Umut Kitap Evi davasında şuçüstü yakalanan 'iyi çocuklar' beraat etti
Umut Kitap Evi'ne yapılan bombalı saldırı sonrası suçüstü yakalanan sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile itirafçı Veysel Ateş, yargılandıkları davadan beraat etti.

Fotoğraf: MA
İLGİLİ HABERLER

Umut Kitabevi davasında karar aşaması: Savcı sanıklardan çok mağduru suçladı

Umut Kitabevinin bombalanmasının üzerinden 15 yıl geçti: "Dosya kapatılmak isteniyor"
Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde Umut Kitabevine yönelik 9 Kasım 2005’te yapılan bombalı saldırı sonrası suçüstü yakalanan sanık Astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile itirafçı Veysel Ateş, yeniden yargılandıkları davadan beraat etti.
Bir önceki duruşmada iddia makamı, beraat talepli mütalaasını mahkemeye sundmuştu. Savcı, 18 sayfalık mütalaasında, 60 klasör belge, 750 sayfa Meclis Araştırma Komisyonu raporu, tanık ifadeleri ve yüzlerce CD görüntüsüne rağmen sanıklar hakkında somut hiçbir bilgi ve inandırıcı delil bulunmadığını savunmuştu. Savcı, sanıklardan çok, bombalanan ve mağdur olan Kitabevinin Sahibi Seferi Yılmaz’ı suçlamıştı.
Sanıkların katılmadığı duruşma Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya Umut Kitapevi sahibi Seferi Yılmaz ve çok sayıda avukat hazır bulundu. HDP Milletvekili Sait Dede, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Van Baro Başkanı Zülküf Uçar, Hakkari Baro Başkanı Ergün Canan, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları ve çok sayıda kişi de destek amacıyla adliyeye geldi.
SANIK AVUKATI SAVUNMASI
Duruşmanın yapıldığı salonun önüne çok sayıda polis konumlandırılırken, duruşmada Kaya, İldeniz ve Ateş’in avukatı Yurdakan Yıldız, yapılan yargılamanın tamamen mizansen olduğunu savunarak, savcının beraat talebiyle sunduğu mütalaanın çok yerinde ve isabetli bir mütalaa olduğunu iddia etti. Şemdinli davasının bir kumpas davası olduğunu illeri süren Yıldız, bu davayla tüm askerlerin hedef alındığını savundu. Şemdinli patlamasının asıl sorumlusunun Seferi Yılmaz olduğunu iddia eden Yıldız, tüm delillere rağmen bombayı oraya PKK’nin koyduğunu ileri sürdü.
YILMAZ: İDDİA MAKAMI TARAFLI
Ardından savunma yapan Umut Kitapevi Sahibi Seferi Yılmaz, iddia makamının beraat mütalaasının taraflı olduğunu belirterek, “Bombalama olayında 3 kişi kitapevinde bulunuyorduk. Bilirkişi bombalamadan sonra kimsenin yaşama şansı olmadığı belirtiliyor ama yaralı kurtulanlar var. Benim kulaklarımda bombanın etkisiyle halen hasar var. Ben patlamadan sonra Veysel Ateş’i kovaladım ve 60 metre ötede park eden araca sığındı. Biz orada bu kişileri suçüstü yakaladık. Ali Kaya aracın bagajını açarak kalaşnikofu alarak halka ateş açmak istedi, ama halk buna engel oldu. Bu olay suçüstü yapılmıştır ve bu suçlular devlete teslim edilmişlerdir. Her şey somut olmasına rağmen tanıklar için beraat istenmesi, iddia makamının da taraf olduğunun kanıtıdır” dedi.
"SUÇÜSTÜ YAPILMASINA RAĞMEN ÜZERİ KAPATILMAK İSTENMİŞ"
Van Baro Başkanı Zülküf Uçar da bu davanın FETÖ ile hesaplaşma davası olmadığını kaydederek, “Bu dava 3 kişinin ölmesine teşebbüs edilen bir olaydır. Burada sanki suçlu onlar değil de Seferi Yılmaz’mış gibi bir yargılama yapılıyor. Bu dava, bu coğrafyada uzun zamandır yapılan işkenceler, asit kuyularına atılmalar ve faili meçhul olaylardan bağımsız bir dava değildir. Patlamada kullanılan bombalar ile araçta bulunan bombaların aynı olduğu ortaya çıktı. Ama bu rapor mütalaada yer almıyor. Burada tanık beyanlarının ifadeleri var. Bu kişilerin ifadelerinin bir değeri yok mu? Bu dava sadece FETÖ hakim ve savcılarla hesaplaşmak için mi görülüyor? Bu dosyanın cezasızlıkla sonuçlandırılması için büyük bir çaba verilmiştir. Sanıklara suçüstü yapılmasına rağmen bunun üzeri kapatılmak istenmiştir” dedi.
