18 Mart 2017 00:05

Daha fazlası için mücadele etmeliyiz!

Damla Uludağ, Evrensel'in Toplu İş Sözleşmesi ekine baskıların birlik olarak aşılacağını yazdı.

Paylaş

Damla ULUDAĞ
Gebze

Sarkuysan Gebze’de Birleşik Metal-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu önemli fabrikalardan biri. İki yıl önce MESS kapsamında greve çıkan işçiler, grev yasağını da “greve, direnişe devam etme” kararı beklerken yaşadıkları hayal kırıklığını da, işyerleri önündeki “Bu iş yerinde grev var” pankartlarının nasıl kaldırıldığını da unutmuş değil. 

Bu nedenle EMİS grevi sürecini yakından takip ettiler. İşçilerin birliğinin ve mücadele kararlılığının grev yasağını ezip geçtiğini belirten Sarkuysan işçileri, bu sürecin MESS görüşmelerine örnek olduğunu söyledi. Yaşam koşullarının ağırlaştığına dikkat çeken işçiler, sözleşmenin istedikleri gibi bitmesi için şimdiden hazır olmak gerektiğine dikkat çekti. 

Gazetemize konuşan işçiler, Anayasa değişikliğini içeren referandumun da sözleşmeleri için önemli olduğunu dile getirdi. Geçen dönem sözleşmesinde çıktıkları grevin yasaklandığını hatırlatan işçiler, hükümetin sermayeden yana tavır aldığını belirterek referandumdan hayır çıkması gerektiğini vurguladı. İşçiler düşüncelerini gazetemize yazdı:

KUMARI OYNAYAN HÜKÜMET FATURAYI ÖDEYEN BİZİZ

Ülkemizin birçok sorunları olmasına rağmen medya yöneticileri ve sermaye asıl olan sorunların üstünü kapatıp, suni gündemlerle insanlarımızın aklını karıştırıp, duyarsız hale getiriyor. Oysaki açlık, işsizlik yaşanan hak gaspları, imzalanan sözleşmeler ve borç batağına batmış binlerce mağdur insan bulunmaktadır. Ekonomi sadece zenginin ve sermayenin cebini dolduran kapitalist sistem ile yönetilmekte ve her gecen gün insanımızın emeği sömürülmektedir. Böylesi bir durumda 15 yıldır isçi ve emekçiye gün yüzü göstermeyen mevcut iktidar, sermayeye karşı en büyük gücümüz olan grev hakkımızı bile engellemiştir. Bunun üzerine ülkemizin böylesi bir durumda sorunları çözmek yerine sistem değişikliğini tartışması üzücü ve dramatiktir. İşçi kardeşlerim, kumarı oynayan hükümet, faturayı ödeyen biziz. Bu düzenin yasal hale gelmesi için bizden evet bekleyenlere büyük harflerle HAYIR diyoruz.

GREV YASAKLARINA KARŞI KOCAMAN BİR HAYIR

Ülkemizde referandum öncesi süren evet-hayır tartışmalarını biz işçiler yanlış yerden sürdürürsek kutuplaşmaya neden olur. Şunu biliyoruz ki geçim derdi en çok bizi etkiliyor ve çalışan, üreten biz olduğumuz halde çileyi de biz çekiyoruz. AKP 15 yıldır tek başına iktidar olmasına rağmen ülkenin hali ortada. Geçmişte darbelerin ardından yapılan anayasalar gibi şimdide yeni anayasa yapmak istiyorlar. Hükümetin kimin çıkarı için böyle bir değişikliğe gittiği, işçilere ve emekçilere bir faydası olmadığı açık. Eğer bir anayasa yapılacaksa öncelik işçiler, emekçilerin olmalı diye düşünüyorum. Köylünün ürettiğinin hakkını alamadığı, işçinin ise ekmeğini büyütmek için anayasal hakkı olan grev hakkını kullanamadığı bu dönemde, şimdiki hükümete ve yaptığı anayasasına kocaman bir hayır. 

REFERANDUM SONUCU TİS SÜRECİNİ ETKİLEYECEK

Şu an önümüzde iki önemli konu var. Anayasa değişikliğini içeren referandum ve sözleşme… Şimdiki anayasada bile herkes özgürce tam anlamıyla yaşayamıyor. Evet anayasalar bizde hep darbelerden sonra değişmiştir. Şimdi hükümet bunun arkasına sığınıyor ama birçok insan farkında değil ki bu değişikliğe de darbeden sonra karar verdiler. Anayasayla ilgili hiçbir açıklama yapılmadığı gibi, açıklama yapanları da terörist ilan ediyorlar. Bizler bilinçli insanlar olarak tabi ki maddeleri okuduğumuzda halka dair hiçbir şeyin olmadığını görüyoruz. Cumhurbaşkanını ve etrafındakileri tamamen dokunulmaz hale getirmekten başka bir şey yok. Halkın üzerinde bir korku bulutu oluşturmak için yapıldığı çok açık ve net görülüyor. Bu yüzden de referandumda yapmamız gereken hayır kullanmaktır. Diğer konuda sözleşme… Buna dair önümüzde yeni biten EMİS sözleşmesi örneği var. Hükümetin, sermayenin arkasında durarak grevi durdurmaya çalıştığı ve bu sürecin işçiye, emekçiye darbe vurduğu çok nettir. Ama bizler seyirci kalmayarak önümüzdeki sürece çok iyi hazırlanarak buna karşı boyun eğmeden nasıl direneceğimize iyice çalışmalıyız. Referandumun bu süreci etkileyeceği de açık. Şu sloganla bitirmek istiyorum: “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz.”

BİRLİK OLURSAK BASKILARI AŞARIZ

Özgürlüklerimin kısıtlanmaması için… Kendi geleceğim için çocuklarımın geleceği için belki de torunlarıma yaşanabilecek bir Türkiye bırakabilmek için, Meclis yetkilerini tek adama bırakmamak için…

Türkiye’nin geleceğini, ülkemin hayati kararlarını bir adamın iki dudağının arasına bırakmamak için ve tek adam rejiminin olduğu Libya gibi Irak gibi parçalanmamak için... 

Suriye halkı gibi vatanımdan kaçmak zorunda kalmamak için…Çağdaş ve laik Türkiye Cumhuriyetinin yeni bir yıkımla karşı karşıya geldiğini görmemek için… 

Hilafet seslerinin, tekbirlerle adım adım Osmanlıcılık oyununun oynanmasını görmemek için tek adam rejimine ve referandumda hayır diyorum. Sözleşme bundan sonrası, çünkü referandumdan evet çıkarsa bir dahaki sözleşmeler olmayacaktır. 

Sendikalar kapanabilir, kapanmasa da devletin güdümünde hareket eder. Ancak biz de birlik olursak, güç olursak bu baskıların bizi etkilememesini sağlarız. İşçi sınıfı sözleşme dönemini beklemiyor. Sözleşme süreci işçi sınıfını bekliyor!

ÖNCEKİ HABER

İşyeri komitesiyle hep birlikte bu işin  üstesinden geldik

SONRAKİ HABER

Sendikalıyız ama ücretler, asgari ücret seviyesinde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...