Timtik ve Ünsal ile görüşen avukatlar: Saniyeler bile önemli, derhal tahliye edin

Ölüm orucundaki avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal ile kaldırıldıkları hastanede görüşen meslektaşları, "Artık saniyelerin bile önemi var, derhal tahliye edin" çağrısında bulundu.

04 Ağustos 2020 09:07
Paylaş

Adli tıp kurumunun "hapishanede kalmaları uygun değil" raporuna rağmen tahliye edilmeyen ölüm orucundaki avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal, kaldırıldıkları hastanede ilk kez avukatları ile görüştü. Meslektaşlarının durumuna ilişkin bilgi veren Avukat Hüseyin Boğatekin, "Durumları kritik, artık saniyelerin bile önemi var" dedi.

Mahkemeye tahliye talebinde bulunduklarını söyleyen Boğatekin, "Yargıtay karar vermiyor, başvuru yaptığımız mahkemeler yedek heyetlerle çalışıyor ve taleplerimizi gerekçeksiz reddediyorlar. Hastanedeki hekimler, arkadaşlarımızın durumları ortadayken yaşam haklarının ciddi tehlikede olduğunu belirten yeni bir rapor hazırlamıyorlar. Yani ne yapmak istiyorlar, Ebru ve Aytaç hastanede mi ölsün isteniyor" diye sordu.

"YENİDEN TAHLİYE TALEBİNDE BULUNDUK"

Dosyaları Yargıtayda olan ve adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda bulunan Avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal, kaldırıldıkları hastanede zorla müdahale tehdidi ile karşı karşıya. İki avukat için Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi ile hastaneler önünde bekleyen avukatlar ve yakınları, iki avukatın tahliyesi için bir an önce adım atılmasını bekliyor. İki avukat için yeniden tahliye talebinde bulunan avukatlardan Hüseyin Boğatekin gelinen aşamayı Evrensel'e değerlendirdi.

Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal'ın tahliyeleri için dilekçe verdiklerini söyleyen Avukat Hüseyin Boğatekin "Biz adli tıp kurumunun 'cezaevinde kalamazlar' raporuna rağmen tahliye etmeyen ve yine hiç yetkisi yokken ölüm orucundaki 2 arkadaşımızı hastaneye sevk ettiren 37. Ağır Ceza Mahkemesini muhatap alarak bir itiraz dilekçesi verdik ve beklemeye geçtik. 37 Ağır Ceza Mahkemesinin bir an önce karar vermesini, daha doğrusu bir an evvel kararından dönmesini bekliyoruz. 37. Ağır Ceza Mahkemesinin reddetmesi durumunda ise itirazımızı 38. Ağır Ceza Mahkemesine yapacağız" dedi.

AVUKATLAR İLK DEFA HASTANEDE EBRU VE AYTAÇ İLE GÖRÜŞTÜ: DURUMLARI KRİTİK

Uzun süren uğraşlar sonucu avukatların hastanede Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal ile bir görüşme yapabildiklerini söyleyen Boğatekin, "Şunun altını özellikle çizmek gerekiyor: Hastaneye sevk edildiklerinden beri avukat arkadaşlarımızın refakatçi sorununu ve avukatları ile görüştürmeme sorununu çözmeye çalışıyoruz. Şu anda refakatçıları var ve ilk defa avukat görüşü de gerçekleştirdik. Aldığımız bilgiler bizi gerçekten daha da korkuttu. Ortaya çıkan sonuç gerçekten de sağlık durumlarının çok kötü olduğu. Özellikle Ebru'nun durumu gerçekten kritik, üstüne hastanede zorla tutulmalarının yarattığı ciddi bir moral bozukluğu var ve zorla müdahele tehdidi var" dedi.

"YARGITAY KARAR VERMİYOR, MAHKEMELER BAŞVURULARI GEREKÇESİZ REDDEDİYOR"

Boğatekin devamında şunları söyledi:

"Yargıtay karar vermiyor, başvuru yaptığımız mahkemeler yedek heyetlerle çalışıyor ve taleplerimizi gerekçeksiz reddediyorlar. Hastanedeki hekimler, arkadaşlarımızın durumları ortadayken yaşam haklarının ciddi tehlikede olduğunu belirten yeni bir rapor hazırlamıyorlar. Kendileriyle görüşemiyoruz, refakatçileri ile görüşemiyoruz. Avukat görüşleri çok sınırlı. Hastanelerin yakınına dahi artık yaklaştırmaya başlandılar, önceki gün müdahale edildi 2 kişi gözaltına alındı. Yani ne yapmak istiyorlar, Ebru ve Aytaç hastanede mi ölsün isteniyor?"

