14 Nisan 2011 11:57

Festival biterken göze çarpanlar

PİNA BAUSCH’A SAYGI

Festivalde öne çıkan bir film de Wim Wenders’ın yönettiği Pina’ydı. Aslında neden üç boyutlu olduğunu anlayamadığım çıplak gözle de gayet etkileyici olabilecek görüntülere sahip olan Pina, lezzetli bir görsel şölen. Pina Bausch’a saygı duruşunda bulunan filmde dansçılar hem hikayelerini anlatıyor hem de Pina’yı anıyorlar. Bunu yaparken dansları da eşlik ediyor onlara. Sahnede sınırlı alanda dolaşan dansçılar kameranın esnekliğiyle sokaklara taşıp zaman zaman bir yol kenarında, zaman zaman uçsuz bucaksız gibi görünen bir ormanda çıkıyor karşımıza. Festivalde kaçıranlar için film önümüzdeki aylarda vizyonda da yerini alacak.

Isabel Huppert’ın oyunculuğuyla hayat verdiği Marc Fitoussi imzalı Copacabana ise gayet keyifli bir seyirlikti. Tek başına kızını büyütürken özgürlüğünden de ödün vermemiş bir kadının öyküsünü anlatan Copacabana, Isabel Huppert’ın güçlü oyunculuğuyla daha da eğlenceli bir hale geliyor. Yine eğlenceli olduğu kadar zaman zaman hüzünlü olan Kırgız filmi Işık Hırsızı da sadece festivalde bazı filmleri yakalayabilen kitle için çok anlamlı bir film. Zaman zaman güldüren zaman zaman da düşündüren hikayesiyle

‘BİZİM BÜYÜK ÇARESİZLİĞİMİZ’İN GALASI FESTİVALDEYDİ

Güney Kore yapımı, Lee Chang Dong’un yönettiği Şiir de egzotik filmlerden. Şiir yazmaya özenen ve torunuyla yaşayan 60’lı yaşlarının sonundaki bir kadını anlatan film, genel atmosferi ve yarattığı hissiyat açısından göze çarptı. Festivalin ikinci haftasıyla birlikte Altın Lale için yarışan uluslararası yarışma filmleri de görücüye çıktı. Bunların içerisinde yer alan Federico Verioj’un yönettiği Faydalı Hayat, Uruguay’ın bu yılki Oscar adayıydı. Uzun yıllar bir sinema salonunda çalışan bir adamın sinema salonu kapanınca sudan çıkmış bir balığa dönüşünü anlatan Faydalı Hayat, günümüzde yaşam savaşı veren eski sinema salonlarına bir saygı duruşu niteliğinde. Ayrıca Seyfi Teoman’ın yönettiği ve bu yıl Berlin’de Altın Ayı için yarışan Bizim Büyük Çaresizliğimiz de galasını İstanbul Film Festivali’nde yaptı.

Bir İstanbul Film Festivali’nin daha sonuna geliyoruz yavaş yavaş. Filmleri, konukları, ödülleri ve yan etkinlikleriyle birlikte bize 30.yıl görkemi yaşatan İstanbul film Festivali ile yollarımız önümüzdeki Nisan ayında yeniden buluşmak üzere şimdilik ayrılıyor. (İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et