06 Nisan 2011 13:16

Bir Sağlık Sevdalısı, Nevzat Eren

“Bir Sağlık Sevdalısı, Prof.  Dr. Nevzat Eren’den ileriye kalanlar” adlı kitap, bir halk sağlıkçısı olan Nevzat Eren’in kısa yaşam öyküsünü, gerek kendi yazılarından, gerek yakınlarının şiirlerinden, gerekse hayat arkadaşının O’nu anlattığı yaşam öyküsünden oluşuyor. Kitap, tümüyle ti

Bir Sağlık Sevdalısı, Nevzat Eren
Paylaş
Hilal Yağız

“Bir Sağlık Sevdalısı, Prof.  Dr. Nevzat Eren’den ileriye kalanlar” adlı kitap, bir halk sağlıkçısı olan Nevzat Eren’in kısa yaşam öyküsünü, gerek kendi yazılarından, gerek yakınlarının şiirlerinden, gerekse hayat arkadaşının O’nu anlattığı yaşam öyküsünden oluşuyor. Kitap, tümüyle ticarileştirilmeye çalışılan sağlık alanının gerçek savaşçılarını, hekimlerin, halk sağlıkçılarının verdiği mücadeleyi anlatıyor.

“Ülkemizde Anayasanın tanımladığı ‘Sosyal Devlet’ kurulup işletilmedikçe, insan haklarından, bu arada sağlık hakkından söz edilemez” diyor Nevzat Eren, 1999’da genç meslektaşlarına yaptığı son konuşmasında. Eren, “Halk sağlığı, bilgiden çok inanca dayalıdır” diyor yine başka bir konuşmasında. Nevzat Eren, genç meslektaşlarına halkın sağlık hakkının, insan haklarının en değerlisi olduğunu, halk sağlıkçılığının ise inanç işi olduğunu da özellikle vurguluyor.  

‘KOMÜNİST’ DİYE SUÇLANIYORDU

1982’de Profesörlüğe başvuran Nevzat Eren, ancak 1992’de mahkeme kararıyla Profesör olabiliyor. Profesörlüğünün 5 kez  Hacettepe Üniversite senatosu tarafından geri çevrilmesini yine eşi Gönül Hatay Eren şöyle anlatıyor: “Toplumun yozlaşmış bir parçası olan Hacettepe Üniversite Senatosundaki geri ve karanlık, çağ dışı kafalar tarafından ‘komünist’ diye suçlanıyordu. İlericiydi, çağdaştı. Gerçekleri görüyordu. Öğrencilerine düşünmeyi öğretiyordu. Para kazanmayı değil. İnsanlara aptallıklarını gösterirsen şiddete başvururlar. Üretken olamayan, düşünemeyen, aydınlıktan korkan yarasalar, bu düşün adamı karşısında şiddete başvurmuşlar, yıpratmaya çalışmışlardı”.

Nevzat Eren’in profesörlüğünü senatonun reddetmesinin gerekçesi ise “yetersiz” diye açıklanmıştı. Eşi Eren kitapta yer alan yazısında, otuza yakın kitabı ve gazetelerde, dergilerde çıkan sağlıkla ilgili makalelerine, aldığı ödül ve teşekkürlere rağmen Nevzat Eren’in profesörlüğe kabul edilmemesinin “yetersiz” diyerek açıklanmasını “yetersiz” bulduğunu belirtiyor.

NUSRET FİŞEK ÖDÜLÜ

1996’da ise Nusret Fişek ödülü alıyor Nevzat Eren. Kitapta “Hayatından kesitler” bölümünde fotoğraflarla, yazılarıyla ve çeşitli gazetelerde çıkan haberlerle Nevzat Eren’in hayatı ile ilgili çeşitli bilgilere yer veriliyor. Ankara Tabip Odası Başkanlığı da yapan Nevzat Eren’in dönemin Sağlık Bakanı hakkındaki suç duyurusu, “Denizlerin avukatı” Halit Çelenk’in de katıldığı bir basın toplantısının haberi ile kitapta karşımıza çıkıyor. Haberin başlığı ise “İşkencelere karşı bütün savcıları göreve çağırıyoruz”.

1979-80 arası Ankara Tabip Odasının aldığı tehdit mektuplarına da kitapta yer veriliyor. “Ülkücü Tıbbiyeliler” imzalı mektuplarda yönetimin istifa etmesi ve yerini ülkücü doktorlara bırakması isteniyor. Kitapta yer verilen mektupta, Danıştayın bombalanması ve savcı yardımcısı Doğan Öz’ün öldürülmesi hatırlatılarak, Tabip Odası bombalanmakla tehdit ediliyor.  

