06 Temmuz 2020 15:40

AB Yüksek Temsilcisi Borrell ve Mevlüt Çavuşoğlu basın toplantısı düzenledi

AB Yüksek Temsilcisi Borrell ve Mevlüt Çavuşoğlu görüşmenin ardından yaptıkları açıklamada sığınmacı mutabakatı, Doğu Akdeniz'deki durum, Libya ve Suriye gibi bölgesel konular hakkında açıklama yaptı.

Josep Borrell (solda), Mevlüt Çavuşoğlu (sağda) | Fotoğraf: Cem Özdel/AA

Paylaş

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Dışişleri Bakanlığındaki görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Josep Borrell, Türkiye ile AB arasında 2016'da imzalanan sığınmacı mutabakatı ile ilgili "Oturup bu mutabakatın güncellenmesi konusunu konuşmak gerekiyor. Yeni bir mutabakat düşünmemiz gerekiyor" dedi. Borrell, "Her iki tarafı da memnun edecek yeni bir yaklaşımın benimsenmesi ve tüm meseleleri kapsayan bir mutabakat yani vize, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, Doğu Akdeniz'deki ihtilaflar, Suriye ve Libya'da iş birliği. Türkiye, bölgede güçlü bir aktör. AB'nin, bu karmaşık ilişkinin parçası olan konuları ele alarak ilişkilerinde bir güncelleme yapması gerekir" ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu ise "Biz gereken samimiyeti gösteriyoruz. AB, Türkiye aleyhine ilave kararlar alırsa bunun karşılığını vermek zorunda kalacağız. O zaman durum daha da gerginleşecek. Bunun bir faydası yok" diye konuştu.

Borrell, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Dışişleri Bakanlığındaki görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Doğu Akdeniz'deki durum, Libya ve Suriye gibi bölgesel konular ile ikili ilişkileri ele aldıklarını aktaran Borrell, "İlişkilerin en iyi döneminden geçtiğini söyleyemeyiz ancak ilişkileri iyileştirmek için birlikte çalışmamız gerekiyor" ifadesini kullandı.

SEYAHAT KISITLAMASI

Kovid-19 salgınından ötürü AB'nin uyguladığı seyahat kısıtlamalarına yönelik Türkiye'nin endişelerini anladıklarını söyleyen Borrell, gerekli olmayan seyahatlere yönelik kısıtlamalar getirdiklerini, kademeli olarak bunları kaldıracaklarını söyledi. Borrell, AB Komisyonunun söz konusu kararları objektif kriterlere göre aldığını savunarak bu süreçte bazı niteliksel değerlendirmelerin göz önünde bulundurulduğunu belirtti. 

DOĞU AKDENİZ

"Türkiye ile Yunanistan arasında kıta sahanlığı konularında büyük bir uzlaşmazlık var" diyen Borrell Türkiye'nin AB üyesi olan Güney Kıbrıs Rum yönetimini (GKRY) tanımadığını anımsatarak her iki tarafı da memnun edecek bir çözüm bulunmasından yana olduklarını söyledi. Borrell, "Hidrokarbon gelirlerinin, Kıbrıs'taki iki toplum arasında eşit olarak paylaşımı konusunda AB, mümkün olduğunca yardımcı olmaya çalışacaktır" ifadesini kullandı. Borrell, AB'nin bir sonraki toplantısında söz konusu meseleyi ele alacaklarını söyledi.

Borrell'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Türkiye, kilit bir ortak ve bir aday ülke. Sık sık kapsamlı şekilde Türkiye'yi tartışıyoruz. Bu da zaten bu ilişkiye ne kadar önem verdiğimizin bir göstergesi. Şu andaki mevcut durum, ideal olmaktan çok uzak. Birtakım ciddi meseleler var. Hemen bunları ele almamız gerekiyor. İlişkimizdeki dinamikleri değiştirmemiz gerekiyor. Bu durumdan çıkmanın faydası olacağını düşünüyoruz."

"Daha fazla iş birliğine ihtiyacımız var. Türkiye ile ilişkimiz, dış politika açısından AB'nin en önemli meselesi haline geldi." 

