17 Nisan 2025 02:20

Bu düzen bizlerin düzeni değil

Yılın ilk üç ayında Antep patronları işçilerin üzerinden 3 milyar dolarlık ihracat rekoru kırdı. Bu rekora rağmen işçilere %30’luk sefalet zammı reva görüldü.

Bu düzen bizlerin düzeni değil

Fotoğraf: BİRTEK-SEN

Bünyamin

Genç işçi

Antep

Geçtiğimiz şubat ayında Antep’te 25’i aşkın fabrikada ek zam talepli eylemler oldu. Haklarını arayan işçi ve emekçilere patronların emriyle vali tarafından jandarma ve polis müdahalesi gerçekleştirildi. TOMA’lar ve çevik kuvvetler hakkını arayan işçilerin karşısına geçti. Bu süreç devam ederken sermaye iktidarının işçilere karşı tutumu hiç değişmedi. Valinin 15 günlük eylem ve grev yasağı ile dağıtmaya çalıştığı birlik bunu bir örneğiydi. Gittikçe büyüyen ve ses çıkaran bu işçi eylemleri artık organize sanayi bölgesinde yayılmış ve yüksek bir ses çıkarmıştı. Antep Demokrasi Meydanı’nda işçiler ve BİRTEK-SEN tarafından yapılacak olan basın açıklamasına yapılan müdahale insanlık dışıydı. Gözaltılar, baskılar her zaman işçi emekçilerin ve hak arayışında susmayan BİRTEK-SEN sendikasına yönelikti. Hukuksuz bir şekilde işçilerin sendikal hakları gasp edildi ve sendika Genel Başkanı Mehmet Türkmen 36 gün boyunca hukuksuz bir şekilde tutuklu kaldı, şimdi de ev hapsinde.

Patronun ihracatı ve işçinin sefaleti rekor kırıyor

Bu hukuksuzluklar devam ederken yılın ilk üç ayında Antep patronları işçilerin üzerinden ihracat rekorları kırmaya devam etti. Üç ayda 3 milyar dolar ihracat gerçekleştirildi. Böylesine büyük ihracat rekorları kırılmasına rağmen işçilere %30’luk sefalet zammı reva görüldü. Biz işçilere bunu reva gören sermaye ve onun iktidarı biz işçiler üzerinden servetlerine servet katarken biz işçiler ise açlık yoksulluğa mahkûm edildik. Bu düzene karşı işçilerin aldığı tutum grevlerle sendikal haklar ile kazanılmaya çalışılan hak arama mücadelesi oldu. Nisan ayına girerken patronların Başpınar’da işten atmaları ile karşı karşıyayız. Bayram öncesinde, sonrasında ve hâlâ süren işten atmalarda binlerce işçi işten çıkarıldı. Sürekli “küçülmeye gidiyoruz” dendiği görülüyor. Aslında küçülme değil az işçi ile çok üretime gidiliyor. İşçiler üzerinden kazanılan artı değer arttırılmaya çalışılıyor her zamanki gibi. Üç işçinin yapacağı işi bir işçi yapıyor, üretim ortalaması düştüğü zaman da işçiye yevmiye cezası veriliyor. Yani işçiden nefes almadan çalışması bekleniyor.

Bu düzen işçinin düzeni değil bunu hepimiz biliyoruz. Bu memlekette yaşanan olumsuzlukların yükünün ilk bindirileceği yer her zaman işçiler oldu. Son aylarda Antep’te yaşananlar bu memleketin özetidir. Bu mücadele elbette uzun bir mücadele ancak bugünden elimizi taşın altına koymazsak yarın biz işçiler için her zaman “geleceksizlik” anlamına gelecek.

Evrensel'i Takip Et