İzmir’de referandum rüzgarı: Güvensiz yaşamak istemiyoruz
Emine Uyar ve Eda Aktaş, İzmir'de referandumun nabzını tuttu. Kentte 'Hayır'ın gerekçesi gelecekten duyulan endişe olarak ifade edildi.

İzmir’in, referandumda hayır oyunun en yüksek çıkacağı illerden biri olacağı herkes tarafından dile getirilen bir görüş. 1 Kasım seçimlerinde CHP yüzde 47, HDP yüzde 8.5, AKP yüzde 31, MHP ise yüzde 11 oranında oy almıştı.
İzmir’in tarihi semti, göç edenlerin, mültecilerin ilk uğrak yeri Basmane’ye yakın Kapılar’daki büromuzdan çıkıp, Konak’a kadar yürüdük. Yol üstünde karşılaştığımız kişilerle, dükkanlara girerek yaptığımız görüşmelerin hiçbirinden net bir ‘evet’ cevabı almadık. Sadece bir dükkan sahibi, ‘evet’ diyeceğini söyledikten bir dakika sonra aslında kararsız olduklarını, değişiklikler konusunda aydınlatılmadıklarını söyledi.
“Hayır” diyenler ise, geleceklerinden endişe ettiklerini, yetkilerin tek bir elde toplanmasına karşı olduklarını ifade ettiler. Korkudan sokağa çıkamadıkları, metroya binemedikleri günler yaşadıklarını dile getiren İzmirliler, çatışmalı ve güvensiz bir ortamda yaşamak istemediklerini ifade etti.
GÖRÜŞ VERMEK İSTEMEYENLER DE ‘HAYIR’ DEDİ
Röportajları yaparken bir başka gözlemimiz de, insanların görüşlerini açıkça ifade edemiyor olmaları idi. Birçok kişi, konuşma isteğimizi manalı bir şekilde gülerek, “hayır” diyerek reddetti. Kapılar’daki, esnaflar, çalışanlar ve kahvelerde oturanlar içerisinde özellikle Mardin ve Diyarbakır’dan göç etmiş olanlar yoğun. İlk girdiğimiz fırının sahibi, “Tabii ki de hayır diyoruz” dedikten sonra değişikliklerin tam olarak ne getirdiğini bilmese de “tek millet, tek adam” yönetimine karşı olduğunu söylüyor. “Bu kadar halk eğer bir ülkede yaşıyorsa, ne yapılacaksa hep beraber, bütün olarak yapmak lazım” diyor. Ekonominin çöktüğünü söyleyen fırıncı, “İş yok, millet aç. Önemli olan ekonomi düzelsin, işsizlik azalsın, güzel işler yapılsın. Koltuk sevdası peşinde birbirlerini yiyorlar ama millet perişan” diyor.
ŞU ANA KADAR YAPILANLAR ORTADA
Müzik aletleri satan dükkanın kapısında karşılaştığımız genç, referandumda ne diyeceğini söylememekle birlikte, “İzmirli olarak diyeceğimiz belli” sözleri ile rengini belli ediyor. Neden diye sorduğumuzda ise, “Şu an için yapılan şeyler ortada, bundan sonrakiler de daha güzel olmayacağı için niyetim belli. İzmir ne diyorsa ben de aynısını diyeceğim” şeklinde yanıtlıyor.
Basmane Meydanı’na yakın küçük bir büfe işleten kadın, geçtiğimiz seçimlerde boş oy attığını, ama referandumda “hayır” oyu kullanacağını belirtiyor. Herhangi bir partiyi desteklemediğini dile getiren kadın, “Tutulacak bir parti görmüyorum” diyor.
‘AYDINLATMADILAR BİZİ’
Çankaya’da bir mağaza sahibi, “Evet kullanacağım, bu memlekete faydası olacağını düşünüyorum. Tek kişi olsun daha iyi olmaz mı” deyince, “Her zaman doğru kararlar alınacağına nasıl güvenebiliyorsunuz” sorumuza, “Onu Allah bilir. Daha düşünüyoruz aslında ‘evet’ mi ‘hayır’ mı diyeceğiz bakacağız. Daha zaman var. Aydınlatmadılar bizi. ‘Evet’ diyenler anlatsın. Meydanlara çıksınlar anlatsınlar. Esnafa gelsinler sorsunlar. Biz de ona göre karar vereceğiz” diyerek yanıtladı. MHP’li olduğunu belirten bu mağaza sahibi son seçimlerde AKP’ye oy vermiş. ‘Evet’ ve ‘hayır’ı AKP ve CHP arasında bir yarış olarak görüp, CHP’yi yereldeki hizmetlerinden dolayı eleştirdi. Değişikliklerin ne getirdiği ile ilgili aydınlatılmamak en büyük şikayeti idi.
