Erzin’de kahve kahve referandum sohbeti
Narenciye bahçeleriyle ünlü Hatay'ın Erzin ilçesinde halkın referandum hakkındaki düşüncelerini ve tercihlerini sorduk.

Halil İMREK
Erzin
Erzin, Hatay merkezine en uzak ilçe. Erzin’e girişte, sağlı ve sollu narenciye bahçeleri ile karşılaşırsınız. Şehirlerarası otogarının narenciye bahçesinin içinde olması dikkatinizi çeker.
Sırtı Amanos Dağlarına dayanıp, ayakları Akdeniz’e doğru uzanan ilçenin nüfusu 42 bin. 20 mahallesi var. Erzin içmeleri, İssos antik kenti, Burnaz Plajı gibi yerlere dönük turizmin canlandığı ve tatilcilerin geldiği yaz aylarında nüfus daha da artar. İlçenin ekonomisi; tarıma dayalı, başlıca gelir kaynağı ise narenciye üretimi.
Sanayinin olmadığı Erzin’de beş adet narenciye paketleme fabrikası ve iki sulama kooperatifi ile bir sulama birliği bulunuyor. Fabrika işçiliği yapanlar; İSDEMİR, Dörtyol, Payas ve Osmaniye Organize sanayisinde; metal, tekstil ve gıda iş kollarında çalışıyor. Erzin’de Türkler ağırlıkta. 8-9 bin civarını bulan Kürt nüfusu, Türkler ile iç içe yaşıyor. Bugüne kadar Kürtlere yönelik yapılan kışkırtma, linç girişimleri burada karşılık bulmamış. Ağırlıklı olarak Sünni inancında halk yaşıyor. Yüzün üstünde Alevi aile de var. Onlar daha çok Maraş (Elbistan, Nurhak, Pazarcık) ve Malatyalılar.
Diğer yerlerden farklı olarak Erzin’de, Türk Sünni kesiminin önemli bir kısmı oylarını sağ partiler yerine sol-sosyal demokrat partilere veriyor.
ŞU ANA KADARKİ OY TABLOSU
Erzin’de AKP 2009 yılından bu yana seçimi kazanıyor. Daha önce Belediyeyi CHP alıyormuş. 2010 referandum seçim sonuçlarına baktığımızda hayır yüzde 55 evet ise yüzde 44.
1 Kasım’da savaş konsepti içinde gidilen seçim sonuçlarının partilere göre dağılımı Erzin’de şu şekilde: AKP yüzde 34, MHP yüzde 24, CHP yüzde 24 ve HDP yüzde 13.8
Erzinliler, ‘evet’in zayıf gerekçeleri, partililerin oy dağılımını da göz önüne alarak ve MHP’den gelecek ‘hayır’ oylarını da ekleyerek seçim sonuçlarında ‘hayır’ın yüzde 60 civarında çıkacağını düşünüyor. Erzin halkı anayasa paketine ne diyor? Referandumda oylanacak anayasa maddelerinden ne kadar haberdarlar? Neden ‘evet’ ya da neden ‘hayır’ diyecekler? Bütün bunları sormak için üç kahve gezdik, birçok esnaf dolaştık. Konuştuklarımızın çoğu ‘hayır’ derken, ‘evet’ diyenler ise pek konuşma taraftarı değil.
‘NARENCİYEYİ SATAMAZ OLDUK’
Narenciye Üreticisi Bekir Özdemir, AKP hükümetinin 2002 yılında iktidara geldiği günden bugüne narenciye fiyatının yerinde saydığını anlatıyor. Özdemir, şöyle konuşuyor: “Onların iktidarından önce biz narenciyeyi güzel fiyata satardık. Girdiler ucuzdu. Narenciye bakması zordu ama satması kolaydı. Bugün teknoloji gelişti. İlaçlama her şey kolay. Ama çok pahalı ve narenciyeyi satmak bir o kadar zor. Eskiden ihracat vardı. Şimdi Hükümet komşularla kavga içinde. İhracat bitti. Ürün verdiğimiz pazarlar azaldı.
