11 Nisan 2011 06:43

‘Kararlıyız, işimize döneceğiz’

Nermin Uludağ

İşyerinde sendikalaşma sürecinde gazetemiz Evrensel’le tanışan Özcan, direniş yerinde gazetemizin gönüllü dağıtımını da yapıyor. Evinde ziyaret ettiğimiz Özcan; babası, annesi, eşi, ağabeyi, oğlu ve yeğenleri ile hep birlikte yaptığımız sohbette 106 günlük direnişlerinde neler yaşadıklarını paylaştı.

‘SIRAMIZI BİZE GELSİN DİYE BEKLEMEDİK’

Erdal Özcan 10 yıldır Bericap’ta çalışıyor. Direnişe çıkmadan önce aldığı ücret sadece 650 liraydı. “Daha önce Petrol-İş sendikasında örgütlendik. İşverenimiz bir türlü sendikamızı yani anayasal hakkımızı kabullenmedi. Şu an içeride çalışan ve tüm çabalarımıza rağmen sendika üyesi yapamadığımız 35 eski arkadaşımız patrondan özel ilgi gördüler . Bize de destek sunmadılar, sunmuş olsalardı durum daha iyi olurdu” diye başlıyor söze.

İşverenin 4 işçiyi işten çıkarıp “Sırada 20 kişi daha var” demesinin kendileri için bardağı taşıran son damla olduğunu söylüyerek ekliyor: “Bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyemezdik. İşten atılma sırası bize de gelebilirdi. Sendikada toplantılar yaptık. Arkadaşlardan zamanlamanın uygun olmadığını söyleyenler oldu. Biz kapak ürettiğimiz için yaz ayları çok ihtiyaç olur, kışın ise daha az üretilir. Çoğunluk ve sendikamız ‘ya işten atılan arkadaşlar iş başı yapar ya da   tüm sendika üyeleri direniş başlatırız’ diye karar verdik. Patron kabul etmeyince  işsizliği ve tazminatsızlığı göze alarak ‘ya hepimiz ya da hiçbirimiz’ dedik”

HASTANEDEN DİRENİŞE

Bütün bu tartışmalar yaşanırken Özcan başka bir sorunla daha boğuşmaktadır. Oğlu’nun hastalığıyla: “Ben bu tartışmalar yaşanırken iki haftalık izindeydim. Oğlumu Çapa Hastanesi’nde tedavi ettiriyorum. 4 yıldır uğraşıyoruz. Doğum esnasında yapılan hatadan dolayı kol kası zedelenmiş, bu yüzden kolunu tam kaldıramıyor. Ameliyat diyorlar ve 4500 TL para istiyorlar. Koşarak fabrikaya gittim. Çünkü geç kalınca hemen soruşturma açılıyordu. Fabrika önüne geldiğimde arkadaşları mavi şapkalarıyla dışarıda gördüm tereddüt etmeden ben de katıldım. Sendika desteğini sunuyor. Şube başkanımızdan çok memnunuz”

Anayasa Referandum’una değişiklikler arasında “iki sendikaya birden üye olma” hakkı da bulunması nedeniyle “evet” oyu vermiş Erdal Özcan. Ancak tek bir sendikaya bile üye olunca yaşadıkları nedeniyle artık farklı düşünüyor: “İki sendika işine inandık evet oyu verdik. Bir sendikadan dolayı işten atıldık  Yine seçim var ama daha dikkatli olacağız. Aslında bizim taleplerimizi gerçekten savunacak kişilerin Meclis’e gitmesini isteriz. Şu an sendikacı olan milletvekilleri var; aday olanlar da var ama bizim sorunlarımızla bir ilgileri yok. Bu baskılar nedeniyle sendikalı olmak zor ve sendikalı işçi sayısı azalıyor. İki sendikaya üye olma aslında işçileri birbirlerine düşürme ve karışıklık durumu yaratacak”

Direnişte olmak kolay değil elbet. Isınma sorunundan maddi sıkıntılara kadar bir çok başka soruna da direnmek gerekiyor. Ancak dayanışma bütün sorunları bir nebze olsun azaltıyor, direnişi güçlendiriyor: “Elbette  sıkıntılarımız var. Kirada oturan birinin direnişte olması çok zor. Sendika ayda 400 TL veriyor. Kiram 320 TL; erzak yardımı da oluyor. Türk-İş iyi bir erzak yardımı yaptı. Değişik yerlerden destekler geliyor. İlk aylarda kitlesel destek ziyaretleri oldu ancak gittikçe azaldı. İki kez çadırımız yıkıldı. Dışarıda çok soğuklarda, açık alanda soba kurduk. Onunla ısınmaya çalıştık. Ama en büyük desteği maddi ve manevi ailemden alıyorum bu çok önemli. Evrensel Gazetesi direnişin başından itibaren geliyor. İşçi haberlerini, kendimizle ilgili haberleri daha istekli okuyoruz. Bölge Çalışma Müdürlüğü’nden müfettişler geldiler, rapor tutup gittiler. Buradan gelecek olumlu haberi bekliyoruz. Gelen karara göre tutum alacağız. İşbaşı yapacağımızı umuyoruz. Kararlığımızı ve birlikteliğimizi ilk günkü gibi koruyoruz. Direniş yerine ailelerimizi taşımayı düşünüyoruz. Daha önce Çel –Mer ve Mutaş’ta iyi bir aile desteği olduğunu biliyoruz. Gebze yöresindeki sendikalı arkadaşları haftada bir gün düzenli kitlesel desteğe gelmelerini, sendikalar birliğinin de kitlesel destek vermesini istiyoruz. Bizim ilk günden beri talebimiz bir an önce hep birlikte işimize dönmektir” (Gebze/EVRENSEL)


OĞLUMUN ARKASINDAYIM

Sohbete Erdal’ın babası Mehmet Özcan da katılıyor. Özcan oğlunu ve direnişi destekliyor: “Haklarını alsınlar. İşçilerin haklarını arayan bir hükümet yok. İnşallah sendika  bu işi olumlu çözer. Oğlum ve arkadaşları iş başı yaparlar. Mağdur duruma düştüler. Ben de değişik yerlerde çalışarak emekli oldum ama yine de çalışıyorum. Kenan Evren’den bu yana sendikaların gücü kayıp oldu sayısı azaldı .Dar gelirlileri açlığa ve ölüme mahkum etmek istiyorlar, köle misali çalıştırmak istiyorlar. Zaten fabrikalara müteahhitler ve taşeronlar girdi her şey berbat oldu. Oğlum davasında haklı ben de onu destekliyorum. Her zaman arkasındayım. Maddi ve manevi desteğimi sürdüreceğim”