Erdoğan'dan Batı'ya ve İslam dünyasına eleştiri
Erdoğan, Batı devletlerine 'Siz işinize bakın' derken İslam dünyasına da 'Birkaç samimi dost' dışında tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki sarayında İslami sivil toplum kuruluşlarını ağırladı. Batılı devletlere "Siz işinize bakın, biz işimizi biliyoruz" diyen Erdoğan "Fakat bütün bunlar olurken İslam dünyasının da birkaç samimi dostu ve ülkeyi bir kenara koyarsak, önemli ölçüde bu tavrın içinde olmasını anlamamız mümkün değil. Kimin ne düşündüğünü, hangi hesaplar içinde olduğunu biliyoruz. Gün ola, harman ola" ifadesini kullandı.
Erdoğan, Diyarbakır, Bitlis, Van, Elazığ'daki bombalı saldırılara ilişkin, "Türkiye, adları farklı da olsa aynı saiklerle hareket eden ve birbirleri ile yakın ilişki içinde bulunan terör örgütlerinin ortak saldırısı altındadır. 15 Temmuz'da FETÖ terör örgütü milletimize saldırdı. Bu hain yapı başarılı olamayınca nöbeti hemen diğerleri devir aldı. Bölücü terör örgütü PKK tarafından 15 Temmuz'dan bu yana yapılan saldırılarda çok sayıda polisimiz, askerimiz … vatandaşımız şehit oldu yaralandı. Bombalı saldırılarda Diyarbakır'da 4'ü polis, 7 şehidimiz, 45 yaralımız var. Van'da 1'i polis, 3 şehidimiz, 70 yaralımız var. Elazığ'da bugün itibariyle 5 şehidimiz ve 217 yaralımız var. Son olarak da birkaç saat önce mayın patlaması sonucu 5 askerimiz, 1 korucumuz şehit oldu. 5 askerimiz de yaralandı" diye konuştu.
'SALDIRILAR 15 TEMMUZ DESTANINA MİSİLLEME'
Erdoğan, "Son günlerdeki saldırıları milletimizin şanlı 15 Temmuz destanına ve arkasından gerçekleştirdiği 20 günlük demokrasi nöbetlerine karşı yapılmış misilleme saldırıları olarak görüyorum. FETÖ ile PKK'nın, DAEŞ ile bu örgütlerin arasında hiçbir fark olmadığı hepsinin de aynı amaca hizmet ettiği bu saldırılar ile bir kez daha ortaya çıkmıştır. Miletlimiz şundan emin olsun şehitlerimizin, yaralılarımızın kanları asla yerde kalmadı, kalmıyor, kalmayacak. Sadece 15 Temmuz'dan bu yana yurt içinde ve dışında yapılana operasyonlarda 182 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Güvenlik güçlerimiz terör örgütlerine yardım ettiği belirlenen 3 bine yakını kişiyi gözaltına almış bunlardan 318'i tutuklanmıştır. Türkiye FETÖ ile mücadele ederken PKK ile olan mücadeleyi asla bir kenara bırakmadı, bırakmayacaktır" ifadelerini kullandı.
GEREKİYORSA SURİYE'NİN KUZEYİ...
Erdoğan, "Bizim için zaten dar bir cephe söz konusu değil. Biz bu mücadeleyi satıhta veriyoruz. Belli bir hatta değil. Neresi gerekiyorsa, bu millet bu mücadeleyi orada tüm güvenlik güçleriyle verecektir. Doğuysa doğu, güneyse güney. Suriye’nin kuzeyinde YPG’nin saldırıları var, milletimize tehdit oluşturuyor. Gerekirse orası. Batı dünyası bizi bu mücadelede anlamıyor, anlamayacak. Biz bunun farkındayız. Dürüst davranmadılar, davranmıyorlar. Bunun da farkındayız. Gerek askeri operasyonlar, gerek polisimizin ve adliye teşkilatımızın çalışmalarını kesintisiz devam ettireceğiz" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
'BU DEVLET ÇADIR DEVLETİ DEĞİL'
Bu devlet bir çadır devleti değildir. Türkiye 2200 yıllık bir devlet geleneğine, düzenli ordu geleneğine sahiptir. Forsumuzdaki yıldızlar oraya şık dursun diye durmamıştır. Her birinin anlamı vardır. Anlamayanlara ve anlamak istemeyenlere tekrar tekrar hatırlatmaktan, söz yetmiyorsa bilfiil göstermek çekinmedik, çekinmiyoruz.
