Bilimsellikten kopuşu engellemek istiyoruz
Bu noktada da kimi zaman "bilim dergilerinin" sansürüne uğrayan, kimi zaman "kutlu doğum haftalarının" gölgesinde kalan ve her zaman çok sistemli bir şekilde saldırılara maruz kalan evrim teorisini, kendi olanaklarıyla ülke çapında anlatmaya, duyurmaya çalışan bir topluluğu görüyoruz: ODTÜ Biyoloji ve Genetik Topluluğu(BiyoGen). Biz de son projelerinden biri olan "Türkiye Evrimle Tanışıyor" başta olmak üzere çalışmalarının nasıl gittiğini ve gelecekteki planlarını topluluk başkanı Onur Özer ile konuştuk.
Bir dönemdir, "Türkiye Evrimle Tanışıyor" başlığı altında çeşitli çalışmalarınız söz konusu, önce buradan başlayalım neden Türkiye Evrimle Tanışmalı?
Bu projeyi hazırlarken gördük ki, pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da ciddi bir bilgi kirliliği ve yanlış aktarım var. Biz öncelikle bu bilgi kirliliğini ve yanlış aktarımı ortadan kaldırmak istiyoruz. Bu doğrultuda da başta büyük şehirler olmak üzere, pek çok yerde evrimle ilgili kendi çalışmalarımızı sunmaya çalışıyoruz. Bizden önce de bu konuda çok değerli, pek çok çalışma yapılmıştı elbette. Ancak bu dönemde görüyoruz ki, bilimsel bilgiden git gide bir kopuş söz konusu. Bilimsellikten bu kadar uzaklaşırken, bu tip çalışmaların çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu kopuşu engellemeye çalışıyoruz.
Peki bu projeye dair, şu anki çalışmalarınız ne durumda?
Öncelikle biraz Biyogen Topluluğu'nun alt birimlerinden Evrim Ağacı'nın nasıl çalıştığından bahsedeyim. Çeşitli konular hakkında, çeşitli sunumlar hazırlayıp bunları kendi aramızda tartışıyoruz. Bu sunumları ve tartıştığımız konuları daha sonra başka alanlara taşımaya çalışıyoruz. İzmir, İstanbul ve Ankara'da çeşitli etkinlikler gerçekleştirdik. Şu an, çalışmalarımıza elbette devam etmek istiyoruz. ESEB (Avrupa Evrimsel Biyoloji Cemiyeti) çalışmalarımıza destek veriyordu ama şu an maddi yönden zorlandığımız için çalışmalarımıza biraz ara vermek durumunda kaldık.
YALNIZCA BİYOLOJİK EVRİM YETERSİZ KALIR
Kendi alanınız olduğu için çalışmalarınız daha çok biyolojik evrim üzerine, fakat evrim teorisinin aslında hayatın diğer alanlarına da yorumlanabildiğini söyleyebiliriz. Felsefi bakış açılarının da ayrım noktası olarak evrim teorisinin diğer incelenme alanları hakkında ne söylersin?
Evrim teorisini sadece biyolojik evrimle sınırlandırmamak gerekir, bu yetersiz kalır. Felsefi alandan, politik alana pek çok alandaki yaşanan tartışmalarda temel ayrım noktalarından birisi olduğunu söyleyebiliriz. Şu an biz daha çok kendi alanımız olduğundan, evrimsel biyolojiyle ilgileniyoruz. Ancak evrim teorisinin diğer alanlarda da incelenmesi çok önemli.
TOPLULUKLARIN BİLİMSEL ÇALIŞMASI YETERSİZ
Bilime yönelik saldırılardan, bilimsel eğitimden kopuştan söz ettin, bu noktada sizin gibi toplulukların çalışmaları elbette çok önemli. Peki genel olarak bütün üniversitelerde öğrenci topluluklarının, kulüplerinin bu noktadaki çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsun?
Baktığımızda ODTÜ'deki ortamın diğer üniversitelere göre daha özgürlükçü bir ortam olduğunu görüyoruz. Burada biz daha rahat çalışmalarımızı sunabiliyoruz, ancak diğer pek çok üniversitede öğrenciler çeşitli konularda, özellikle bilimsel konularda yaptıkları çalışmaları bizim yaptığımız kadar rahat koşullarda yapamıyorlar. Soruşturmalar açılıyor ya da çalışmaları bir şekilde engellenebiliyor. Ancak yine de şunu söyleyebilirim ki, öğrenci topluluklarının bilimsel çalışmalarını çok yeterli bulmuyorum. Türkiye genelinde de üniversitelerde aktif topluluk sayısı çok az. Özellikle Fen-Edebiyat Fakülteleri'nde daha az sayıda topluluk aktif olarak çalışıyor. Çalışan topluluklara baktığımızda ise, daha çok kariyer toplulukları olduğunu görüyoruz. Bunlar da daha çok bilimi piyasanın yararına kullanılmasını teşvik eden noktada duruyorlar.
AKADEMİ MEDRESELEŞTİRİLİYOR
Bence çok önemli bir noktaya geldik, bilimin ve üniversitelerin piyasalaşmasına dair, uzun yıllardır çeşitli politikalara şahit olduk. Ama özellikle son olarak ortaya atılan yeni YÖK Yasa Tasarısı epey tartışıldı. Bu konu hakkında ne dersin?
