceli İş" diyerek bir kampanya yürüttüklerini dile getiren Karaca, “Her sömürü çarkının içine giriyor, her işçiye ulaşıyoruz. İmzaları topluyor, talepleri büyütüyor, işçilerin kendi sendika yasasını birlikte yazıyoruz” dedi. Aynı çarkın dişlilerinde öğütülen işçilerin temsilcilerinin aynı masada buluşmak zorunda olduğunu ifade eden Karaca, İzmir İşçi Kurultayı’nın, bu açıdan bir başlangıç olması gerektiğini belirtti. Karaca, “Bu kürsü, İzmir’in tüm işçilerine, emekçilerine açıktır. Bu kurultay, bir davet değil, bir zorunluluktur: Herkese “aynı gemide değil, aynı sınıftayız” demenin sorumluluğudur” dedi.
Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel
İş Hukuku Uzmanı Dr. Murat Özveri, siyaset ve sendika olarak iki kurumun bir araya gelip sorunları çözmesi gerektiğini aksi taktirde iş hukukçularının mahkeme koridorlarında işçi haklarını korumasının mümkün olmadığını ifade etti. Kazanılan her iş davasında aslında her işçinin yüzde 40 ile 60 oranında hak kaybına uğradığını dile getiren Türkiye’de artık işçisiz bir iş hukuku aşamasına gelindiğini belirtti. “Temel kişilik haklarımız güvencede değilse vatandaş değil köleyiz. Hak arandığında bedel ödetilmiyorsa haktır, çalışırken hiçbir işçi hakkını arayamaz durumda. İş hukuku güvencesizlik üreten bir iş hukuku haline gelmiştir” diyen Özveri, bir sendikanın devletten ve işverenden bağımsız işçinin gücünü temsil yeteneğine sahip olduğunu gösteren kurumun adına toplu sözleşme ehliyeti denildiğini dile getirdi. Özveri, “Bu ehliyeti verecek olan işçidir. Baraj olsa bile bunu belirleyen devlet olmamalı. İktidarın görüşüne göre makbul ya da makbul olmayan sendikalar ayrımı olur” dedi.
Özveri, “Bir işverenin itirazı ile her şey duruyor süreçte. Yetkiye itiraz süreci durdurur cümlesi ‘durdurmaz’ yapılmalı. Türkiye işçi hareketi 40 yıldır bunu değiştiremiyor. İşin sendika ve siyaset ayağının bir araya gelmesi gerekiyor” dedi.
Direnişçi işçiler: Taleplerimiz net
131 gündür fabrika önünde direnişte olan Temel Conta işçileri adına konuşan Sinem Kaya karşılığını bulmayan emekleri için sendikalaştıklarını patronun baskısına ve zulmüne maruz kaldıklarını dile getirdi. Sağlık açısından riskli iş güvenliği bulunmayan ortamlarda çalıştırıldıklarını yıllık izinlerinin gasp edildiğini söyleyen Kaya, “Onurlu bir yaşam onurlu bir gelecek isterken işveren grev kırıcılığı ile suç işlemeye devam etti. Keyfi bir tutumla TİS masasına oturmamakta ısrar ediyor” dedi. Haklarının kağıt üzerinde kaldığını belirten Kaya, “Mahkeme süreçleri hızlandırılmalı, caydırıcı maddi yaptırımlar getirilmeli. Bir işçinin işyerindeki mücadelesi tüm işçilerin ortak problemi olmalı” dedi.
Sendikal hakları için 93 gündür direnişte olan DIGEL Tekstil işçilerinden Bahar Tuncer de sadece sefalet ücretine karşı değil, insan onuruna yarışır bir çalışma ortamı için mücadele ettiklerini dile getirdi. Tuncer, “Sadece DIGEL işçileri olarak bizler bu gidişata dur diyemeyiz. İşçi sınıfının örgütlenmekten, sendikalaşmaktan başka çaresi yoktur. Büyün işçi arkadaşlarımızı 1 Mayıs’ta alanlara davet ediyorum. DIGEL Tekstil işvereni toplu sözleşme masasına oturana kadar mücadelemiz devam edecektir. Taleplerimiz net, isteklerimiz nettir” diye konuştu.