İDAMA KARŞI HEKİMLER YARGILANIYOR

Prof. Dr. Nusret Fişek’in, meslektaşları Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu, Doç. Dr. Haluk Özbay, Doç. Dr. Ragıp Çam, Dr. Hüsnü Çuhadar ile birlikte 1985’de Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinde yargılanmaları da kitapta yer alıyor. Suçları ise ölüm cezasına karşı bildiri hazırlamak. Fişek ve arkadaşları, “Hekimlerin idama ve idam cezasının infazı sırasında hekimin bulundurulmasına karşı olmaları” nedeniyle yargılandıkları davadan beraat ediyorlar.

Dönemin hükümetinin Türk Tabipler Birliğini mahkemeye vermesini ise Nevzat Eren yazdığı dilekçede şöyle açıklıyor: “Sayın Bakan da ölüm cezasına karşı imiş, O halde bu dava, siyasi amaçla açtırılmış bir davadır. Hükümet derneklerin, birliklerin, sendikaların, memleket sorunları ile ilgilenmesini ve parlemento üzerinde, halk üzerinde ağırlıklarını duyurmalarını istyemiyor. Türk Tabipleri Birliği gibi güçlü ve önemli bir kuruluşu mahkemeye vererek yüreklere korku salmak istiyor.” Eşi Gönül Hayat Eren bu yargılanmadan şu şekilde bahsediyor: “Nevzat demokrasiyi ve insan haklarını savunuyor, idam cezasına karşı çıktığı için yargılanıyordu. Oysa ‘Hekimlerin amacı kişiler arasında ayrım yapmadan herkesin hayatını korumaktır. Yaşam daima kutsaldır’ derdi. TTB ve ATO üyeleri bu nedenle yargılandılar.”

“Sağlık Yönetimi” kitabının yazarı olarak ve  herkesçe “Nevzat abi” olarak tanınan Nevzat Eren, Cumhuriyet gazetesine yazılar da yazıyordu. Hekimler, sağlık çalışanlarının tümü ve tabii ki sağlık haklarından yararlanamayan tüm kesimler için, “halk sağlığı” kavramı Nevzat Eren ile hayat buluyor.

“Kavgadan kaçmak ve umutsuzluğa düşmek gibi bir lüksünüz yoktur. Kavgayı yitirirseniz uzmanlığınız neye yarayacaktır? Bunu düşünün ve aklınızda tutun, unutmayın ki halk sağlığı bir inanç işidir. Uzmanlığımızın gizleri yoktur. Başarınız (varsa) meslek aşkınızın ürünüdür” diyen Nevzat Eren’i anlatan bu kitap günümüzde sağlık alanında oynanan oyunların yeni olmadığını ve hükümetlerin bu alana dönük politikalarının uzun yıllardır sürdüğünün bir göstergesi. Bu kitap, sadece hekimlerin değil, halkın sağlığından yana tüm kesimlerin kitaplığında bulundurmaları gereken bir çalışma.

NEVZAT EREN KİMDİR?

Nevzat Eren, 1937’de Gaziantep’de doğdu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden 1961 yılında mezun olduktan sonra, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde Halk Sağlığı ihtisası yaptı. 1974 yılında Halk Sağlığı alanında Doçent oldu. 1977’den 1984’e kadar Ankara Tabip Odası Başkanlığı görevini sürdürdü. 1975-1978 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Toplum Hekimliği Anabilim Dalı Uzmanı olarak, Çubuk Eğitim ve Araştırma Bölge Başkanlığı görevini yürüttü. 1982’de profesörlüğe başvuran Nevzat Eren, 1992 yılında mahkeme kararıyla profesör oldu. 1984’ten 1988’e kadar Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi ve Yüksek Onur Kurulu üyeliğini devam ettirdi. 1999’da Nusret Fişek Ödülü alan Nevzat Eren’in, sağlık yönetimi ve halk sağlığı, toplum ve sağlık hakkında bir çok makalesi ve yazısı bulunuyor. Nevzat Eren, 13 Mart 2000 yılında hayatını kaybetti.

*Gazeteci

ÖNCEKİ HABER

2 yetmedi 4 tane daha nükleer!..

SONRAKİ HABER

Eğitim şart ama yetmez!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...