09 Ağustos 2018 22:58

Lübnan; Ortadoğu’nun yorgun ülkesi

Beyrut, şarkılarda ve şiirlerde ifade edildiğinin aksine, yorgun bir insanın yüzünü andırıyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Ali KARATAŞ
Beyrut 

Filistin İçin Adalet Uluslararası Forumuna katılmak üzere Lübnan’ın başkenti Beyrut’a davet iki sebepten dolayı beni heyecanlandırdı.

Birincisi Filistin davası başta olmak üzere Ortadoğu’da yaşanan siyasi iklimi birinci elden görme fırsatım olacaktı. İkincisi ise sadece okuduğumuz yazılardan ve Arapça şarkılardan bildiğimiz Beyrut’u görecektim. 

FİLİSTİN’İN EN ZOR DÖNEMİ

Beyrut ve Lübnan ile ilgili gözlemlerime geçmeden önce Lübnan Komünist Partisi’nin düzenlediği ve yaklaşık 400 kişinin katıldığı forumla ilgili birkaç cümle söyleyelim. Filistinli örgütlerin tüm renklerinin hazır olduğu forumda, Ortadoğu coğrafyasında Arap milliyetçiliğini temsil eden Nasırcı partiler, sol siyasi akımlar, kendilerini “direniş ekseni” olarak tanımlayan hareketin çeşitli düzeyde temsilcilerine kadar pek çok farklı çevre mevcuttu. Lakin Ortadoğu’nun son yıllarda yaşadığı kaos, her ülkenin kendi iç siyasal durumuna gömülmüş olması, Filistinli örgütler arasındaki derin bölünme ve ilerici, laik demokratik hareketlerin mecalsizliği; İsrail ve ABD’nin, Filistin’in tümden yok olmasıyla sonuçlanabilecek girişimlerine karşı sonuç alıcı bir platform oluşmasının önündeki engeller. Forum’da kendini gösteren Arap milliyetçiliği eksenli kendini tekrar eden konuşmaların başka bir izahı olmasa gerek.

ÜLKESİ GİBİ YORGUN ŞEHİR BEYRUT    

Beyrut, namı diğer küçük Ortadoğu; Mahmud Derviş, Halil Cibran ve Nizar Kabbani’nin vazgeçilmez şehri. Sesiyle milyonları büyüleyen Feyruz’un memleketi...

Beyrut’la ilgili ilk haberleri bindiğim taksicilerden alıyorum. Kaç taksiciye “Ülkede durumu nasıl?​” diye sorduysam ilk söyledikleri söz; “El beled tıben” yani “Ülke yorgun” oluyor. Beyrut da, başkenti olduğu ülkesi gibi fazlasıyla bu tanımlamayı hakkediyor. Gerçekten de Beyrut, şarkılarda ve şiirlerde ifade edildiğinin aksine, yorgun bir insanın yüzünü andırıyor.

Feyruz, Sabah, Semire Tawfik ve daha birçok sanatçının şarkılarına konu olan kentte ilk göze çarpan, beklediğimin aksine, sokak ve caddelerin görece tenhalığı. Sohbet ettiğimiz hemen hemen herkes ekonominin ne kadar kötü olduğundan, işsizlikten ve pahalılıktan söz ediyor. Hemen burada hatırlatalım 6 milyon kişiye ev sahipliği yapan ülke, 100 milyar dolar borçlu.

Yorgunluğun sebebi sadece ekonomi değil. Yakın tarih, özellikle Beyrut’un üzerinde derin izler bırakmış. Örneğin 1975 yılında başlayan ve 1990’ların başına kadar süren iç savaşta -ki savaşın merkezi Beyrut’tu- 150 bin kişinin ölümü, bir milyon kişinin yaralanması, 350 bin kişinin ülke içinde yer değiştirmesi ve neredeyse bir milyon kişinin ülkeden kaçmasıyla sonuçlandı. 

Filistin davasında başı dara düşen Filistinlilerin ilk uğrak yerlerinden biri Lübnan ve başkenti Beyrut oldu. Ülkede sadece mülteci kamplarında 200 bine yakın Filistinli mevcut.

