6 Nisan 2025 05:30

Andaç Aydın Arıduru

Tezcan Galvaniz, Yolbulan Çelik ve kamuda çalışan savunma sanayi işçileri, hem çalışma koşullarına hem de ülkedeki siyasi gelişmelere dair tepkilerini dile getiriyor. Grevde olan ya da grev yapması yasak olan işçiler, yaşananların sadece kendi alanlarıyla sınırlı olmadığını, toplumun genelinde artan bir hoşnutsuzluğun parçası olduğunu söylüyor. İşçiler, dayanışma ve ortak eylem çağrılarında bulunuyor.

Tezcan Galvaniz işçilerinden biri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı yapılan boykot çağrısına katıldığını ifade ederek şöyle konuştu: “2 Nisan’da hükümetin temsilcilerinin sıraya girmesi boykotun ne kadar etkili olduğunu gösterdi. Boşuna ‘Etkisiz oldu’ demesinler. İnsanların boğazına dayandı artık bıçak.”

Kendilerinin grev kararı almalarının ardında yalnızca ekonomik taleplerin olmadığını belirten işçi, toplumun genel talepleriyle kendi mücadelelerinin örtüştüğünü söyledi. İşçi, “Bizim de patronun verdiğiyle insanca yaşanabileceğine güvenimiz kalmadı. Boykot da edelim, işi de durduralım. Onlar da çıkıp ‘Acımadı ki’ desinler.”

Yolbulan Çelik işçisi ise yaklaşık 300 gündür grevde olduklarını vurgulayarak, hak arama mücadelesine yönelik baskılara dikkat çekti: “Yol kapatma eylemimizi yapmak istedik, jandarma müdahale etti. Ama biz birlikte davranıp geri adım atmadık. Şimdi de insanların sokağa çıkma hakkına müdahale var. Ülkede 3 gün iş dursa ne hükümet dayanabilir ne patronlar.”

İşçi, sermaye ve iktidar arasındaki dayanışmaya karşı işçilerin de ortak hareket etmesi gerektiğini söyledi: “Onlar dayanışma içindeyse, bizim de olmamız lazım.”

Savunma sanayisinde çalışan bir kamu işçisi, yasal olarak grev hakları olmadığını ancak anayasal haklarının engellendiğini ifade etti: “Bizim eylem yapmamız yasak ama anayasal hakkımız var. İş yerinde oluşturulan korku ortamı halkla birleşmemize engel oldu.”

İktidara karşı yapılan eylemlerin sonuç verdiğini belirten işçi, bundan sonra sessiz kalınmaması gerektiğini belirtti: “Sokağa çıkılmasaydı İBB’ye kayyım kesin atanırdı. Biz eyleme geçmezsek sözleşme zamanı kesin bizi ezecekler. Artık başkaldırmamız lazım.”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Sermaye diktası

Sermaye diktası

İşçi başına 608 bin lira aylık kâr elde eden TÜPRAŞ, dayattığı sefalet sözleşmesine direnen işçilerin eylemlerini ‘tutanakla işten atma’ tehdidini kullanarak şimdilik bastırdı. Kimi zaman ‘demokrasi nutukları’ atan büyük sermayenin, harekete geçen işçiyi önce polisle sonra fişleyerek tehdit etmesi, ülkedeki ‘otoriterleşme’nin esasen kimin işine yaradığını ve sermaye diktasının vardığı boyutu gösteriyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İmamoğlu'nun X hesabına erişim engeli getirildi.

Evrensel'i Takip Et