Bilimi üretme işi piyasanın eline bırakılırsa, gerçekten bilim üretme işinden uzakta kalırız. Bilim toplumun elinden alınıp bir zümrenin eline geçerse bilim üretmenin potansiyeli dahi yok olur. Bu yasa tasarısı da bunun bir yansıması. Burada görüyoruz ki akademi medreseleştiriliyor, bu da bizi aslında bilimden uzaklaştırıyor. YÖK Yasa Tasarısını da buna bağlı olarak tartışmak gerekiyor diye düşünüyorum.
Peki Evrim Ağacı dışında başka çalışmalarınız veya ileriye dair başka planlarınız, projeleriniz var mı?
Bu dönem biraz durgun geçebilir, ancak önümüzdeki dönemle birlikte çalışmalarımızı daha da arttırmayı planlıyoruz. Yeni döneme dair, geçen senelerde olduğu gibi yine Ulusal Evrim Konferansını düzenleyeceğiz. Konferansı bu yıl Türkiye'ye Evrimsel Biyoloji'yi tanıtan ve üniversitelerdeki evrim çalışmalarına öncülük eden Prof. Dr. Aykut Kence hocamızın emekliliği onuruna gerçekleştireceğiz. Bunun yanı sıra, Ulusal Çevre ve Ekoloji Kongresi'ni düzenleyeceğiz. Aylık çıkan yayınımız, "Yaşam Ağacı"nı daha profesyonel bir şekilde çıkartmaya çalışıyoruz. Ayrıca uzun süredir yürüttüğümüz çeşitli hastalıklarla ilgili çalışmalarımızı yine devam ettireceğiz, bununla ilgili olarak da önümüzdeki dönem kanserle ilgili çalışmalarımız olacak. AIDS'le ilgili çalışmalarımız devam etmekte, geçtiğimiz haftalarda düzenlenen Sinirbilim Kongresi'ne dair, akademisyenlerden de olumlu tepkiler aldık. Bununla ilgili de yeni döneme dair çalışmalar yapmaya devam edeceğiz, ancak sizin de gördüğünüz üzere programımız çok yoğun.
Biraz "Yaşam Ağacı"ndan da bahseder misin?
Yaşam Ağacı aylık çıkan yayınımız. İçerik olarak genelde popüler bilim ve güncel bilimsel çalışmalar üzerine çevirilerin yer aldığı, bununla birlikte kendi çalışmalarımızdan da bahsettiğimiz bir dergi. Mesela son olarak üzerinde durduğumuz konu, "Mitlerin evrimsel açıdan incelenmesi". Bunlarla ilgili çevirileri de tamamen biz yapıyoruz, önümüzdeki sayılar için biraz daha profesyonelleşmek açısından, Bilim ve Ütopya dergisiyle anlaştık. Artık bu derginin içinde, bize ayrılan özel bir bölüm olacak.
NEDEN EVRİM AĞACI
EVRİM Kuramı, günümüzde maalesef en çok yanlış anlaşılan ve en çok karşıtı bulunan bilimsel gerçekliklerden biridir. İnsanların kabul etmemesi ya da onaylamaması, bir bilimsel gerçekliğin "gerçeklik" değerini değiştirmez. Bilim, insanların fikir, görüş, inanç veya düşüncelerine göre hareket etmez. Bilim, gerçekleri bulma sanatıdır. Dolayısıyla gerçeğe ulaşmak amacıyla "tarafsızlığı" kendisine ilke edinmiştir.
Biyoloji, bu işin ucundan tutan bilim dallarından sadece biridir. Ve pek çok bilim dalıyla ortak olarak (psikoloji, sosyoloji, paleontoloji, arkeoloji, jeoloji, coğrafya, paleoantropoloji, antropoloji, vb.) Evrim Teorisi'nin gerçekliğini sayısız şekilde destekleyen bulguları ortaya koymuştur.
Günümüzde insanlar, henüz "bilimsel teori" (kuram) nedir bilmeden, "Evrim sadece bir teoridir." gibi bilimsellikten uzak cümleler sarf etmekte ve konu hakkında bilgisi olmayan diğer insanların kafalarını karıştırmaktadır. Veyahut, "Ne yani, biz maymundan mı geldik?" diyerek yıllar boyu geliştirilerek bugünlere getirilmiş ve belki de en çok sayıda, çeşitte ve nitelikte bulgularla desteklenen bilimsel bir gerçekliği, ayaklar altına almaktadırlar. Üstelik bilime yaptıkları bu ve benzeri hakaretler yetmezmiş gibi, bilimi çeşitli siyasi ideolojilerle bağdaştırmakta, kendilerinin şahsi bulanık ve bilimden, tarafsızlıktan ve gerçekliklerden uzak zihinlerinin ürünlerini, bilim insanlarını kötülemek ve karalamak için kullanmaktadırlar. Biz, Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğrencileri olarak, bu gidişata bir "Dur!" demenin vaktinin geldiğini düşünüyoruz ve bunun için harekete geçiyoruz.
Evrensel'i Takip Et