"ARTIK SANİYELERİN BİLE ÖNEMİ VAR"

Artık saniyelerin bile çok önemli olduğuna dikkat çeken Boğatekin,  "Ebru ve Aytaç ile ilgili bir an evvel adım atılmalı, Ebru ve Aytaç yaşamalı. Biz bütün bunlara rağmen her gün burada dilekçelerimizi tekrar tekrar sunacağız ve Ebru ile Aytaç tahliye edilene kadar ve özgürlüğüne kavuşana kadar Çağlayan Adliyesinin önünden ayrılmayacağız, Sadi Konuk ve Kanuni Sultan Süleyman Hastanelerinin önünde olmaya devam edeceğiz. Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu olarak Türkiye'nin her yerindeki avukatlara, baro başkanlarına çağrıda bulunuyoruz. Çağlayan Adliyesine gelsinler" ifadelerini kullandı.

TTB: TİMTİK VE ÜNSAL ADİL YARGILANSIN, ÖLÜM ORUÇLARI SON BULSUN

Öte yandan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi de Timtik ve Aytaç Ünsal’ın adil yargılanma talebinin karşılanmasını isteyerek, “Ölüm oruçlarının yaşanmayacağı bir ortam tesis edilmelidir” çağrısında bulundu.

Yapılan yazılı açıklama “Yargıda yaşanan haksızlık ve hukuksuzluk tahammül sınırlarını aşmış durumdadır. Adil yargılanma talebinin duyulabilmesi için iki avukatın uzun süredir ölüm orucu eylemini gerçekleştirmesi bu konuda yaşanan mağduriyetlerin boyutunu en açık biçimde göstermektedir. Bütün tutuklu ve hükümlüler gibi, Av. Ebru Timtik ve Av. Aytaç Ünsal’ın en temel demokratik haklardan olan adil yargılanma talepleri dikkate alınmalı, ülkemizde açlık grevlerinin ölüm oruçlarının yaşanmayacağı bir ortam tesis edilmelidir" denildi.

Timtik ve Ünsal başta olmak üzere yaşam ile ölüm sınırındaki mahpusların yaşama hakkına saygı gösterilmesini beklediklerini ifade eden TTB, "Ölüm orucu devam ettiği müddetçe gerek cezaevi idarelerinin gerekse de hastanelerde muhatap olan hekim ve sağlık çalışanlarının Türk Tabipleri Birliği Etik Kurulu’nun ulusal ve uluslararası sözleşmelere referans veren 'açlık grevleri ve ölüm orucu eylemlerinde hekim tutumu belgesinde' belirtilen hususlara uymasını istiyoruz” denildi.

Açıklamada ayrıca zorla müdahalenin yanlışlığına "Açlık grevi veya ölüm orucuna katılan kişinin bilincinin açık olduğu durumlarda, kişinin sözlü ve yazılı beyanına aykırı bir müdahalede bulunulamayacağı, hukuken tartışılamayacak açıklıkta olup hayatî tehlikenin varlığı öne sürülerek, hükümlülerin kendi istemi dışında, zorla beslenmesi ya da tedavi edilmesi ‘insanlık dışı veya onur kırıcı nitelikte muamele’ anlamına gelecektir. İşkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muameleye tabi olmama hakkı mutlak bir haktır ve hiçbir koşulda ihlal edilemez" ifadeleriyle dikkat çekildi.

NE OLMUŞTU?

12 Eylül 2018'den beri cezaevinde bulunan ÇHD’li avukatların davasında 20 Mart 2019’daki görülen duruşmada karar verildi. Mahkeme, iki avukatın da aralarında olduğu ÇHD üyesi 18 avukata toplam 159 yıl ceza verdi. Bu dosya kapsamında yargılanan Ebru Timtik 13 yıl 6 ay, Aytaç Ünsal ise 10 yıl 6 ay hapse mahkum edildi.

Mahkemenin gerekçeli kararında, Halkın Hukuk Bürosunda avukat olarak çalışan Timtik ve Ünsal hakkında gizli tanık beyanlarına dayandırılan "yakalanan örgüt mensuplarına örgüt talimatlarını ilettiği, örgütle arasındaki irtibatı sağladığı, kuryelik yaptığı" suçlamaları yer aldı.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi de Ekim 2019’da itirazları reddederek dosyayı Yargıtay’a gönderdi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, ÇHD davasında 18 avukata verilen 159 yıldan fazla cezanın, avukat Barkın Timtik’e verilen ceza hariç onanması yönünde görüş bildirdi. Tebliğnamede sadece, TCK'nın 314/1 maddesi uyarınca "örgüt kurmak ve yönetmek" suçundan 18 yıl 9 ay hapse mahkum edilen avukat Barkın Timtik’in cezasının bozulması, onun da diğer avukatlar gibi “örgüt üyeliğinden” cezalandırılması gerektiği ifade edildi. Savcılığın tebliğnamesi Yargıtay 16. Ceza Dairesine gönderildi.

İstanbul Barosu'na kayıtlı Avukat Ebru Timtik ve Ankara Barosu'na bağlı Avukat Aytaç Ünsal, adil yargılanma talebiyle 5 Nisan Avukatlar Günü’nden bu yana ölüm orucunda. (İstanbul/EVRENSEL)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Geleceği tüketmeye bugünden başlamak

SONRAKİ HABER

Sovyetlerde kadın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa