17 Ocak 2017 14:53

Almanya'da ırkçı partiyi beslemeye devam!

Alman Milliyetçi Demokrat Parti'sinin(NPD) Anayasa düşmanı bir parti olduğuna karar veren federal mahkeme, buna rağmen partiyi yasaklamadı.

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Almanya’da Federal Anayasa Mahkemesi merakla beklenen NPD’nin(Alman Milliyetçi Demokrat Partisi) kararını açıkladı. NPD’nin Anayasa düşmanı bir parti olduğuna karar veren mahkeme, buna rağmen yasaklamadı. Gerekçe olarak da ırkçı partinin kendi görüşlerini hayata geçirmek için yeteri kadar güçlü olmamasını gösterdi. Anlaşılan, mahkeme faşist partinin güçlenmesini bekleyecek! Bu arada NPD, yasaklanmadığı için devlet kasasından yüzbinlerce avro almaya, kolayca gösteriler düzenlemeye devam edecek. Karar, tepkiyle karşılandı.

1964 yılında kurulan faşist Alman Milliyetçi Demokrat Partisi’nin (NPD) kapatılması için Almanya’da antifaşist örgütler yıllardan beri kampanyalar düzenleyip devlete çağrılar yapıyor. Hem programı hem de gerçekleştirdiği şiddet eylemleri nedeniyle, en militan ırkçı örgüt olarak bilinen NPD’nin yasaklanması için yükselen talep karşısında yapılan ikinci yasak başvurusu da başarısızlıkla sonuçlandı.

2013’de Federal Eyaletler Konseyi tarafından NPD’nin yasaklanması için yapılan başvuruyu değerlendiren Federal Anayasa Mahkemesi epey komik sayılabilecek bir gerekçeyle, NPD’nin yasaklanmasını ikinci kez reddetti. Federal Anayasa Mahkemesi 2. Dairesi Başkanı Andreas Vosskuhle, mahkeme olarak NPD’nin anayasaya düşman bir örgüt olduğu konusunda görüş birliğinde olduklarını belirterek, “Ancak bu parti, amacına ulaşabilecek bir güce sahip olmadığı için yasaklanmasına gerek olmadığına karar verildi” dedi.

Mahkeme tarafından hazırlanan 300 sayfalık gerekçeli kararda,NPD’nin kurmak istediği düzenin otoriter, Almanya’nın özgürlükçü-demokratik temel düzenine aykırı olacağı da vurgulandığı halde yasaklanmasına gerek görülmedi. Ayrıca NPD’nin istediği “ulusal topluluk”un milliyetçi, ırkçı bir özlem olduğu da vurgulandı.

NPD’nin eylem ve programı yerine büyüklük ve küçüklüğünü esas alarak yasaklanmaması yönünde karar veren Anayasa Mahkemesi’nin bu tavrı, bir şekilde NPD’nin güçlenmesine kapı aralamak anlamını da taşıyor.

NPD İÇİN İKİNCİ ZAFER

Yapılan ikinci başvurunun da fiyaskoyla sonuçlanması, yasak süreci açısından NPD için ikinci zafer oldu. İlk olarak 2000 yılında Federal Hükümet ve Federal Parlamento tarafından yapılan başvuruyu 2003’de değerlendiren Federal Anayasa Mahkemesi, NPD içindeki ajanları gerekçe göstererek yasak başvurusunu reddetmişti. Devlet tarafından yasaklanması için eylemleri gerekçe gösterilen bir çok NPD yöneticisinin aynı zamanda devletin maaşlı olduğu belgeleriyle ortaya çıkmıştı. Bu nedenle ajanların yönettiği bir örgütün yasaklanamayacağı belirtilmişti.

Başta Nazi Takibatına Uğrayanlar Derneği (VVN/BdA) olmak üzere pek çok antifaşist kurum ve örgüt, ırkçı partinin yasaklanması için içindeki ajanların derhal çekilmesini ve ikinci bir yasak başvurusunun yapılmasını talep etmişlerdi. Bu çerçevede yapılan kampanyada 175 bin imza toplanmıştı.

NPD ZAYIF BİR PARTİ Mİ?

Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararda NPD’nin “güçlü olmadığı” gerekçesi aslında gerçeği de ifade etmiyor. Alman Halk Partisi (DVU) ile birleştikten sonra Almanya’daki ırkçı örgütlerin merkezi haline gelen NPD, iki yıl öncesine kadar Saksonya ve Mecklenburg-Vorpommern eyalet parlamentolarında temsil ediliyordu. En son 2016’da Mecklenburg-Vorpommern Eyaleti’nde meclis dışında kalmıştı. Her iki eyalette faşist NPD’nin oyu yeni bir faşist parti AFD’nin yükselişi nedeniyle azalmıştı.

Ama buna rağmen NPD halen bir çok eyalette yerel belediyelerde temsil ediliyor. NPD’nin kendi verilerine göre 2016 itibariyle bu partinin toplam 338 belediye meclis üyesi var. Bunların 264’u Doğu Almanya’da. Thüringen’de 58 belediyenin 35’inde temsil ediliyor. Yine bu ırkçı partinin Avrupa Parlamentosu’nda bir milletvekili bulunuyor. NPD’nin halen 5 bin üyesinin olduğu belirtiliyor.