SURİYELİ GÖÇMENLER

Suriye krizinin patlak verdiğinde, ülke yine mülteci akınına uğradı. Bazı kaynaklara göre kayıt dışı bulunanlar da eklendiğinde ülkede iki milyonun üzerinde Suriyeli mülteci bulunuyor. Bu nedenle Beyrut’ta ilk buluştuğum kişinin Suriye krizinde ülkesini terk etmek zorunda kalan bir ressam olması şaşırtıcı değil. Kısa sürede samimi olduğumuz Cihad, Suriyeli göçmenlerin durumunu birkaç cümlede özetliyor: Genelde göçmenler Sünnilerin yoğunlukta olduğu bölgede yaşıyorlar. İmkânsızlıktan dolayı gençler arasında oda kiralama yaygın. Evin her bir odasının başka kiracıları var. Suriyeli göçmelerin ağır işler haricinde çalışmaları yasak. Birçoğu yasadışı olarak Beyrut’a bulunuyor. Lübnan’da resmi olarak oturum almaları çok zor. Vatandaşlık ise imkansız. Bunun sebebi ise göçmenlere vatandaşlık verilmesi durumunda din ve mezhebe dayalı dengenin değişecek olması. 

İŞİM İŞ ARAMAK!

Beyrut’ta tanıştığımı ikinci kişi, yine yirmili yaşlarda Suriyeli bir göçmen Ali. Üniversite eğitimini yarıda bırakıp Beyrut’a gelmiş. Ne iş yaptığını sorduğumda “İşim iş aramak” dedi. Yaklaşık bir buçuk yıldır iş arıyor. Çok kısa süreli birkaç iş bulabilmiş bu süre içinde. Sekiz arkadaşıyla aynı evde kalıyorlar. Hemen bütün Suriyeliler gibi oturum izni yok çünkü izni çıkarmak çok masraflı. Ali’de beni esas şaşırtan Lübnan siyasetine yakın ilgisi ve hakimiyeti.

MEZHEPLER VE SİYASET

Ali’nin Lübnan’daki siyasetle ilgili ilk dikkat çektiği nokta “Tamamen mezhepler üzerine oturan” bir yapıda olması. Buna göre Hıristiyanların, Sünnilerin, Şiilerin, Dürzilerin yanı sıra Ortodoks ve Katolik Ermenilerin; kısacası her mezhebin, her dinin kendini ifade ettiği birkaç partisi var. Ali bu noktada Lübnan devletinin 18 mezhebi tanıdığını ve Ülkede 150 siyasi partinin varlığını hatırlatıyor.

Ülkede işleyişin garip yönü, bürokraside her hangi bir işi çözmenizin yolu aynı mezhepten veya dinden birini bulmanız. Öbür şekilde işinizi halletmeniz mümkün değil. Beyrut’u yakından tanıdıkça ve ülke hakkında bilgi edindikçe sadece siyasetin değil, yerleşim yerlerinin de dinler ve mezhepler arasında bölündüğünün farkına varıyorsunuz. 

HİZBULLAH ETKİN

Siyaseti takip edip de sohbet ettiğim herkesin ortak fikri Hizbullah’ın ülkede en güçlü ve en belirleyen güç olduğu yönünde. Toplumda karşılık bulmalarının önemli sebeplerinden biri tuttukları siyasi hattın yanı sıra yerel yönetimlerde ve bürokraside etkin bir güç olmaları ve burada yaptıkları çalışmalar.

Mayıs ayında yapılan seçimlerden Hizbullah’ın bloku galip güç olarak çıktı. Lakin ülkede yukarıda söz ettiğimiz bölünmüşlük ve dengeleri etkileyen bir çok faktör yüzünden hükümeti kurmak pek kolay olmayacak gibi. Aynı ülke yakın zamanda yaşanan siyasi kriz yüzünden iki yıl cumhurbaşkanı seçememişti.

CANLI BİR FİKİR DÜNYASI

Beyrut’un fikir hayatındaki bugünkü yeriyle bitirelim.

Beyrut bugün Arap dünyasının en önemli kitap basım merkezi. İçinde binlerce kitap bulundurun birçok kitabevi bulabilirsiniz. Medyasında her daim canlı tartışmalar mevcut. Sadece Arap solunun her yıl toplantısını yaptığı bir merkez değil, Emperyalizmin bölgedeki müdahaleci politikalarına karşı Türk, Kürt, Acem ve Arap halkları arasında yeni bağların, yeni köprülerin kurulması için uğraşan aydınların da buluşma noktası. Kim bilir belki aydınların buluşmalarının sonuçları zaman içinde sadece Beyrut’un değil, bütün bölgenin yorgunluğunu alır.

ÖNCEKİ HABER

Ryanair pilotları 5 ülkede greve çıktı

SONRAKİ HABER

Beylikdüzü Belediyesi’nin okullarda yaptığı tadilatlar durduruldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...