Ben şimdi ‘evet’ verince narenciyenin fiyatı artacak mı? Girdilerin ücreti azalacak mı? Narenciyeyi bitiren termik santraller duracak mı? Bu referandum üreticinin yaşamında ne kolaylık sağlayacak. Bunu yanıtlasınlar biz de ‘evet’ diyelim”
Erzin’in ekonomisi tarıma dayalı, başlıca gelir kaynağı ise narenciye üretimi. İlçe merkezinde bir narenciye heykeli de bulunuyor. Ancak üreticiler AKP hükümetinin 2002 yılında iktidara geldiği günden bugüne narenciye fiyatının yerinde saydığını söylüyor.
BAŞKANLIK SİSTEMİNDEN DEMOKRASİ ÇIKMAZ
İlk olarak Yeşil kent Sulama Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Yunus Sökmen ile konuşuyoruz. Sökmen, 80 milyonun yetkisinin bir kişiye verilemeyeceğini söylüyor. Sökmen, başkanlık sisteminde yetkilerin hepsinin tek adamda toplandığına dikkat çekiyor. Getirilmek istenen Başkanlık sisteminin eski çağlarda olan bir başkanlık sistemi olduğuna dikkat çeken Sökmen, “Şimdi ki parlamenter sistem devam etmeli. Başkanlık sistemi olmamalı. Buna örnek Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in yardımcısı olarak eşini atamasıdır. Bizde de evet çıkarsa kendi yetkilerini istediği birine verecek. Bir de 18 yaşında biri devlet yönetecek. Bu kişi de fakir fukaranın çocuğu olmayacak. Başkanın yakını olacak. Başkanın atadığı adam ona karşı sorumlu olacak. Oradan demokrasi çıkmaz. Ben başkanlık istemiyorum bu sistem bizi geriye götürür” dedi.
‘BU YETKİLERİ BANA VERSELER ERZİN’DE BEN NE DERSEM O OLUR’
Emekli Devlet Memuru Yaşar Öztürk, başkanlık sisteminin cumhuriyete ters olduğunu savunuyor. ‘Başkanlık sistemi ile iki başlılık olmaz’ denilerek yetkilerin bir kişide toplandığını belirten Öztürk, şöyle devam ediyor: “Genelkurmayda tek komutan mı var? Bir devlet dairesinde tek müdür mü var? Başkanlık sistemi ile bütün birimler, kademeler, yetkiler tek adama bağlanıyor. O ne derse o olacak. Demokraside tek adamlık olmaz. Bu yetkileri bana verseler Erzin’de ben ne dersem o olur. Mesele kimse sokağa çıkmasın diyebilir. Böyle kişiye bırakılan ve verilen yetkiler olmaz.”
TÜRKİYE ORTA ÇAĞ KARANLIĞINA GİDER
Emekli Öğretmen Mahmut Saral, Köy Enstitüsü mezunu. “Köy Enstitüleri-Uyuyan Devin Uyanışı” adlı kitabı da bulunan Mahmut Saral, referandumda ‘hayır’ oyu kullanacağını belirtiyor. İktidarın Türkiye’yi ‘Orta Çağ karanlığı’na götürmek istediğine inanan Saral, ülkelerin eğitim ile kalkınacağını belirterek, “Bilimin ışığından kaçan her ulus yok olur. Bunların anlattıklarının Kur’an’da yazanla bir alakası yok. Dini siyasete alet edip insanları kamplaştırıyorlar. Herkesin inancı kendine. İlerlemenin, çağdaşlaşmanın yolu akıl ile bilim ile olur” diyor.
MÜCADELE HAYIR ÇIKINCA BAŞLAYACAK
Tek adam yönetiminin ülkeyi geriye götüreceğini onun için ‘hayır’ demek gerektiğini söyleyen Kamuran Vural, başkanlık sisteminin ABD olmak üzere emperyalist ülkelerin bir oyunu olduğunu düşünüyor. Böyle düşünmesine neden olarak da Libya, Irak gibi tek adam yönetimlerinin kolayca düşürülmesini gösteriyor. “Hayır, çıkınca iş bitmeyecek” diyen Vural, “Devrim olmayacak ama bir nefes alınacak. Birçok şeyin değişmesine vesile olacak. Esas mücadele o zaman başlayacak. Suyun akışı karar verecek” diyor.
BAŞKAN GİDİNCE NE OLACAK?