‘İYİ ÇOCUKLAR’ BERAAT ETTİ
Hakkari Baro Başkanı Ergün Canan ve diğer avukatların ek süre talebinin ardından mahkeme heyeti, duruşmaya kısa bir ara verdi. Ardından mahkeme, avukatların ek süre talebini reddederek sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile itirafçı Veysel Ateş’in beraatına karar verdi.
DURUŞMA SONRASI AÇIKLAMA: BERAAT KARARI HUKUKA AYKIRI
Duruşma sonrası basın açıklaması yapıldı. Van Adliyesi önünde yapılan açıklamaya, Umut Kitapevi sahibi Seferi Yılmaz, HDP Milletvekili Sait Dede, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Van Baro Başkanı Zülküf Uçar, Hakkari Baro Başkanı Ergün Canan ve çok sayıda avukat katıldı.
Van Baro Başkanı Zülküf Uçar, adil yargılamanın ihlal edildiğini belirterek, “Bu dosyaya karşı temyiz hakkımızı kullanacağız. Bu bölgenin kanayan yarası olan davayı sonuna kadar sürdüreceğiz. Bu mücadele burada bitmeyecek” derken, Hakkari Baro Başkanı Ergün Canan ise, “Böylesi bir davada böyle bir kararla karşı karşıya kalmak bir hukukçu olarak bizi çok üzdü. Bu karar hukuka aykırı bir karardır. Şemdinli davası burada bitmeyecektir, sonuna kadar bunun peşini bırakmayacağız” diye konuştu.
Bugün mahkemede bir tiyatro oyunuyla karşı karşıya kaldıklarını belirten HDP Hakkari Milletvekili Sait Dede, “Biz Türkiye’de hukukun olmadığının farkındaydık ama bu kadar aleni yapılacağını bilmiyorduk. Bir kitapevinin bombalandığı, faillerinin tüm Şemdinli halkının gözü önünde suçüstü yakaladığı bir yerde, böyle bir karar verilmesini beklemiyorduk. Araçta bulunan kimlikler ve araç JİTEM’e ait, araçta krokiler, yüzlerce kişinin infaz isimleri bulunuyor ama beraat ediyorlar. Bunun adı Kürt düşmanlığıdır. Kürde ne hukuk, ne yargı yok. Burada neredeyse mağdurlar yargılanacaktı. Böyle bir şey olabilir mi? Mahkeme, neredeyse mağdurun neden ölmediğini soracak. Yaşar Büyükanıt ‘Tanırım iyi çocuktur’ derse tabi ki mahkeme de öyle bir karar verecek. Dönemin başbakanı Erdoğan ‘Bu olayın ucu nereye giderse gitsin biz gideceğiz’ demişti. Hani bunun ucunu bırakmayacaktınız, ne oldu? Tüm dünyanın gözü önünde yaşanan bu olaya ilişkin davada beraat veriliyor ama öte tarafta Kürt siyasetçiler sadece fikirlerini söyledikleri için yıllardır yargılanıyorlar ve cezaevlerine atılıyorlar. Anladık ki Kürde, bu devlette hukuk yok. Hiçbirimiz bunun peşini bırakmayacağız. Bu yargı kararlarıyla bize diz çöktürmeye çalışanlar, mirasımızı aldığımız kişilere baksınlar. Bu dava burada kapanmayacak, bunun hesabını mutlaka soracağız. Artık masal anlatmayı bırakın. Mahkeme böyle yapıyorsa o zaman Kürt hakkını nerede savunacak?” diye konuştu.
