20 Şubat 2025 13:45

TÜSİAD soruşturması "sansür yasasını" hatırlattı

TÜSİAD yöneticilerine "yanıltıcı bilgiyi yayma" soruşturması ve "içeriğini bilmedikleri olaylara ilişkin telkin" iddiası, akıllara sansür yasası ve etki ajanlığı tartışmalarını getirdi.

TÜSİAD soruşturması "sansür yasasını" hatırlattı

Fotoğraf: DHA

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras'ın; dernek genel kurulundaki konuşmalarına ilişkin polis eşliğinde ifadelerinin alınması ve yurt dışına çıkış yasağı ile serbest bırakılmaları üzerine tartışmalar sürüyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, TÜSİAD yöneticileri hakkında “yargıyı telkin ve yönlendirme içerikli ifadeler kullanıldığı” iddiasıyla soruşturma başlatmış ve gözaltı gerçekleştirmişti. Savcılığın sevk yazısını elde eden Anadolu Ajansının haberine göre; yazıda, Turan ve Aras'ın, “sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla, Türkiye'nin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili gerçeğe aykırı bilgileri kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yaydıkları” ve "yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçunu işlediklerine ilişkin "somut deliller olduğu" öne sürüldü. Yazıda ayrıca “Şüphelilerin yaptıkları konuşma içeriği ve savunmalarında da belirttikleri üzere yalnızca basın aracılığıyla bilgi sahibi oldukları ve içeriğini bilmedikleri olaylara ilişkin yargıyı telkin ve yönlendirme ile gerçeğe aykırı dezenformasyon içerikli beyanlarda bulundukları” iddia edildi.

"Dezenformasyonla mücadele" demişlerdi

Savcılığın sevk yazısında yer alan "yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçu, iktidarın “dezenformasyonla mücadele” dediği ancak kamuoyunda “sansür yasası” olarak nitelenen “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile Ekim 2022’de hayatımıza girmişti.

Türk Ceza Kanunu'na (TCK) Madde “217/A”nın eklendiği değişiklik şöyle diyordu: “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.”

Hukukçular teklif maddesinde yer alan “gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse” ifadesinin somut olmadığına dikkat çekerken aynı maddede yer alan “örgütün faaliyeti” tanımının da “çok muğlak ve esnetilmeye uygun” olduğu değerlendirmesini yapmıştı. Bu arada “maddenin ‘gerçeğe aykırı bilginin yayılmasını’ engelleme kisvesi altında meşru diyaloğu ve eleştirel düşünceyi boğma potansiyeline işaret ettiği” ifade edilmişti.

Meclisten geçmeden kullanılan yasa: Etki ajanlığı

Savcılığın suçlama konusu yaptığı “içeriğini bilmedikleri olaylara ilişkin yargıyı telkin ve yönlendirme ile gerçeğe aykırı dezenformasyon içerikli beyanlarda bulundukları” iddiası ise AKP tarafından şimdilik rafa kaldırılan ancak her fırsatta öne sürülen “Etki Ajanlığı Yasası”nı akla getirdi.

Yasaya göre; “…devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda gerçekleştirilen” tanımsız “fiilleri” suç kapsamına alınacaktı. AKP’nin “etki ajanlığı” düzenlemesi Ekim 2024’te Adalet Komisyonunda kabul edilmişti. 12 Kasım 2024’te TBMM’de görüşülmesi beklenmiş ancak muhalefetin tepkileri üzerine 13 Kasım 2024’te rafa kaldırılmıştı.

Hukukçulara, meslek örgütlerine ve uzmanlara göre bu düzenleme iktidarın, muhalefeti engellemek ve sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerini zora koşmak için kullanacağı yeni bir yöntemden ibaret. Aşırı geniş ifadeler içeren, muğlak yasaların keyfi yorumlanmasının, Türkiye’de insan hakları savunucuları, gazeteciler, avukatlar ve birçok kitle örgütünü hedef almak ve yargılamak için kullanılacağı belirtilmişti. Yasa, her ne kadar rafa kaldırılsa da son dönemde verilen cezalarda dikkat çekici bir biçimde kamuoyunun karşısına çıkıyor. (Medya Servisi)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Ucuz yumurta kuyruğu ile polis barikatı arasında
Saray iktidarında halkın gerçeği

Ucuz yumurta kuyruğu ile polis barikatı arasında

‘Ucuz et’, ‘ucuz ekmek’ten sonra şimdi de ucuz yumurta kuyruğu. Başkentin ortasında çekilen bu fotoğrafın bir yanı Saray iktidarının yoksullaştıran ekonomi politikalarının sonuçlarını özetliyor; diğer yanı da günlerdir yoksulluk, düşük ücret, işsizlik ve geleceksizliğe karşı duydukları öfke ve demokrasi talebiyle sokağa dökülen milyonların alındığı cendereyi!

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan: Büyük turplar heybede, henüz ortalığa saçılmadı

Evrensel'i Takip Et