"1 Mayıs’ta konfederasyon ayrımı yapmadan birleşmeliyiz"
BMS işyeri Baştemsilcisi Mehmet Karaman Metal işçileri olarak dün Bakeart’ta, Schenider’de olduğu gibi bugün de grev yasağı kararlarını yırttıklarını ve grevlerini yaptıklarını belirterek, “Kanunsuz olan; grevleri yasaklamaktır. Buradan iktidara sesleniyorum; hep patronların arkasındasınız, onları kolluyorsunuz” dedi. Metal işçileri olarak grevci işçileri bedeli ne olursa olsun yalnız bırakmayacaklarını dile getiren Karaman, “Bu mücadele tüm metal işçilerinin tüm işçi sınıfının mücadelesidir. 1 Mayıs’ta konfederasyon ayrımı yapmadan sendikalı işçiler olarak birleşmeliyiz. Örgütlenmenin, sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması için mücadeleyi yükseltmeliyiz. 1 Mayıs’ta taleplerimizi hep birlikte haykırabilmek için ortaklaşalım” dedi.
Genel İş 2 Nolu İşyeri Temsilcisi Bayram Kesgin işçi sınıfının, emekçilerin birleşmeye salondaki ortama ihtiyacı olduğunu belirterek, “Sendikalı olsak TİS yapsak dahi iş güvencemiz yok. Birçok belediyede yaşıyoruz. İşçilerin iş güvencesi Belediye Başkanının iki dudağı arasında” dedi. Son yaşadıkları olayı örnek gösteren Kesgin, “TİS’in 4. ayında İZENERJİ güvenlik emekçilerinin sendikasının nace kodu değiştirilip sendika yetkisiz duruma getirildi. Yani TİS masasına otursak, yetki alsak dahi güvencemiz yok” dedi. Kesgin tüm bu saldırılara karşı topyekun mücadelenin gerekli olduğunu vurguladı.
Teksif Sendikası Örgütlenme Uzmanı Cihan İşçi de İşyeri Temsilciliği döneminde kendisinin de Çiğli İşçi Kurultayı düzenleyicilerinden birisi olduğunu hatırlatarak, “Mücadeleci sendikalar için bize örgütlü işçi lazım diyerek kurultay örgütlemiştik. Çiğli Organize’de kurultaydan sonra birçok işyerinde kurultay komitesinin de desteği ile örgütlenme olmuştu” dedi. Şimdi örgütlenme açısından daha kötü bir dönem yaşandığını dile getiren İşçi, “OVP gibi programlar ‘işçi nasıl sendikalı olmaz’ın programı aslında. Bütün sendikaların direnişlere sahip çıkması lazım. Bu direnişler başarılı olursa bunlar Ege Serbest Bölgeye ve Kemalpaşa Organize sanayiye yansıyacaktır” dedi. İzmir’de sendikaların farklı bayraklar ve flamalarla aynı alanda buluştuğuna dikkat çeken İşçi, “Bu önemli bir mücadele geleneğinin sonucudur. Bugün herkes işçi sınıfı ile ilgili siyaset yapıyor ama işçi sınıfı siyaset yapmıyor. Grev yasaklarına karşı gelen metal işçilerini örnek almalıyız. Çiğli, Kemalpaşa’da yerel kurultaylar örgütlemeyi düşünmeliyiz. İşçiler arayış içinde ama sendikalara çok güvenmiyor. Güveni sağlamanın yolu birleşmektir. Bugün bu Kurultay’da yaptık, yarın 1 Mayıslarda, öbür gün örgütlenmelerde birleşelim” dedi.
Sağlık İş İzmir Şube Başkanı Özgür Aslan: Her alanda baskı var birlik olduğumuz sürece bunların önüne geçebiliriz. Hepimiz farklı işkollarındayız sömürülüyoruz mücadele veriyoruz. Biliyorsunuz sağlıkta grev yasak. Biz toplu sözleşmemizde iş bırakarak, işçilerin yoğun katılımı ile işveren geri adım attırdık, haklarımızı TİS masasında alacağız. Kamu Çerçeve görüşmeleri var bunun için 1 Mayıs çok önemli haklarımızı almak için gücümüzü göstermekten başka şansımız yok. İşten atmaların yasaklanması gerekiyor öncelikle. Özel sektörde en büyük sıkıntı bu. Birlikteliklere önem vermemiz gerekli.
