Daha çok çocuk doğurmak… Neyin pahasına?
“5 bin liraya güvenip çocuk mu getirilir dünyaya? Devlet bazı aşıları karşılamıyor, üç tane yaptırması gereken özel aşısı var çocuğun. Bu aşılar toplamda 10 bini geçiyor.”

Görsel: Midjourney/Fırat Turgut/Evrensel
HİLAL TOK
İktidarlar; kapitalizmin geleceği için çok çocuk ister. İşçileri daha ucuza sömürmek adına yedek iş gücüne ihtiyaç duyar. Hem daha ucuz çocuk emeği için, hem de; kapıda genç işsizler ordusu beklerken işten atma tehdidiyle işçiyi her türlü baskıya ve koşula razı etmek daha kolaydır patronlar için.
Türkiye’de de 22 yıllık AKP iktidarında; aile, kadın, çocuk politikasını sermayeye ve neoliberal muhafazakarlığa göre dizayn eden sistem iş gücü ordusuna nefer taşıyan kadınları ailenin yaslanacağı direk haline getirme derdinde. “Daha çok çocuk” diye seslenilen kitle ne pahasına, hangi bedelleri ödüyor? Bebekli işçi eşi kadınlar anlatıyor…
5 BİN LİRA İKİ AYLIK BEZ MASRAFI
Hicran’ın bebeği 10 aylık, hâlâ anne sütü emiyor, ek gıdaya geçti. Eşi Assan Alüminyum Fabrikasında işçiydi, yeni işten atıldı.
“Bir çocuk için tek seferlik 5 bin lira destek… Bebeğin zorunlu, devlet tarafından karşılanmayan rota ve menenjit aşısının dozlarını bile karşılamaz. Kocam henüz işten çıkarıldı, ancak çalıştığı süreçte de çocuğun tüm ihtiyaçlarını karşılamak imkansızdı. Çocuğum Allah’tan mama almıyor, mama alsa bir de bezlerle beraber, kişisel bakımlarla en az ayda 10 bin liralık masrafı olur. En uygun bebek bezi markasını kullanıyorum, bir aylık masrafı 2 bin 500 lirayı buluyor. Bebeğim kucağımda sürekli marketleri dolaşıp kampanya kovalıyorum. Araba yoksa, gece hastaneye gitmeniz gerekiyorsa taksiye binmek zorunda kalıyorsun. Devlet özel aşıları karşılamıyor, üç tane yaptırması gereken özel aşısı var çocuğun. Farklı dozları var ve çok pahalılar. Ben çocuklarına rota ya da menenjit aşısı yaptıramayan çok anne görüyorum. Çocuğu dünyaya getir diyorlar ama ya sonrası? Bu aşılar toplamda 10 bini geçiyor. Böyle bir tabloda bu ülkede asla ikinci çocuk doğurmak istemem. Çocuklarımız hiçbir şekilde güvende değil. 5 bine güvenip çocuk mu getirilir dünyaya? Bu para sadece iki aylık bez masrafını karşılar, peki ya sonra?” diye soruyor.
Bebeği için ek gıdaya geçtiklerini ama meyvesi sebzesi, eti derken yetişemediğini söylüyor Hicran: “Kuruşuna kadar düşünmek zorundasın. Haftalık üç kilo süt alıp mayalayıp yoğurt yapmam lazım. Kalsiyum çocuklar için çok önemli. Ama onu bile düşünür oldum alsam mı almasam mı diye. Bir elma, bir muz, üç dört parça bir şey alıyorsun 500 lira tutuyor. Kocam şimdi iş bulup çalışınca biz yine geçinemeyeceğiz. Asgari ücretle geçinmek çok zor. Çocuk sağlıklı beslenemiyor, isterim ki güzel şeyler alayım, et alabileyim. Bazı fenomen anneler çocuklarına et yediriyor görüyorum internetten. Biz onları alamıyoruz. Gelişimi için oyuncaklar, masal kitapları almak lazım. Oyuncaklar çok pahalı. Alamıyorum, eş dost, komşu hediye ederse onlarla idare ediyor. Çocuk yapalım ama ne pahasına, bu yoksulluğun, bu ateşin ortasında çocuk bakmak kolay mı?” diye soruyor.
"ÇOCUĞU BIRAKACAK YER YOK, ÇALIŞAMIYORUM"
“Anne baba olmak bu ülkede kolay değil” diyor Hicran, öfkeleniyor: “Erdoğan’a biz 10 bin lira verelim, sadece onunla çocuk bakmaya çalışsın. Bakalım nasıl olacak? Ben çocuğu bırakacak yer bulamadığım için çalışamıyorum da, kreşler ateş pahası. İstiyorlar ki kadın evde kalsın çok çocuk yapsın, çocuklara baksın. Devlet çocuğun geleceğini güvence altına alacaksa yapalım ikinci çocuğu, ama sadece geleceksizlik vadediyor. Hamileyken başladı endişe; bu çocuğa nasıl bakacağım diye… Sürekli bugün çocuğa şunu alabilecek miyim, ben kötü bir anne miyim, benim yüzümden mi çocuğun ihtiyaçlarını karşılayamıyorum diye düşünüyorum, ama bunu devletin düşünmesi lazım. Bu sorun yardımlarla da çözülmez, benim eşim çalıştığında emeğinin gerçek karşılığını alsa, sağlık ücretsiz olsa, kreş desteği olsa ve anneler de çalışabilse o zaman çocuk yapmak da bakmak da daha kolay olur” diyor.
KÜÇÜCÜK BİBERON 500 LİRA
Melike’nin eşi metal işçisi. Birkaç ay önce doğum yaptı. Ücretleri ancak yoksulluk sınırının yarısı eden ücretle bir bebeğin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Doğum nedeniyle kendi çalıştığı fabrikadan çıkmak zorunda kalan Melike, “Bir yandan evin kredisini ödüyoruz, bir yandan geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz. Ben teşvik rakamını duyduğumda o kadar komik geldi ki. İnsan ayda 1500 lira için ikinci çocuğu yapar mı? Bir markete gidiyorsun, bugün yarını tutmuyor. O kadar çok masraf ki. Yenidoğan kıyafetleri için 5 bin liralık fiş verdiler. Onu sadece ilk ay kıyafetleri için harcadık. İkinci aya o kıyafetler yetmemeye başladı. Düşün ki bu sadece kıyafet, ondan bir hafta boyunca hiç kıyafetleri yıkamadan çocuğu giydiremedik yine. Yeni kıyafetler almak zorunda kaldık. Sütümü sağmak için makine aldım, sadece o 2 bin lira etti. Küçücük bir biberon aldık 500 lira. Bir insanın altından kalkabileceği bir masraf değil bunlar” diyor.
“Bu hükümete güvenip ikinci çocuk yapılır mı?” diye soruyor, “Gerçekten genç nüfus istiyorsan, insanlar eve gömülüp fakirliğin içinde çocuk baksın istiyorsan bunun karşılığı 5 bin lira, 1500 lira değil yani” diye tepki gösteriyor.
Evrensel'i Takip Et