12 Nisan 2018 18:49

Tutuklu Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin aileleri Mecliste

Tutuklanan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin aileleri CHP'li Mehmet Tüm ile Mecliste basın toplantısı gerçekleştirdi.

Paylaş

CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm, Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan olaylar sonrası tutuklanan öğrencilerin aileleriyle Mecliste basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya CHP’li Orhan Sarıbal, Sezgin Tanrıkulu, Nurettin Demir, Hüseyin Çamak ve Ali Şeker katılırken, öğrenci ailelerinden ise Bülent Nazım Yılmaz, Hasan Yıldız, Belgin Öztürk ve Tevfik Tulay katıldı.

Basın toplantısında konuşan Mehmet Tüm, barış isteyen Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından hedef gösterildiğini belirterek “Sonrasında gözaltılar yaşandı ve gözaltındaki öğrencilerin 10’u ‘terör propagandası yapmaktan’ tutuklandı. Erdoğan yargıya talimat veriyor, yargı da hemen harekete geçiyor. İfade özgürlüğü, eğitim hakkı, kısacası Anayasa, Erdoğan tarafından talimatla rafa kaldırılıyor. Hiç kimse düşüncesinden dolayı Anayasal hakkından mahrum bırakılamaz. Üniversiteler bilimin ve aydınlığın merkezi olarak, her zaman özgür düşüncenin ifade edildiği ortamlar olmuştur. İnsanlar savaşa karşı barışı savunduğu için asla haklarından ve özgürlüklerinden alıkonulamaz, hedef gösterilemez ve yargılanamaz” dedi.

‘EĞİTİM HAKKI ANAYASAL BİR HAKTIR, HİÇ KİMSE ENGELLEYEMEZ!’

Okuldaki öğrenci ve öğretim görevlilerinin tedirgin durumda, ailelerin de artan baskılar karşısında kaygı içinde olduğunu vurgulayan Tüm şunları söyledi:

“Öğrencilere sürekli gözdağı veriliyor, takip ediliyor ve tehdit ediliyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde kamuoyuna yansıyan olaylarda herhangi fiziksel bir şiddet yaşanmamıştır. Biz, CHP olarak, eğitim hakkına sonuna kadar sahip çıkacağız, savunacağız. Eğitim hakkı Anayasal bir haktır, hiç kimse engelleyemez. Üniversiteler halkımızındır, gençlerimizindir. Tutuklanan gençlerin bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Ülkemizde savaş çığırtkanlığının değil, barış dilinin kazanacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın.”

‘TÜRKİYE’NİN EN PARLAK ÖĞRENCİLERİNİ BÖYLE BASKI ALTINDA TUTMAYIN’

CHP’li Sezgin Tanrıkulu konuya ilişkin “Toplantı ve gösteri ve yürüyüş hakkı temel bir insan hakkıdır, hiçbir şekilde suç değildir. Öğrenciler Boğaziçi’nde görüşlerini ifade etmiştir. Cumhurbaşkanı ise kutuplaştırıcı ve ötekileştirici bir üslupla öğrencileri hedef göstermiştir. Ben yargıya sesleniyorum, sizin de evlatlarınız var. Türkiye’nin en gözde üniversitesinin en parlak öğrencilerini böyle baskı altında tutmayın” dedi.

‘BOĞAZİÇİLİ ÇOCUKLARI İÇERİ ATABİLİRSİNİZ AMA SESLERİNİ KESEMEZSİNİZ’

CHP’li Orhan Sarıbal ise gençlerin üniversitelerde huzursuz olduğunu ifade ederek “Sokakta insanlar huzursuz doğada canlılar huzursuz. AKP ve Saray rejimi topluma zarar veriyor.  OHAL koşullarıyla ülkeyi zapturapt almaya çalışmaktadır. Kimsenin ses çıkarmasını istememektedir. Barış, demokrasi, özgürlük kelimelerinin konuşulması dahi istenmemektedir. Boğaziçili çocukları içeri atabilirsiniz ama seslerini kesemezsiniz. Onların bir an önce serbest bırakılmalarını ve eğitim haklarının iade edilmelerini talep ediyoruz” dedi.

‘BU ÇOCUKLARIN GELECEĞİYLE OYNAMAYIN!’

CHP’li Nurettin Demir, “Bugün 100 binin üzerinde öğrenci ya hapishanede, ya tutuklu ya da okullardan uzaklaştırılmış durumda. Biz aileleri ve öğretim üyeleri adına iktidarı aklıselime davet ediyoruz. Bu çocukların geleceğiyle oynamayın. Bunların geleceğiyle oynayanlar kendi gelecekleriyle oynarlar” dedi.

'ÖĞRENCİLERİN HEDEF TAHTASINA ÇIKARILMASINI KABUL ETMİYORUZ!’

Tutuklu öğrencilerden Deniz Yılmaz’ın babası Bülent Yılmaz, tüm siyasi partilerle görüşme taleplerinin olduğunu belirterek, “Tutuklanan öğrenciler, öğrencilik yaşamlarının her döneminde birçok başarıya imza atmış öğrencilerdir. Bu öğrenciler sanata, resme, tiyatroya, folklora düşkün ve yetenekli öğrencilerdir. Bu öğrenciler insanı seven, iyilikten yana olan ve kötülüğü de kabul etmeyen bunu da toplumla paylaşabilen öğrencilerdir. Ortada ne şiddet, ne yaralama ve hatta ne de bağırma vardır. Biz bu öğrencilerin hedef tahtasına çıkarılmasını kabul etmiyoruz. Çocuklarımızın eğitim hakkı kısıtlanmıştır. Dünyanın en büyük üniversiteleri bu öğrencilere kapılarını açtı. Bu yetenekli öğrencilere ‘Türkiye’de okumak hakkı vermek istiyor musunuz’ sorusunun yanıtını vermek durumundayız. Taraflı basın organları ve köşe yazarları çocuklarımızı aşağılayan yayınlara devam ediyorlar. Bizim çocuklarımızın yetenekleriyle, zekalarıyla baş edemeyeceklerini hepsi görecektir” dedi.

‘BENİM OĞLUM VATAN HAİNİ DEĞİL ONUNLA GURUR DUYUYORUM’

Tutuklu öğrenci Yusuf Noyan Öztürk’ün annesi Belgin Öztürk ise “Yerli ve milli olmadığı söylenen çocuklardan birinin annesiyim. Yusuf Noyan Öztürk’ün annesiyim. Oğlum Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü ve Sosyoloji Bölümü çift anadal öğrencisidir. Fakülte birincisidir. Bir anda terörist, komünist ilan edildi. Ben bana oğluma ailemize yapılan bu şiddeti kabul edemiyorum; çünkü benim oğlum hayatınızda tanıyabileceğiniz en naif insandır. Geçen yıl yemekhane iftar saatinde kapatılıyor diye, imza toplayıp arkadaşları rahat yemek yiyebilsin diyen bir çocuktur. Benim oğlum vatan haini değil ama benim oğlum düşünen, zeki, olayları anlamaya çalışan biridir. Ben oğlumla gurur duyuyorum” dedi. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

'Zırhlı araç kaynaklı hak ihlallerinin nedeni güvenlikçi politikalar'

SONRAKİ HABER

Pestieau: Seçim yetmez, güçlü bir hareket yaratılmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...