İşçileri cesaretlendirecek somut kararlar alınmalı
Mutlusan Elektrik işçileri kıdem tazminatının işçinin kara günü dostu olduğunu belirtip fona devrin patronların talebi olduğunu söyledi.
Mutlusan Elektrik’ten
Bir Grup İşçi
İstanbul
Merhaba Evrensel okurları;
Biz Başakşehir Sanayi’de çalışan bir grup işçiyiz. Hükümet temsilcileri işçilerin yüzde 75’inin kıdem tazminatı alamadığını söylüyor. Ama diğer taraftan kuralsız, güvenceden yoksun, taşeron, kayıt dışı, düşük ücret ve sosyal güvenlik denetlenmesinin olmadığı koşullarda, tamamen patronların insafına bırakılmış bir şekilde çalıştırılıyoruz. Biz çalışanlara adeta kölelik dayatılıyor. Biz fon ne getirir ne götürür tartışması yapmayı çok anlamlı bulmuyoruz. Çünkü tazminat biz işçilerin kara günü dostu. Fona devredilmesi sadece hükümetin cesaret edeceği bir durum değildir. Patronların talebidir.
Hükümet, işçi bir gün de çalışsa kıdemi devletin güvencesinde olacak diyor. Biz buna asla inanmıyoruz. Biz işçinin bu fonda biriken bir tutara dokunabilmesi için en az 15 yıl geçmesi gerekecek. Ve bu süre içinde ancak bir miktarını alabileceğiz. Kıdem tazminatı ile ilgili çalıştığımız fabrikaya bir bilgilendirme broşürü götürdük, bir kaç arkadaşa verdik. Ertesi gün “Ne yapıtınız, okudunuz mu?” diye sorduk. Okuyan vardı. Fırsat bulamadım, okuyamadım diyen de oldu. Okuyanlar “Evet bunu zaten patronlar istiyor. Çünkü kıdem kalkınca patronlar daha rahat davranacaklar. Artık işçiye verecek hesabı kalmıyor. Hadi iyi kötü biz primimizi doldurmaya çalışacağız. Ya çocuklarımız ne yapacak?” dedi. Ama yandaş medyanın etkisiyle fonun iyi olduğunu sananlar da var. “Ben bugüne kadar çalıştığım yerlerden hiç tazminat alamadım. Ama yasayla tazminat hakkım olacak” diyorlar.
“Kıdem tazminatı kırmızı çizgimizdir” diyen konfederasyonların bu konuda ne gibi hazırlıkları vardır? Biz işçilere açıklama yapmak zorundalar. Evet, kıdem tazminatı işçinin son kalesidir diyenlerden bir refleks göremiyoruz. Ama bu olumsuzluğa rağmen bir çok fabrikada işçi hareketleri görebiliyoruz. İşçilerde mücadele eğilimi var. Bu da bizim gibi fabrika çalışanlarına güç ve umut veriyor.
Ama henüz işçilerin bunu başlatacak cesareti yok. Bunun sebebi güven ve nasıl yapacağını bilmemedir.
Kıdem tazminatı ile ilgili işyerlerinde, mahallelerde hızlıca aydınlatma faaliyetleri, küçük büyük demeden işçi toplantıları ve filli mücadeleler başlatmalı sendikalar. Sendikalar üzerlerine düşeni çok acilen yapmalı. İşçileri cesaretlendirecek somut kararlar almalılar. Tazminat biz işçilerin tek güvencesidir. Bu hakkımızı elimizden almalarına izin vermeyelim.
Bugün tazminat konusunda yaşanan sorunların çözümü için şu talepleri dile getirmeliyiz: “İşçiye kıdem tazminatını ödemeyen işverene ağır ceza yaptırımlar getirilsin. İcra ve iflas hallerinde kıdem dahil tüm işçi alacakları öncelik sırasında birinci sıraya yükseltilsin. Kıdem tazminatı dahil tüm işçi alacakları ücret garanti fonu kapsamına alınsın. İşverenlerin tazminatsız çıkarma hakkını kullanma koşulları ağırlaştırılsın. Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılsın.”
İsrail-İran güç gösterisi nereye varacak?
Vatan millet ıstakoz
Istakozun faturası!
Çocuklar ve gençler kime emanet?
Köy Enstitüsü farkı, şehre ve geleneğe uymazlığı: Hümanist, yararcı, bütüncül köy rehberi
AB, İran’a karşı Türkiye’ye rol verme peşinde
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