"YENİ BİR MUTABAKAT DÜŞÜNMEMİZ GEREKİYOR"

"Oturup bu mutabakatın (Türkiye ile AB arasında 2016'da imzalanan sığınmacı mutabakatı) güncellenmesi konusunu konuşmak gerekiyor. Yeni bir mutabakat düşünmemiz gerekiyor. İlişkilerimizi etkileyen tüm meseleleri kapsayan bir mutabakat, sadece göç değil. Göç önemli evet ama tek mesele bu değil. Her iki tarafı da memnun edecek yeni bir yaklaşımın benimsenmesi ve tüm meseleleri kapsayan bir mutabakat yani vize, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, Doğu Akdeniz'deki ihtilaflar, Suriye ve Libya'da iş birliği. Türkiye, bölgede güçlü bir aktör. AB'nin, bu karmaşık ilişkinin parçası olan konuları ele alarak ilişkilerinde bir güncelleme yapması gerekir."

"Tek taraflı kararlar almak durumu daha da kötüye götürür. Açık, dürüst, iş birliğine yönelik bir yaklaşımla oturup konuşmak gerekir"

ÇAVUŞOĞLU: AB, TÜRKİYE ALEYHİNE İLAVE KARARLAR ALIRSA KARŞILIĞINI VERİRİZ

Ortak basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da "Avrupa Birliği (AB) Türkiye aleyhine ilave kararlar alırsa bunun karşılığını vermek zorunda kalacağız. Bu da çözüme katkı sunmaz. AB'den beklentimiz tüm bu sorunların çözümünde sorunun tarafı olmak yerine çözümün tarafı olmasıdır" dedi.  "Türkiye'ye verilen taahhütlerin yerine getirilmesi lazım" diyen Çavuşoğlu, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize serbestisinin bunlar arasında olduğunu söyledi.

Ortak basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar ise şöyle:

"Avrupa Birliği'nden beklentilerimiz var. Gümrük Birliğini güncellenmesi, vize serbestisinin hayata geçmesi ortak beklentimiz ve hepimiz de yararınadır. Avrupa Birliği'nden beklentimiz, Avrupa'nın ortak değerleri ve objektif kriterler çerçevesinde Türkiye'ye yaklaşmasını istiyoruz. Diğer taraftan ilişkilerimiz rehin alan Rum kesimi ve Yunanistan var. Bu AB için de Türkiye için de haksızlık. Son zamanlarda bir de Fransa var. Fransa'nın da başka konularda Türkiye'ye kızgınlığı olması, bunu AB'ye taşıması AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin tıkanmasına yol açıyor. Bunun için de siyasi konular ile teknik konuları ayırt etmemiz lazım. Doğu Akdeniz ve Kıbrıs sorununda tıkanma görüyoruz. Bunun da sebebi biz değiliz. Elbette Türkiye garantör ülke olarak kendi egemenlik sahasında haklarını korumakla mükellef. Biz hep başından beri diyoruz ki, Türkiye olarak ve Kıbrıs Türkleri olarak paylaşmaya varız, bunun için de diyalog başlatmaya hazırız."

"GÜMRÜK BİRLİĞİ ANLAŞMASININ MODERNİZASYONUNU MERKEL DE SAVUNUYOR"

“Almanya’nın dönem başkanlığında Gümrük Birliği Anlaşması'nın modernizasyonu önemli sayın Merkel de bunu savunuyor, AB pek hoşlanmıyor ama vize serbestisi de Avrupa'nın bir sözüdür. Hoşunuza gitse de gitmese de bu sözünüzü yerine getirmek durumundasınız. Bunun için kriterler var bunların 67'sini yerine getirmişiz bunun birçoğunu yerine getirmeyen ülkelere esneklik gösteriliyor Türkiye'ye gelince daha fazla şart koşmak doğru değil. AB sözünü yerine getirmesi gerekiyor. Biz olumlu adımlar görmek istiyoruz. Türkiye epeydir zirvelere davet edilmiyor. Biz AB'nin bu kararlarına rağmen samimi diyaloğu sürdürüyorsak bu iyi niyet göstergesidir. Bu AB'ye çok ihtiyacımız olduğundan değil. Önümüzdeki günlerde komisyon toplantısında Türkiye'nin yine malum ülkeler dahil Fransa dahil yine gündemde olacağını görüyoruz. Buralarda Türkiye aleyhine kararları almak sorunları çözmez daha da derinleştirir. Biz gereken samimiyeti gösteriyoruz. AB, Türkiye aleyhine ilave kararlar alırsa bunun karşılığını vermek zorunda kalacağız. O zaman durum daha da gerginleşecek. Bunun bir faydası yok. AB'den beklentimiz tüm bu sorunların çözümünde sorunun tarafı olmak yerine çözümün tarafı olmasıdır. Ayrıca gerek Akdeniz gerek Kıbrıs konularında üyelik dayanışması anlayışı yerine objektif ara bulucu olarak yaklaşırsa AB, üye ülkelerinde yararına çözümlere katkı sağlayabilir." 

