07 Mart 2013 12:45

Kılavuzluktan öteye geçmiyor

Cumhuriyet gazetesinin deneyimli Sinema Eleştirmeni Sungu Çapan sinemada eleştiri üzerine sorularımızı yanıtladı.Sinema eleştirisi ülkemizde hangi boyuttadır? Ciddi bir eleştiri var mıdır, yoksa büyük paraların döndüğü bir sektörün ihtiyaçlarına yönelik ‘reklam ve takdim’lerden mi söz edilebili

Kılavuzluktan öteye geçmiyor
Paylaş

Sungu Çapan

Cumhuriyet gazetesinin deneyimli Sinema Eleştirmeni Sungu Çapan sinemada eleştiri üzerine sorularımızı yanıtladı.

Sinema eleştirisi ülkemizde hangi boyuttadır? Ciddi bir eleştiri var mıdır, yoksa büyük paraların döndüğü bir sektörün ihtiyaçlarına yönelik ‘reklam ve takdim’lerden mi söz edilebilir?  
Derinlikten yoksun, kişisellikten uzak, suya sabuna dokunmaz ve anonim nitelikte birtakım yazıların film eleştirisi olarak gazete-dergilerde yayımlandığı günümüzde film eleştirimizin, giderek romanımızla çekişen bir çıkış içindeki (Hatta son yıllarda uluslararasına taşan bir canlılık arzeden) sinemamızın tersine, kısır bir dönemde olduğu söylenebilir. Artık ‘büyük paranın döndüğü’ sinema sektörünün zaman zaman dört koldan bastırmasıyla eleştirilerin kimi kez ‘reklam ve takdim’ yazılarına dönüşmesi de olağandan sayılıyor nicedir.

ELEŞTİRİNİN İŞLEVİ YOK

Bugün medyada sinema eserleri üzerine pek çok yazı çıkıyor. Sizce bu yazılarda nesnel eleştiri yapılıyor mu?
Nesnellik şöyle dursun, gitgide tanıtım yazısı halini alan eleştirinin işlevi artık seyirciye sadece kılavuzluk etmekten öteye pek geçemiyor ne yazık ki. Yine de filmi çözümleme ve anlama çabası içeren, kimi ufuk açıcı yazılara Altyazı gibi düzeyli sinema dergilerinde rastlandığı da söylenebilir.

Sinema eleştirisinin kriterleri ne olmalıdır? Yani eleştiri neye göre yapılır?
Bir filmi kişisel görüş, beğeni ve değerlendirme süzgecimden geçirirken, hikayesinden karakterlerine, anlatımından görüntü diline, oyunculuklarından montajına, diyaloglarından, olay örgüsünden temalarına ve mizansenlerine kadar bakarım. Aydınlatmaya, dekor-mekan-kostümlere, ses ve müziklere, sanat yönetimine gereken özen gösterilmiş mi? Bunlara da dikkat ederim. Filme ilişkin renkli bir anekdotla başlarım yazıma, uzun tümcelerle yönetmen hakkındaki bilgi kırıntılarımı saçtıktan sonra, filmin bana çağrıştırdıklarının ardından çeşitli kıyaslamalar yapıp başka filmlerle benzerliklerini, türüne getirdiği (varsa) yenilikleri vurgulayıp genelde filmin anlam ve önemine dair ifadelerle finali bağlarım sonuçta.

İZLEDİKTEN SONRA OKUNMALIDIR

Seyirci-eleştirmen arasındaki ilişki nasıl olmalıdır?
Öncelikle eleştiri, film seyredildikten sonra okunmalıdır derim. Eleştirmen ne düşünüyorsa onu aktardığı yazısıyla kendi beğenisini ve düzeyini sergilerken onun alıcısı olan seyircinin de mutlaka eleştirmenin dediklerine katılması beklenemez tabii ki, seyircinin de kendine özgü bir algısı ve fikri kuşkusuz vardır ve olmalıdır.

*Sinema Eleştirmeni


YARIN: Üstün AKMEN: Tiyatro konusunda ekilen biçilmektedir
Seçkin SELVİ: Eleştiri ne kelime…


HAZIRLAYAN: Erkan Araz [email protected]

evrensel.net

ÖNCEKİ HABER

Eleştiri sinemanın vicdanıdır

SONRAKİ HABER

Basının bir ‘bombası’ daha elinde patladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...