24 Eylül 2018 11:15

Emek Partisi Avcılar İlçe Örgütü’nün çağrısıyla düzenlenen “Krizden çıkış yolu nedir?​” konulu panelde, işçi ve emekçilerin ekonomideki kötü gidişatın faturasını ödememek için ne yapması gerektiği konuşuldu.

Eğitim Sen İstanbul 7 No’lu Şube binasında yapılan panele konuşmacı olarak İstanbul Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Bölümünden Doç. Dr. Nilgün Ongan katıldı. Kriz reçetelerinin merkezinde sermayenin çıkarları olduğunu belirten Ongan, buna karşı “İşçilerin ve emekçilerin kendi sınıf çıkarlarının gerektirdiği reçeteyi yazmaları gerektiğini” söyledi.

Panelin açılışını yapan EMEP Avcılar İlçe Başkanı Av. Devrim Avcı, iktidarın “Kriz psikolojik, zaten kriz falan yok” söylemlerine tepki gösterdi. Avcı, “Giderek yoksullaşıyoruz, işsiz kalıyoruz. Bunların işçiler arasında konuşulması dahi yasaklanmış vaziyette. Siyasi iktidara yönelik herhangi bir eleştiri kendinizi hakim karşısında bulmanıza sebep olabiliyor. Özellikle 3. havalimanı işçilerinin hakları için mücadeleye girişmesi sonucu siyasi iktidarın ve onun yandaşlarının verdiği tepki tabloyu açık ve net şekilde gösterdi” dedi.

İKTİDAR SERMAYEYİ KURTARMAYA ÇALIŞIYOR

İktidarın “Bu dış güçlerin işi, manipülasyon yapılıyor” tarzı söylemlerle ekonomideki kötü gidişatı reddettiğini ancak açıkladığı yeni ekonomi programının, büyüme tahminlerinin ve işsizlik rakamlarının gerçek tabloyu ortaya koyduğunu söyleyen Doç. Dr Nilgün Ongan, “Açıklanan kriz reçetelerinin merkezinde ‘Sermaye bu krizden nasıl kurtulacak’ kaygısı var” dedi.

Ongan, şöyle devam etti:

“Bu doğrultuda yapılan tartışmalar ve öngörülen reçeteler sanki hepimizin çıkarı ve kurtuluş yolu gibi önümüze koyuluyor. Öncelikle bunu reddetmemiz lazım. Bütün kriz deneyimleri gösteriyor ki, emekçiler işsiz kalarak, yoksullaşarak, kazanılmış bir dizi hakkını kaybederken, sermaye kesimi ise çoğu zaman kar oranlarını artırarak çıkıyor aynı krizden. Sermaye işten çıkarmalarla, ücretleri baskılayarak, mesai ücretlerini ödemeyerek, çalışma sürelerini uzatarak maliyetini azaltıyor. Üstelik tüm bunlar makul ve aksi düşünülemezmiş gibi lanse ediliyor.”

SİSTEM PARTİLERİNİN FARKI YOK

Fotoğraf: Evrensel

İktidarın da canla başla sermayenin krizini nasıl hafifletebileceği arayışına girdiğini söyleyen Ongan, şöyle devam etti:

“İktidar sürekli programlar ve reformlar açıklıyor. O programlarda görüyoruz ki yapısal reform denilen şeyin içinde emekçilerin elinde kalan son kazanım, kıdem tazminatını ortadan kaldırmaya yönelik politikalar var. Yine mali disiplin denilen şeyin kemer sıkma politikaları olduğunu hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla sermayenin zaten kendi yükünü emekçilerin üzerine yıkabileceği bir kapitalist sistem, bir piyasa ekonomisi bir yanda işlerken iktidar da bunu nasıl politika haline getirip, nasıl daha ciddi önlemler alabilirim kaygısı içerisinde. Dolayısıyla orada bir çatışma yok.”

Muhalefet partilerinin kriz karşısındaki tutumunu da eleştiren Ongan, “Özellikle ana muhalefetin iktidara yönelttiği eleştirilere baktığınızda, ‘yabancı sermayeyi bu şekilde Türkiye’ye çekemezsin, sen piyasanın gerektiği gibi davranmıyorsun’ suçlamalarında bulunuyor. Önceliğin sermaye, önceliğin piyasa ekonomisi olduğu konusunda sistem partileri arasında çok da bir fark yok” diye konuştu.

HEPİMİZE GÖREV DÜŞÜYOR

Nilgün Ongan, işçi sınıfı ve emekçilerin, krizden çıkış adına son kazanımlarının da  ellerinden alınmasına dönük hamlelere karşı ne yapacağına kafa yorması gerektiğini vurguladı. Ongan şöyle dedi:

“Ana muhalefet partisi krizi tamamen rejim değişikliği, AKP’nin yanlış politikalarıyla açıklıyor. Bunların kuşkusuz etkisi var. Ancak kapitalizmin krizi ne AKP’ye ne de başka bir iktidarın uygulamalarına indirgenemeyecek kadar sınıfsal bir nitelik taşıyor. İşte bizim işçiler ve emekçiler olarak, meselenin bu kısmını ön plana çıkarmamız ve kendi sınıf çıkarlarımızın gerektirdiği reçeteyi buradan bakarak yazmamız gerekiyor. Bu bağlamda sendikalara, sendikacılara çok büyük rol düşüyor. Ancak mevcut sendikal örgütlülüğü güçlendirmek adına, sınıfın birer unsuru olarak hepimize çok büyük görev düşüyor.” (İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et