‘İNSANLARIN BİRBİRİNE DÜŞMAN EDİLMESİNİ İSTEMİYORUZ’
Kızlarağası Hanı’nda arkadaşları ile kahve içen emekli bir kadın, “Çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği için ‘hayır’ diyorum, çok büyük endişe içindeyiz. Her gün daha da kötüye gidiyor durum. Benim gibi düşünen insanlar etrafımda çok. Bir oyun, düzen olmazsa sandıktan ‘hayır’ın çıkacağına inanıyorum. Özgürlüklerin kısıtlanması, güvensiz ortamda yaşamak, çatışmalı bir ortamda yaşamak insanların sürekli birbirine düşman edilmesi… Bunlar çok endişe verici şeyler” dedi.
‘ÜLKENİN GELECEĞİ İÇİN HAYIR’
Bir başka kadın; “Tabii ki ülkemizin geleceği için hayır diyorum. Ülkemizin durumu her açıdan kritik. Bütün sorumluluk tek kişiye yüklenecek, buna karşıyız ve en çok bu etkiliyor kararımızı.”
Saat kulesinin önüne geliyoruz. Yoldan geçen genç, oy kullanmayı düşünmediğini, ‘evet’in de ‘hayır’ın da kendisi için anlamlı olmadığı söyledi. “Öğrenciyim, kütüğüm burada değil. Onunla uğraşmak istemiyorum” diyerek oy kullanmamasının bir başka gerekçesini de böyle açıklayan genç, “Yeterince bilgilendirme yapılmıyor. Zaten bugüne kadar herhangi bir yerde, ‘hayır’ ya da ‘evet’in artı eksi yönlerini anlatan bir bilgi ile karşılaşmadım. Bunun için de oy kullanmayı düşünmüyorum” dedi.
ÖĞRENCİ İLE EMEKLİ ÖĞRETMENİN TARTIŞMASI
17 yaşındaki bir lise öğrencisi, değişikliklerle ilgili iyi şeyler düşünmediğini söyleyerek, “Devlet kişiye dönecek bu bizim için kötü olacak” dedi. Gençle sohbetimiz sürerken yan taraftan bir kadın sohbete dahil oldu ve aşağıdaki diyalog gerçekleşti:
- Gençler siz biraz mücadele edin.
- Biz mücadele ediyoruz ama bizim önümüzü açmıyorlar ki.
- Ama tamam da hep sustunuz.
- Aslında bizi susturdular okulda hep önümüzü kapattılar.
- Susmayın o zaman, biz çalıştığımız halde mücadele ettik, bu seviyeye geldik. Şimdi siz gençlere bıraktık, siz gençler mücadele edin.
- Öğretmen disipline vereceğim diyor biz de susmak zorunda kalıyoruz.
- Disipline versin ne olacak?
- Okulum gider.
- Yine de mücadele edeceksiniz. Kendi ülkemiz için mücadele etmemiz gerekiyor hep baskı var. Benim de çalıştığım zaman idareci olmayayım diye önümü kestiler. Şimdi emekliyim referandumda hayır oy kullanacağım. Nedeni çok açık, Türkiye her açıdan çok kötü idare ediliyor...
EMEKLİ OLUP ÇALIŞMAK ZORUNDA KALMAYA ‘HAYIR’
Kemeraltı’da alışverişini yaptıktan sonra saat kulesinin çevresindeki banklarda dinlenen bir emekli grubu ile karşılaşıyoruz. İçlerinden birisi, ‘evet’ denilecek hiçbir şey olmadığını belirterek, “Bunu uzun uzun anlatmak lazım. Diyorlar bütün yetkiler tek kişide toplanıyor. Bir sürü sebebi var ‘hayır’ dememin. 18 yaşında bir insan milletvekili olsa ne olur olmasa ne olur. Öbür maddeleri gözden kaçırmak için bunu kullanıyorlar, gençliğin bir sürü sorunu var ama çözemiyorlar. Emekliyim ama mecburen çalışıyorum. Boya işi yapıyorum. Çocuklarım var okumuş, evlenmiş ama geçinemiyorlar. İşsiz oldukları için ben yardım ediyorum. Bu yaşta gezecektik, çocuklarım mağdur olduktan sonra ben nasıl gezeyim?”
Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bir restoranın işletmecisi ile konuşuyoruz. Milliyetçi olduğunu belirten kişi, yetkilerin tek elde toplandığı dini bir yönetim şekli istemediği için hayır oyu kullanacağını söylüyor. Şu anki yönetime muhalif kesimin yoğun olmasından kaynaklı olarak da İzmir, MHP içindeki ‘hayır’ oylarının da yüksek çıkacağı şehirlerden biri olarak görülüyor. Bu restoran işleten Balkan göçmeni kişi de, Türkiye genelinde, Türkçü, milliyetçi derneklerin, oluşumların ilk defa bu referandum için ortak bir görüşte birleştiğini, ‘hayır’ denileceğini söylüyor.
Evrensel'i Takip Et