NPD ile bağlantılı olan ırkçı grupların açık bir şekilde şiddet olaylarına karıştığı da pek çok kez ortaya çıkmıştı. Zira, 9 göçmeni ve bir Alman polisini öldüren ırkçı terör örgütü NSU’ya silah sağlayan Ralf Wohlleben, NSU Thüringen Eyaleti Başkan Yardımcılığı görevinde bulunmuştu. NSU’lu teröristleri yetiştiren, parayla besleyen ajan Tino Brandt da NPD yönetici idi.

DEVLETTEN MADDİ YARDIM ALMAYA DEVAM EDECEK

Görüşleri itibariyle Anayasa düşmanı, ancak gücünün özgürlükçü-demokratik temel değerleri yıkmaya yetmediği için yasaklanmasına gerek bulunmayan NPD, parti olarak örgütlendiği için yıllardan beri devletten yardım alıyor.

2013 yılında NPD devletten seçimlerde aldığı oy nedeniyle 1 milyon 253 bin 278 avro aldı. Yine NPD’den eyalet ve belediye meclislerine girenlerin verdiği aidatlar toplam 110 bin 758 avro oldu. Böylece, sadece devlet kaynaklarından yılda 1 milyon 400 bin avroya yakın para aldığı ve bunu ırkçı örgütlenme ve propaganda için kullandığı görülüyor. NPD’nin yasaklanması durumunda öncelikli olarak bu gelirleri alma imkanı ortadan kalkmış olacak.

Yine bu ırkçı örgüt Partiler Yasası’nın sağladığı imkandan ötürü istediği zaman istediği yerde kolay bir şekilde gösteri ve yürüyüş örgütleyebilir. Son yıllarda özellikle göçmenlerin yaşadığı semtlerde mitingler yaparak dikkat çekmeye çalışıyordu.

SAĞ GÖZ KÖR OLMAYA DEVAM EDİYOR

Anayasa Mahkemesi’nin ırkçı partiyi yasaklamak bir yana, başta NPD olmak üzere Almanya ve diğer Avrupa’da ırkçı -faşist partilere ve propagandaya zemin ve olanak sunduğu görülüyor. Özellikle de her seçimde oyunu artıran AFD’nin bu süreçte daha cesaretli şekilde ırkçı propaganda yapması söz konusu olabilir. Irkçılığın, sağ popülizmin güç topladığı bu dönemde mahkemenin kararı kapitalizmin ırkçı partilere karşı sağ gözünün kör kalmaya devam ettiği anlamına geliyor. Aynı tutum solcular, komünistler söz konusu olduğunda yasak kararı hemen uygulanıyor. 1956’de Almanya Komünist Partisi (KPD) yasaklandığında Batı Almanya’daki oy oranı yüzde 2,2 idi. Buna rağmen Konrad Adenauer Hükümeti’ni devrim yoluyla devirmeyi planladığı için önce terörize edildi, sonra da yasaklandı.

IRKÇILIĞA KARŞI MÜCADELE SÜRECEK

Anayasa Mahkemesi’nin kararı ırkçı-faşistlere güç verirken demokratlar, antifaşistler, Hitler faşizmi kurbanları tarafından ise öfke ve tepkiyle karşılandı.

Elbette şurası açıktır ki, ırkçılığa karşı mücadelede asıl belirleyici tavır mahkemeler veya resmi makamların tutumundan ziyade, farklı uluslardan emekçilerin ve genel olarak halkın, hayatın her alanında milliyetçiliğe karşı ortaya koyacağı mücadele ve birlik tutumudur. Bu nedenle ‘ikinci fiyasko’dan sonra da ırkçılığa ve faşizme karşı mücadeleyi asıl olarak sokakta, işyerinde, okulda, semtte verilecek mücadele belirleyecektir. Yerli ve göçmen emekçilerin ırkçılığa karşı gücünü hayatın her alanında birleştirerek mücadeleyi güçlendirmeleri şimdi her zamankinden çok daha büyük bir önem taşıyor.

KARAR TEPKİ TOPLADI

Anayasa Mahkemesi tarafından ikinci kez NPD’yi yasaklama başvurusu reddetmesine pek çok örgüt ve kurum tepki gösterdi:

Uluslararası Auschwitz Komitesi Başkan Yardımcısı Christoph Heubner: Demokrasi için trajik bir gün. Anayasa Mahkemesi’nin kararı Holocaust’tan kurtulan bizleri öfkelendirmiştir ve kararı gerçeklikten uzat bir durum olarak değerlendiriyoruz. Bununla aşırı sağcılığın güçlendiği diğer Avrupa ülkelerine hoş olmayan bir mesaj verilmiştir.

Amadeu Antonio Vakfı Başkanı Timo Reinfrank: Yasak başvurusunun başarısızlıkla sonuçlanması aşırı sağa karşı bir stratejinin olmadığını gösteriyor. 2012’den beri yasak başvurusunun demokrasi için mücadelenin önüne geçilmemesi gerektiğini ifade ediyoruz. Bu bugün de geçerli.

Almanya Yahudi Cemaati Eski Başkanı Charlotte Knobloch: Anayasa Mahkemesi’nin kararına saygılıyım, ama çok üzgünüm. Yasak ülkedeki politik temizlik için iyi olurdu.

Sol Parti Cumhurbaşkanı adayı Christoph Butterwegge: Kararın NPD’yi daha da radikalleştireceğinden endişeliyim. Yasak, nefreti körükleyen AFD’ye iyi bir mesaj olurdu.

ÖNCEKİ HABER

Hava-İş'in 'sıfır zam' anketi sonuçlandı

SONRAKİ HABER

6 gazeteci tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...