Tek Gıda İş 7 Nolu Şube Başkanı Ömer Atabey: Birçok sorunumuz var. Biz tartışmakla kalıyoruz, Meclis’te bunu dillendiren vekil sayımız çok az. Oy istemeye geldiklerinde taktir bekliyorlarsa bizlere oralarda da işçi sınıfına emek mücadelesi verenlere destek olmalılar. Bizde yeni mücadelen çıktık, tütün grevinden başarı ile çıktık. Karşımızdaki yapı çok kuvvetli. Grevimize destek verenlere teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Tez Koop İş İzmir Şube Başkanı Mert Özen: Şu anda yaşadığımız ülkede gençlerin emekçilerin kadınların gençlerin ve sokakta yaşayan hayvanların yaşama mücadelesi olduğu bir süreçten geçiyoruz. Bizim bir sorunumuz da yıllardır örgütlü olduğumuz iş yerlerinde aynı konfederasyona bağlı sendikaların baskıyla tehditle üyelerimizi elimizden almaya çalışıyor olmaları. Kime derdimizi anlatacağız biz de bilmiyoruz.
Tüm Bel Sen 1 Nolu Şube Yöneticisi Salih Deniz Islakoğlu: Sanayi bölgelerine ilişkin örgütlenme komitelerinin kurulması önerisi geldi. Bunun içerisinde kamu emekçileri sendikalarında görev alan emekçiler olarak aktif görev alabileceğimizi bu birliklerde yer alabiliriz. Önümüz 1 Mayıs, bu kampanyanın çok önemli talepleri var. Tam da bu kampanyanın sloganı barajsız sendika, yasaksız grev ve güvenceli iş talebiyle ortak pankartlarla sendikaların 1 Mayıs’a katılmaya ve 1 Mayıs başta olmak üzere ilçe ve kent merkezlerinde de bu kampanyayı duyuracak imza toplama bilgilendirme ve duyuru standlarını birlikte açmaya davet ediyorum.
Kurultay kararları
- Devam eden grev ve direnişlerin kazanımla sonuçlanması için sendika konfederasyon işkolu ayrımı yapılmadan sahiplenilmesi güçlü dayanışma örneği sergilenmesi.
- İlçelerde sanayi havzalarında yerel kurultaylar örgütleyerek sendikalı işçiler işyerlerinde birlik ve dayanışmayı güçlendirmek için yerel işçi ve sendika birlikleri oluşturulması. Sanayi bölgelerinde sendikalarımızın sendikal dayanışmayı esas alarak ortak sendikalaşma komiteleri kurarak örgütsüz işyerlerinin örgütlenmesi için çalışmanın kurultay komitesinde yer alan ve dahil edilebilecek yeni sendikalarca koordine edilmesi.
- Sendikal haklarımızın geliştirilmesi için Haziran ayında meclise sunulacak yasa teklifinin oluşmasında tüm sendikaların katkı sunması ve İzmir’de ve tüm illerde yüzbinlerce işçinin imzasıyla meclis gündemine getirilmesi için iş yerlerimizde imza toplanmasının yanı sıra tüm 1 Mayıs alanlarında imza stantları kurarak işçilerden imza toplanması.
- Sendikal hak ve özgürlükler konusunda gasp edilmiş olan geçmiş kazanımlarımız ve hazırlanacak yasa tasarısında yer alacak düzenlemelere ilişkin akademisyen ve hukukçuların da katılımı ile işyerlerinde sendikalarda işçi eğitimleri planlanması.
- 1 Mayıs'ın bir haftaya yayılacak etkinlik eylem ve toplantılarla kutlanması. 1 Mayıs’a sendikalarımız kendi belirlemiş olduğu taleplerle birlikte “Barajsız sendika yasaksız grev güvenceli iş” pankart ve dövizlerinin taşınması.
Evrensel'i Takip Et