03 Aralık 2016 12:45

‘Yeniden başlamak için güçlü olmayı öğrendik’

Savaşın şiddetine karşı 5 yıldır ayakta kalmaya çalışan 34 yaşındaki Wefaa, Şam’dan gelip İzmir'de sürdürdüğü yaşamını anlattı

Paylaş

Dilan TAŞDEMİR

Komşu ülke Suriye’de 5 yıldır süren savaş hepimizin gündeminde. Ölüm ve yıkımla gelen savaşın göçe zorladığı yüz binlerce Suriyeli’nin önemli bir kısmı şu anda ülkemizde yaşıyor. Çatışmaların ortasında da, sınırı geçerken de, başka bir ülkede yaşama tutunmaya çalışırken de kadınların bohçası daima kendisinin iki katı.

Savaşın şiddetine karşı 5 yıldır ayakta kalmaya çalışan 34 yaşındaki Wefaa, Şam’dan gelip İzmir’e yerleşmiş. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü vesilesiyle sohbet ettiğimiz Wefaa, savaşın, kayıpların ve göçün etkilerini anlatırken, yaşadıklarının kadınlara direnmeyi, dayanışmayı ve güçlü olmayı öğrettiğini de ekliyor.

Wefaa, Şam’da sosyoloji okumuş. İzmir’de Suriyeli mülteci kadınlara yönelik WAHA sosyal ve sağlık danışmanlık merkezinde çalışıyor. Ayrıca İmam Hatip Lisesi’nde Suriyeli öğrencilere sosyoloji ve felsefe dersleri veriyor.

“Suriye’de de öğretmenlik yapıyordum. Televizyonda çalışıyordum, röportajlar yapıyordum sosyoloji ile ilgili. Yüksek lisansa hazırlanıyordum” diyor. Hayatının, hayallerinin savaşla birlikte nasıl değiştiğini şöyle anlatıyor: “Ailemde 11 kişi var ve sadece ben çalışıyordum. Savaş başladıktan sonra hiç iş kalmadı ülkede. Ne mazot ne benzin kaldı. Herkesin eli kolu bağlandı. Evden çıkınca dönüp dönemeyeceğimi bilmiyordum. Bir tarafta muhalifler, bir tarafta Esad’ın askerleri. Kurşunun hangi taraftan geleceğini bilmiyordum. Her gün yollarda ölüler görüyordum. Bomba nasıl patlıyor, uçak nasıl vuruyor diye konuşuluyordu sokakta. Biz resmi dairede çalıştığımız için kimse karışmıyordu. Çalıştığım okul Şam’ın dışındaydı. Ben kapalı değildim. Bana işe giderken kapalı bir şeyler giydiyorlardı daha güvende olmam için, ama kapalı giyenlere de Esad’ın askeri tecavüz ediyor, öldürüyorlardı. Mecbur kaldık gitmeye. Ben Suriye’yi bırakmayı hiç istemiyordum.”

 

3 AY SONRA DÖNECEĞİM DEDİM, 4 YIL GEÇTİ

Önceleri “3-4 ay sonra savaş bitince geri döneceğiz” diye düşündüklerini belirten Wefaa, 4 yıldır Türkiye’de yaşıyor. Burada kendisine bir hayat kurmak için bir çok Suriyeli kadın gibi o da çok çaba göstermiş: “Hayat Türkiye’de çok zor” diyor, “Ben çalışmaya alışkın biriyim. Türkçe bilmiyordum. İngilizce konuşuyordum ama onu da kimse bilmiyordu. Sonra çanta atölyesinde çalıştım. Dil istemiyor o iş. Bir hafta çalıştıktan sonra bıraktım. Çünkü iş sahibi kötü düşünüyordu. Ablam ve kardeşimle birlikte çalışıyorduk. Hepimiz işten ayrıldık. İzmir’de büyük depresyona girdim. Bir ayda 15 kilo verdim. Hiçbir şey yiyemiyordum, sadece ağlıyordum. Suriye’ye döneceğim, savaşın içinde yaşamak bu hayattan daha iyidir, diye düşünüyordum. İki ay iş bulamadım, sonra Antalya’ya gittim, eniştemin yanında 7 ay serada çalıştım. Ama her gün ağlıyordum.”

Sadece Suriyeli değil kadın oldukları için yaşadıkları sıkıntılara özellikle dikkat çekiyor Wefaa: “Bir seferinde çalıştığım yerdeki iş sahibi adam bizim için ‘Bunlar çok güzel kızlar, ben onlara daha iyi iş bulurum’ dedi. Ben de işten çıktım. İstanbul’dayken 70 yaşında emlakçı bir adam ısrarla yanında çalışmam için baskı yapıyordu. Ben istemedim, ama adam peşimi bırakmadı. Sonunda akrabalarım adamla kavga etti. Geçen hafta da otobüste ben ve arkadaşım Arapça konuşuyorduk, bir adam beni taciz etti, ben de adama vurdum...”