CHP Erzin İlçe Başkanı Osman Şevket Özdemir, Erzin’de ‘hayır’ın önde göründüğünü anlatıyor. İyi anlatıldığında başkanlık sistemini kimsenin benimsemeyeceğini aktaran Özdemir, “Dünya ölümlü. O gidince ne olacak? Gelen de aynı yetkileri kullanacak. Kötü olan birine bu yetkileri verelim mi deyince yok deniyor. O zaman kişiye göre yetki koymaya hayır diyeceğiz. Her şeyi bir kişiye bağlarsan kişi gittiğinde o devlet çöker” dedi.
‘CHP’NİN SÖYLEMLERİTABANA İNMİYOR’
Türk Petrol Ofisinden Emekli İşçi Süleyman Sudi Özer, AKP Hükümetinin 15 Temmuz darbesini bir imkan olarak kullandığını söylüyor. Özer’in görüşü de şöyle: “CHP’nin yanlış politikalarını da değerlendirip tüm yetkileri tek elde toplayacağı bir sistem kurmak istiyor. Toplumu seven, ülkesini seven ‘hayır’ demeli. CHP genel merkezi referandumda iyi şeyler söylüyor ama bu aşağı inmiyor. Çünkü CHP’nin yerel örgütleri zayıf. Örneğin Erzin’de çalışmıyor. Tek adam fayda getirmez. Öyle olsaydı 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu ayakta kalırdı. Türkiye’de değişim olması şart. Ama bunun Meclis çatısı altında, demokrasiyi geliştirerek yapmak lazım.”
Erzin Belediyesinden Emekli İşçi Bilal Kurşun, iktidarın millet dediğini ama TBMM’yi devre dışı bıraktığını belirterek, “Tek adam yönetimine karşı çıkmalıyız. Sandıkta ‘hayır’ demeliyiz. Ülkemiz ve geleceğimiz için hayırlısı bu olacak” diyor.
ADALET İÇİN HAYIR DİYECEĞİM
Hürriyet Mahallesi’nde son gittiğimiz kahve tarım işi olmak üzere değişik işlerde çalışan Kürtlerin yoğun olarak vakit geçirdikleri Malatyalılar kahvesi. Genç yaşına rağmen narenciye alım satım işi ile uğraşan Siirtli Lokman Oktay, “AKP hükümetinden özellikle 15 Temmuz sonrası darbe yemeyen kalmadı” diyor. Barış, demokrasi isteyenlere sürekli baskı, gözaltı ve tutuklama geldiğini söyleyen Oktay, tutuklu olan babasının iddianamesinin 6 aydır hazırlanmadığını söylüyor. “Adalet için hayır” diyeceğim diyen Oktay, geleceklerinin bir kişinin himayesi altına alınmasına karşı ‘hayır’ diyeceklerini vurguluyor.
Nurhaklı Hasan Yıldız da ‘evet’ denilirse başkan olan kişinin kafasına göre kararname çıkaracağını söylüyor. ‘Ne güzel tek adam yönetecek’ diyenlerin olduğunu belirten Yıldız, niye ‘evet’ dendiğini bilmeyenlere bunu iyi anlatmak gerektiğini söylüyor.
‘OTORİTER DİKTATÖRLÜĞE HAYIR’
Değişikliğin cumhurbaşkanına sınırsız yetki tanıdığını belirten Emek Partisi Erzin İlçe Başkanı Mehmet Özaslan, “Emek örgütlerinin fikri alınmadan hazırlandı. Emekçilerin talepleri Anayasaya yansımadı.” diyor. Olası tehlikelere dikkat çeken Özaslan, “Cumhurbaşkanı denetlenemiyor. Cumhurbaşkanı kendi yardımcılarını ve bakanları seçecek. Aynı zamanda partisinin başkanı olduğundan Meclisteki çoğunluğu oluşturan milletvekillerini de belirleyecektir. Cumhurbaşkanı bütün yüksek yargı mensuplarını, kendisini yargılayacak Anayasa Mahkemesi üyelerini dahi belirleyecektir. Bütçeyi de cumhurbaşkanı hazırlayacaktır. İstediği zaman kanun hükmünde kararname çıkarabilecektir. OHAL ve savaş ilan etme yetkisi de cumhurbaşkanındadır. Bu nedenle başkanlık sistemi sadece Cumhurbaşkanı ve AKP’nin değil. Onun arkasındaki sermaye güçlerinin gerici otoriter bir diktatörlüğü olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle hayır diyeceğiz” ifadelerini kullanıyor.
Evrensel'i Takip Et