14 Mayıs 2012 04:42

‘Hatalar hekimlerin fazla çalışmasıyla düzelmez’

HEKİMLER, İstanbul Barosu Sağlık Hukuku Merkezi ve SAHUM tarafından İstanbul Barosu Orhan Adli Apaydın Konferans Salonu’nda düzenlenen “Tıbbi Uygulama Hatalarına Yaklaşım” konulu sempozyumda bir araya geldi.

Sempozyumda, “Tıbbi uygulama hatalarında adli tıp yaklaşımı” oturumunun başkanlığını yapan Doç. Dr. Halis Tokgöz, ortak çözüm noktaları yaratmayı oluşturacak bu tür toplantıların önemli olduğunu belirtti. Oturumda konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi SAHUM Müdürü Prof. Dr. Erdem Özkara ise, “Sağlıkçı hata yaparsa bedelini ödemelidir. Ama kendinden kaynaklanan bir hata yoksa, sistemden kaynaklanıyorsa hekimi suçlamamak gerekir” dedi.

HEKİM BAŞINA DÜŞEN HASTA SAYISI 654

Hekimlere yönelik şiddetin giderek arttığına işaret eden Özkara, saldırı olduğu zaman doktorların bununla ilgili hukuki mercilere başvurmaktan kaçındığını belirtti. Özkara, hastanelerde yaşanan hasta yoğunluğuna dikkat çekerek, doktorların çalışma koşullarının ağır olduğunu ifade etti.

Türkiye’de 2010 verilerine göre hekim başına düşen hasta sayısının 654 olduğunu, Avrupa’da ise bu sayının 310 olduğuna dikkat çeken Özkara, ortalama hastalanma oranının da Türkiye’de yüksek olduğuna işaret etti. Özkara, alt yapısızlığın sağlık hizmetlerini kötü etkilediğini belirterek, yaşanan hataların hekimlerin fazla çalışmasıyla düzelecek hatalar olmadığına vurgu yaptı.

‘ADLİ TIP O SORUYU YANITLAMALI’

Adli Tıp Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Serhat Gürpınar ise, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) doktorun kusuru olup olmadığının kararını oy çokluğuyla aldığını belirtti. Gürpınar, “Kusurun olduğu saptanmış olabilir. ‘o kusur hastanın ölmesini etkileyen tek faktör müdür?​’ gibi soruları Adli Tıp Kurumu’na sorduğunuz zaman o soruyu cevaplamalıdır” dedi.

ATK’nin değerlendirmede bulunurken hasta, hasta yakını gibi kişilerin ifadelerini, sağlık çalışanlarının ifadelerini, tıbbi belgeleri, varsa ölü muayenesi ya da otopsi raporunu değerlendirdiğini belirterek, bir tıbbi hata saptandığında ölüm nedeninin hata ile ilgili olup olmadığının da göz önünde bulundurulması gerektiğine işaret etti. Gürpınar, “Ölüm nedeninin ortaya çıkartılamadığı durumlarda ise, doktorun hatası ile ölüm arasında direkt bir nedensellik yoksa doğal olarak orada doktorun yargılanmaması gerekir” diye konuştu.

Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Özgür Can da, hastaların tıbbi müdahalelerdeki risklere karşı bilgilendirilirken kişiye özgü aydınlanma yapılması gerektiğine işaret ederek, “Örneğin, kişi şarkıcıysa ses tellerine zarar gelme riski hastaya bildirilmelidir” dedi. Can, bütün bunların standart formlarda belirtmenin mümkün olmadığına dikkat çekti. (İSTANBUL)

Evrensel'i Takip Et