8 Nisan 2011 03:55

ÖLDÜRÜLDÜLER...

Elif Görgü / Nazım Karabağ

Taşeron çalışma sistemi yine can aldı. İşsizlik nedeniyle memleketleri Bingöl’den İstanbul’a çalışmaya gelen üç inşaat işçisi, taşeron olarak çalıştıkları okul yıkım inşaatında gece üşüyünce ateş yaktı. Elektrik ya da ısınmak için başka bir imkan olmadığı için odun yakan işçiler, yaktıkları ateşin közünü uyudukları odaya götürdü. Dumandan zehirlenen işçilerden ikisi yaşamını yitirdi. Bir işçi ise hastaneye kaldırıldı. İşçiler Bingöl’den sadece 2 gün önce İstanbul’a gelmişlerdi ve içlerinden biri 5 aylık evliydi.

OKUL YIKIM İNŞAATINDA ÇALIŞIYORLARDI

Kağıthane Hacı Ethem Üktem İlköğretim Okulunun inşaatında ısınmak için ateş yakan 32 yaşındaki Bingöllü Ali Bulmuş ve 27 yaşındaki İrfan Bulmuş hayatını kaybetti. 42 yaşındaki Bahattin Boğatekin ise hastaneye kaldırıldı. Boğatekin’in hayati tehlikesinin sürdüğü öğrenildi. İşçilerin ısınmak için boya tenekesinin içine odun doldurarak ateş yaktığı, dumandan zehirlenerek yaşamlarını yitirdikleri öğrenildi. Sabah kahvaltıya gelmeyen arkadaşlarına bakmaya giden diğer işçiler, seslenmelerine rağmen arkadaşlarının kalkmadığını görünce olay anlaşıldı. Cesetler Cumhuriyet Savcısının incelemesinin ardından Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

BİNGÖL’DEN 2 GÜN ÖNCE GELDİLER

Nurtepe Sakinlerinden Şükrü Yoloğlu önceki akşam işçilerle konuştuğu işçilerin işe başlayalı daha birkaç gün olduğunu söyledi. “İki gündür burada çalışıyorlar, yani üçüncü gün olmamıştı. Gece gitmemiş burada kalmışlar işçiler. Odun yakmışlar dumandan zehirlenmişler” dedi. Yaşamını yitiren Bingöllü işçilerin hemşehrisi Mustafa Çakar da “Bizim köylülerimizdi. Bingöl’den gelmişlerdi. Akşam gelmişler, sabah çalışacakları için burada kalmışlar. Tenekede boya varmış, boyayı dökmüşler, ateş yakmışlar o közü odaya götürmüşler. Uyumuşlar o şekilde” dedi. 27 yaşındaki Ali Bulmuş’un yeni evli olduğunu, Bingöl’de iş olmadığı için İrfan Bulmuş ile birlikte İstanbul’a gelmek zorunda kaldıklarını vurgulayan  Çakar, “Valla ekmek kavgasıdır, çalışmak için geldiler. Biri 5-6 ay önce evlenmişti daha, genç çocuklardı. Çalışmak için iki gün önce Bingöl’den çıkmış gelmişlerdi. Doğudaki insan ya kahvede kalacak ya buraya gelecek. Mecbur yani. Ben de inşaatta çalışıyorum. İnşaatta çalışma koşulları çok zor. Karşıda bir evde kalıyorlardı, karşıya gidip geliyorlardı. Uzak olduğu için eve gitmeyip burada kalmışlar” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)


Bir başka Mahalle Sakini Mehmet Özdemir ise Hacı Ethem Üktem İlköğretim okulunun 4 Nisanda boşaltıldığını kaydederek, “4 Nisandan itibaren okul taşeron firmaya devredildi.  Okul boşaltılıp yıkımı gerçekleştirilecekti. Dün burada çalışmışlar. Bingöl’den buraya sürülen yoksul insanlar. Güvenlik görevlisi akşam 22.30’a kadar bunlarla oturup sohbet etmiş. Sonra üşümüşler dışarıda bir boya kutusu bularak içinde ateş yakmışlar, ısınmak için içeri götürmüşler.

Dolayısıyla zehirlenme olmuş ve ölmüşler. Savcılık geldi, polis burada araştırma yaptı” sözleriyle olayı aktaran Özdemir, işçilerin taşeron firmadan sosyal güvenceleri olmadan çalıştırıldığını ifade ederek, “Bu sorumluluk kime aittir? Bu işçilerin sigortası var mıdır? İş güvenliği sağlanmış mıdır? Dünya kadar para kazanan taşeron firma, yan tarafa prefabrik, işçilerin kalabileceği, sağlıklı bir yer yapabilirdi. Onların ısınma ve barınma ihtiyaçlarını sağlayabilirdi. İşçinin kıymeti yoktur. 12 Eylülden sonra bütün işçi yasaları, sosyal haklar, örgütlenme hakkı önemli ölçüde tırpanlandı. Bir tüccar mantığıyla dostlara, akrabalara ihaleler veriliyor.  Onlar da gerekli iş güvenliğini sağlamıyor. Bu bir iş cinayetidir” dedi.