"FRANSA'NIN TÜRKİYE'DEN ÖZÜR DİLEMESİ GEREKİYOR"

"(Libya) Fransa silah yardımı yapıyor, her desteği veriyor. Şimdi sahada kaybedince agresifleşerek bunun acısını da Türkiye'den çıkarmaya çalışıyor. En son Doğu Akdeniz'de taciz olayı iddiasında bulundu, bunun doğru olmadığını biz ispatladık. NATO'da 'delil yok' diyor olduğuna dair. NATO ve AB bunu söyleyemez ama biz çok açık söylüyoruz; Fransa burada dürüst davranmadı ve biz bunu ispatladık. Böyle bir durumda Fransa'nın Türkiye'den özür dilemesi gerekiyor. AB ve NATO'dan da özür dilemesi gerekiyor onları yanılttığı için. Avrupa Birliği kriterlerine hiç uymayan bazı ülkeleri, üye ülkelerin bastırmasıyla güvenli listeye alıp Türkiye'yi almadığı zaman bizim de AB'nin adil davranmadığını söylemek hakkımız. Biz Almanya ziyaretinde bu bilgileri AB'ye verdik. Almanya'nın öncülüğünde, aşamalı bir adım atacağımızı düşünüyoruz. AB'nin hakkaniyetli davranmasını gerektiğini düşünüyoruz."

DOĞU AKDENİZ: AB'NİN ARA BULUCULUĞUNA DESTEK VERİRİZ

"Biz Yunanistan başta tüm ülkelerle diyaloğa hazırız. Doğu Akdeniz hepimizin ortak denizi ise bu noktadaki nimetleri paylaşmayı bilmemiz lazım. Yunanistan ve diğer ülkeler Türkiye'yi yok sayarak kendi aralarında anlaşma imzaladılar. Yayınladıkları harita ile Türkiye'yi karasularından bile daha dar alana hapsetmek istediler. Türkiye olarak biz de çıkarlarımızı koruyoruz. Bundan sonra tansiyonun artmaması için bazı konularda esneklik gösterebileceğimizi söyledik. Türkiye'nin egemenlik hakları çerçevesinde Türkiye'ye kimse de bir şey dikte etmesin. İş birliğine varız, dayatmaya karşıyız. Tek taraflı adımlar sebebiyle buralarda gerginlikler oldu. Bunun nedeni biz değiliz. AB'nin arabuluculuğuna biz de destek veririz. Kıbrıs konuları ve diğer konularda yeter ki AB dürüst bir arabulucu olsun. Üyelik dayanışması yerine tarafsız ve objektif davransın."

"AB'nin ve Türkiye'nin yerine getirmesi gereken sorumluluklar var. Türkiye bu sorumluluklarını yerine getirdi mi getirdi. Getirirken başka şartlar koştu mu, göç konusunu ilgilendirmeyen konuları gündeme getirdi mi, hayır. AB şartlarını yerine getirdi mi hayır. Yeniden gözden geçirelim diyorsunuz. Ama ilerleme için 'Rum kesiminin endişelerini yerine getirin' diyorsunuz. Ne alakası var, hiçbir alakası yok. İki konuyu karıştırdığımız zaman teknik olarak o zaman tıkanıyor. O zaman 'Türkiye bizi tehdit ediyor, göçmenleri artık durdurmuyor' diye Türkiye'yi eleştirmeyeceksiniz. Türkiye artık gitmek isteyenleri durdurmama kararını uygulamaya devam edecek. Bunlar tehdit dili değil, samimi olalım. 2 tane üyenin her şeyi rehin almasına izin vermeyin. Her konuda bunların sizi rehin almasına izin verirseniz o zaman suç bizde olmaz. O zaman bizi suçlamayın, 'Türkiye tehdit ediyor' demeyin. Ya da Türkiye'ye karşı ilave yaptırım kararları almayın, aldığınız zaman bizim de atacağımız adımlar vardır sahada, Akdeniz'de her yerde. O adımları da atarız, hiç çekinmeden atarız. Bunu mu tercih ediyoruz, yoksa ilişkileri geliştirmeyi mi tercih ediyoruz. Biz ilişkilerimizi geliştirmeyi tercih ediyoruz, AB'den de aynı yaklaşımı bekliyoruz." (HABER MERKEZİ)


 

ÖNCEKİ HABER

Muğla'da kadın cinayeti: Eşini başından vurarak öldürdü

SONRAKİ HABER

Eğitim Sen, okul binalarındaki “Tek devlet, tek millet” yazılamalarına tepki gösterdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...