Yaşadıkları artık canına tak edince “Artık ne olacaksa olsun umurumda değil” diyerek mücadeleye girişmiş. Türkçe öğrenmiş ve mesleğini yapmaya başlamış. Daha da önemlisi Suriyeli kadınlara yardım eden bir kurumda görev almış durumda. “Şu an mutluyum, çünkü kendi mesleğimi yapıyorum” diyor, ama içinde hala master yapma özlemi var.

ÇOĞU ANTİDEPRESAN KULLANIYOR

Wefaa, Türkiye’deki Suriyeli kadınların psikolojilerinin çok bozuk olduğunu anlatıyor: “Bazı kadınlar kaybolma korkusu yüzünden hiç evden çıkmıyor. Nasılsın, diye sorduğumda ağlamaya başlayan kadınlar var. Çünkü her aileden 2-3 kişi ölmüş. Bir çok kadının kocası savaşta ölmüş veya kayıp. Çocukları tek başına evde bırakıp çalışmaya giden yüzlerce kadın var bildiğim. Savaşta tecavüze uğrayan kadınları kocaları bırakmak istiyor, tek başlarına kalıyorlar. Bu durumu kimseye söyleyemeden sessiz sedasız yaşamak zorunda kalıyorlar.Ağır travma yaşıyorlar. Çok büyük güvensizlik içindeler. Çoğu antidepresan kullanıyor. Psikolojileri çok kötü. O zaman karar vermeleri gerekiyor; ya yeni hayata başlayacaklar ya da mahvolup gidecekler.”

BİRBİRİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ

Bu koşullarda “Nasıl başlayacaklar yeni bir hayata?” diye soruyoruz. Şöyle yanıtlıyor: “Bazı kadınlar tek başlarına yaşıyorlar, bazıları da 4-5 kişi toplanıp eve çıkıyor. Çalışmaya çalışıyorlar. İyi birisini bulurlarsa evleniyorlar. Suriyeli kadınlar olarak dayanışmamız daha da arttı. Eskiden nasılsa savaş bitecek ve döneceğiz diyorlardı, o yüzden pek beraber hareket edilmiyordu. Ama artık ‘Yorulduk ve burada kalacağız’ diyorlar. Birbirimize daha çok sahip çıkıyoruz, daha çok dayanışıyoruz.

Evet, orada daha rahattık ama burada da daha güçlü olmayı öğrendik. Geçen gün bir arkadaşımla görüştüm. Kadın inanılmaz güzelleşmiş, çok mutlu. Nedenini sorduğumda kocasını terk ettiğini, çocuklarını alıp başka yere gittiğini söyledi. Koca çalışmıyor, hem eve kadın bakıyor hem de kadına teşekkür bile etmiyor çabaları için. Kadın da ‘Neden ben bunları çekiyorum’ diyip bırakmış. Suriye’de bunu yapmak zor.”

NE YAPALIM, MEZARA MI GİRELİM!

Wefaa özellikle Türkiyeli kadınların kendileri hakkında kötü konuşmasına üzülüyor: “Bizi kültürsüz, cahil insanlar olarak görüyorlar. ‘Siz, bizim işimizi aldınız’ diyorlar. ‘Siz savaştan geldiniz, psikolojiniz bizimkinden daha düzgün’ diyorlar. Ben de ‘Ne yapalım mezara mı girelim’ diyorum. Yeniden başlamak için güçlü olmamız gerek.”

Son olarak kadınlara neler önerdiğini soruyoruz Wefaa’ya. “Kadınlara her zaman güçlü olun, korkmayın, kendinize güvenin diyorum. Bizim kadınlar çok korkuyor, kim ne der diye, ama sadece kendinizi düşünün diyorum” diye yanıtlıyor. Bir de devletten acele Türkçe kursları açmasını istediklerini belirtiyor. “Çünkü dil her şey” diyor, “Eğer kadınlar Türkçe öğrenirse kendilerine güvenleri gelir, her yerde çalışabilirler.”

ERKEN YAŞTA EVLİLİK ARTTI

Suriyeli kız çocuklarının durumu nasıl?

Şam’da küçük kızlar evlenmezdi. Şimdi 13-14 yaşında çocukların evlenmelerinde çok artış var. 17’sinde iki çocuğu olan var. Suriye’de köylerde vardı erken yaşta evlilik, ama şehirde yaşayanların evlenmesini ilk defa burada görüyoruz.

 

ÖNCEKİ HABER

Manisa Organize’de Schneider için yürüyüş yapıldı 

SONRAKİ HABER

TV 10'un kapatılması protesto edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...