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da görünüşte bile kurallara uymayan bir yargı ile karşı karşıya olduklarına dikkat çekerek, “Bu dosyada yargılananların tümü suçüstü yakalandı. Suçüstü yakalama başka nasıl olur bilmiyorum. Bu kişiler suçüstü yakalandılar ve çok açık deliller var. Ölenlerin kimliği ve eylemin gerçekleştiği coğrafya nedeniyle eğer sanıklar beraat ediyorsa, kimse kusura bakmasın ama kimse yargıya güvenmez. Zaten güvenmiyoruz ama gözümüzün içine soka soka bunu yapmaya gerek yok. Bu davaya büyük emekler verildi. Bu davada Tahir Elçi vardı, hapiste olan Selçuk Kozağaçlı ve yüzlerce avukat vardı. Türkiye’nin en saygın hukukçuları bu dosyayı takip etti. Şemdinli halkının sağduyusuyla sanıklar sağ yakalandı ve güven içerisinde teslim edildiler. Emniyet Müdürü siyasetçileri araya sokarak sanıklara bir şey olmaması için rica etti. Bu kişiler adalet gerçekleşsin diye sapasağlam teslim edildiler” dedi.
Umut Kitapevi Sahibi Seferi Yılmaz da, davanın 16 yıldır sürdüğünü hatırlatarak, şöyle konuştu: Maalesef ben mağdur olduğum halde, neredeyse sanık olacaktım. Ben bunları suçüstü yakaladım ve devlete teslim ettim. Dönemin başbakanı Erdoğan bizi ziyaret etti ve sonuna kadar bu davanın takipçisi olacaklarını söyledi. Evet gerçekten de takipçisi oldular ve Ergenekonla ortaklaşarak sanıkları AKP yargısıyla beraat ettirdiler. Bu sanıkları, silahları ve dokümanlarıyla teslim ettik. Daha bir insan nasıl suçlu olur? Böyle bir yargı olmaz. Bu iktidar faşist bir iktidardır ve yargısı da ona göre çalışır.”
ŞEMDİNLİ DAVASININ GEÇMİŞİ
Saldırıya dair Van 3’üncü Ağır Mahkemesinde açılan davada, 19 Haziran 2006 tarihinde sanık Astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile itirafçı Veysel Ateş’i “İnsan öldürmek”, “Örgüt kurmak” ve “İnsan öldürmeye teşebbüs” suçlarından 39 yıl 5 ay 10’ar gün hapis cezası verildi. Sanık avukatlarının itirazı üzerine temyiz incelemesini 16 Mayıs 2007’de tamamlayan Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi, 3 sanık hakkında verilen kararı, usul ve görev yönünden bozdu. Yeniden görülmeye başlanan davanın 14 Eylül 2007’deki duruşmasında, mahkeme heyeti “Görevsizlik” kararı vererek, dosyayı Van Askeri Mahkemesine gönderdi. Mahkeme,14 Aralık 2007 tarihindeki ilk duruşmada sanıkların tahliyesine karar verdi. Askeri mahkeme, 22 Ocak 2010 tarihinde dava dosyasını Hakkâri Ağır Ceza Mahkemesine gönderme kararı aldı. Müdahil avukatlarının itirazı üzerine dosyanın gönderildiği uyuşmazlık mahkemesi, Anayasa’nın bazı maddelerinde yapılan değişikliği göz önünde bulundurarak, 2 Mayıs 2011 tarihinde Şemdinli davası dosyasını yeniden Van 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.
Dava dosyasının gönderilmesiyle sanıklar 9 Haziran 2011’de yeniden tutuklandı. 10 Ocak 2012’de görülen duruşmada, sanık Astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile itirafçı Veysel Ateş’e “İnsan öldürmek”, “Örgüt kurmak” ve “İnsan öldürmeye teşebbüs etmek” suçlarından 39 yıl 5 ay 10’ar gün hapis cezası verildi.
Darbe girişimi sonrası mahkum edilen sanıkların avukatları, dönemin Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın davaya dönük itiraflarının ardından yargılamanın yenilenmesi amacıyla Van 1. Ağır Ceza Mahkemesine başvurmuştu. 11 Ekim 2017’de yeniden yargılama talebini kabul eden mahkeme, sanıkların tahliyesine karar vermişti. Van 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen son duruşmada ise, mahkeme önce tutuklu bulunan 3 sanığa “Örgüt kurmak” suçundan beraat, ardından ise 3 sanığın “İnsan öldürmek ve yaralamak” suçundan dosyanın tekrar görülmesine karar vererek, üç sanığı da tahliye etti.
Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt, bombayı atan Astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz için “Tanıyorum, iyi çocuklar” demişti. (MA)
Evrensel'i Takip Et