OHAL’in emekçilere faturası işsizlik oldu

Birkan BULUT
Ankara

Eğitim Sen tarafından düzenlenen sempozyumda konuşan sendika ve meslek odası temsilcileri OHAL kapsamında çıkarılan KHK’lerle emekçilerin nasıl işten atıldığını anlattılar. KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen işten atmalarla kamuda iş güvencesinin kaldırıldığını belirtirken, DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün de belediyelere atanan kayyımların işçileri işten atma hazırlığında olduğunu dile getirdi. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ise kamuda çalışan meslektaşlarının açığa alınmayı ihraç edilmeye tercih eder noktaya geldiğine dikkat çekti.

Eğitim Sen’in düzenlediği OHAL, KHK’ler ve Demokrasi Mücadelesi Sempozyumu’nun ikinci oturumunda emek ve meslek örgütlerinin temsilcileri söz aldı. KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin yanı sıra İnsan Hakları Derneği de sempozyuma katıldı.

DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün, OHAL’in yazılı kurallarının da çiğnenerek birçok eylem ve yürüyüşün yasaklandığını ifade etti. Kürt illerinde belediyelere atanan kayyımların işçileri işten atacağı ve listelerin hazırlandığına ilişkin haberler aldıklarını dile getiren Görgün, belediyelerde çalışan bin üyelerinin bu tehlike ile karşı karşıya olduğunu belirtti. Öte yandan milyonlarca işçinin asgari ücretle çalıştığını ve iş cinayetlerinin giderek arttığını ifade eden Görgün, “Güçlerimizi birleştireceğiz ve direneceğiz. Bundan başka yapacak bir şeyimiz yok” dedi.

EMEKÇİLER AÇIĞA  ALINMAYI TERCİH EDER HALE GELDİ

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz da, AKP hükümetinin hedeflediği gerici sistem uğruna tecavüz yasalarını bile savunduğunu söyledi. Şimdi de muhalif kesimlerin hedef alındığını belirten Koramaz, kamuda çalışan meslektaşlarının açığa alınmayı ihraç edilmeye tercih eder noktaya geldiğine dikkat çekti.2 bini aşkın mühendis, mimar ve şehir planlamacısının kamudan ihraç edildiğini veya açığa alındığını belirten Koramaz, bu işlemlerde savunma veya herhangi bir gerekçeye de yer verilmediğini söyledi.

KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen ise, KHK’lerle, kitlesel işten atmalarla iş güvencesinin ortadan kaldırıldığını ifade etti. Özgen, devletin açıkladığının aksine 80 bin değil daha fazla kamu emekçisinin ihraç edildiğini kaydetti.

TTB Merkez Konsey Başkanı Raşit Tükel de, OHAL’in sağlık alanındaki  etkilerini değerlendirerek şöyle konuştu: “Gözaltında ya da cezaevinde yapılan tedaviler İstanbul Protokolüne uygun yapılmıyor. Bu konuda birçok başvuru oldu. Hekimliğin özgürce yapılması için otoritenin olmaması gerekiyor.Bazen gözaltı araçlarında muayene yaptırılmak isteniyor” dedi. 35 hastanenin OHAL kapsamında kapatılmasıyla hastaların ve çalışanların mağdur olduğun ifade eden Tükel, buna dair nasıl önlem alınacağı konusunda resmi bir açıklama yapılmadığını ifade etti. Sivil hekimlerin  savaş alanlarına gönderildiğini de sözlerine ekleyen Tükel, öğretmenler gibi sağlık çalışanlarına da güvencesiz iş ve mülakat sisteminin dayatıldığını ifade etti.

‘KİMSE KENDİNİ ANAYASA YERİNE KOYAMAZ’

İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da, “İktidarın hayata geçirmeye çalıştığı ideolojiye karşı çıkanlar kamudan tasfiye ediliyor. 500 bin Kürt zorla göç ettirildi, 70 bin konut yok edildi. Korkunun hakim olduğu bir ülkede insan haklarından söz edemeyiz. Kimse kendisini anayasa yerine koyup bizim doğuştan gelen haklarımızı alamaz” dedi.

AVRUPA SENDİKALAR KONFEDERASYONUNDAN DESTEK

Avrupa Sendikalar Konfederasyonu Eğitim Komitesi (ETUCE) Başkan Yardımcısı Walter Dresscher de sempozyumda konuştu. “Avrupa’da bulunan eğitimciler olarak sizin temsil ettiğiniz değerlerle birlikteyiz” diyen Dresscher, çalışma özgürlüğü, basın özgürlüğü, iş güvencesi, anadilde eğitim, LGBTİ’lilerin  hakları konusunda mücadele verenlerin yanında olduklarını söyledi.

Bu yıl Belgrad’da yapacakları kongrede sunmak üzere Türkiye ile ilgili iş güvencesi ve demokratik taleplerle ilgili 24 maddelik bir karar önergesi hazırladıklarını anlatan Dresscher, “Dünyanın birçok yerinde mücadele ettiğimiz hükümetler eğitime ayrılan bütçeyi azaltıyorlar. Korku varsa umut da var. Çünkü ABD’de, Türkiye’de sağcı liderler verdikleri vaatleri yerine getiremeyecekler. İngiltere’ye döndüğümde sizin mücadelenizi duyurmaya, mesleğinize geri dönmeniz ve düşünce özgürlüğünüz için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.