Türkiye terörle mücadele noktasında köklü bir yeniden yapılanma sürecindedir. Bir musibet, bin nasihatten evladır. Teknik anlamda istihbarat zafiyeti, teknolojiyi daha etkin kullanma noktasındaki eksikleri tamamen ortadan kaldıracağız. Bu vesileyle, Diyarbakır, Van ve Elazığ saldırıları başta olmak üzere güvenlik görevlisi ve sivil tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize baş sağlığı diliyorum. Yaralılara acil şifalar diliyorum. Biraz önce ifade ettiğim gibi, Türkiye terör örgütleriyle yürüttüğü mücadele ve bölgesel sorunlar konusunda geliştirdiği inisiyatifler yanında gündemindeki tüm gelişmeleri takip etmeyi sürdüren bir ülkedir. Bizim üzerinde en çok durduğumuz ve üzüldüğümüz hususlardan biri de İslam dünyasının kendi içindeki ihtilafları çözemeyişidir. Maalesef İslam dünyasında yaşanan çatışmalara baktığımızda ölenin de Müslüman, öldürenin de Müslüman olduğunu görüyoruz.
Tefrikaları bir kenara bırakamadığımız, yüreklerimizi hep birlikte çarpıtamadığımız sürece bu acıları yaşamaya devam edeceğiz. Bir millet ki tankların altıan kendisini atabiliyor, F16’lardan, helikopterlerden gelen mermilere, bombalara asla aldırmıyor. Allah’ın izniyle bu millet mağlup edilemez, yok edilemez.
İstanbul Yenikapı, 5 milyonluk o toplantısıyla dünyaya bir mesaj vermiştir. O birliktir, beraberliktir, o dayanışmadır. İşte orada ayrışma yoktu. Orada şu siyasi parti, bu siyasi parti yoktu.
Batı’nın bu ikircikli tutumunu tasvip etmesek de anlıyoruz. Paris’te saldırı oluyor, dünya liderleri nerede, Paris’te. Burada bir darbe yapıldı. Kime yapılıyor, milletin oylarıyla gelmiş iktidara yapılıyor. Demokrasiye yapılıyor. Bize hala akıl veriyorlar. Dedikleri ne?
“Geçmiş olsun. Üzgünüz. Ama sonra birçok asker, memur görevden alınıyor. Bunu anlamakta zorlanıyoruz, endişelerimiz var.” Bunlara ne diyeceksin? “Siz işinize bakın, biz işimizi biliyoruz.” Çünkü bunlar bugüne kadar kendilerine karşı hep emir kulu aramışlar, biz kula kul olmayacağız. Sadece Hakka kul olacağız. Bu böyle biline. Fakat bütün bunlar olurken İslam dünyasının da birkaç samimi dostu ve ülkeyi bir kenara koyarsak, önemli ölçüde bu tavrın içinde olmasını anlamamız mümkün değil. Kimin ne düşündüğünü, hangi hesaplar içinde olduğunu biliyoruz. Gün ola, harman ola. Hangi sınırlar içinde yaşarsa yaşasın, İslam toplumlarının kalbinin bizimle attığını gayet iyi biliyoruz.
Uluslararası ilişkiler, ülkelerin BM başta olmak üzere farklı platformlarda ortaya koyduğu dayanışmanın gücüyle şekilleniyor. Türkiye olarak uzun süredir uluslararası sistemin çarpıttıklarını “dünya 5’ten büyüktür” ifadesiyle sembolleşen haliyle dile getirdik. Bu 5 ülkenin iki dudağının arasında dünyadaki 196 ülkeyi mahkum edemeyiz. Bu 5 ülkenin içinde Müslüman var mı? Yok. Her kıta temsil ediliyor mu? Yok. Bu dünya adil olamaz. Öyleyse bu 1 milyar 700 milyon Müslüman’ı temsil eden ülkelerin yöneticileri bu işi zorlamak zorundadır. Artık dünya 1. Dünya Savaşı şartlarında yaşamıyor. Tabii biz dünyadaki tüm mazlumlar adına düşüncelerimizi gündeme getiriyoruz. Bunların böyle bir derdi var mı, yok.
Acı bir tespitle söylemek zorundayız ki bu mazlumların ve mağdurların çok büyük bir bölümü zaten Müslüman toplumlardan oluşuyor. Kendisi vahdet dini olan din mensuplarının birbirinden bu kadar uzak, bu kadar dağınık, bu kadar çatışma içinde olmasını kabullenmekte zorlanıyorum. Rabbimiz, tabii bunu hep söylüyoruz ama uygulamada olmuyor. Müminler ancak kardeştirler emriyle birlikte Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin. Eğer bugün rabbimin merhametine nail olamıyorsam, dönüp kardeşliğimizin gereğini ne derece yerine getirdiğimiz konusunda kendimizi sorgulamalıyız. Ortadoğu yanarken, Kuzey Afrika ısınırken hala bu muhasebeyi yapamıyorsak, yazık.
Bizim medeniyetimiz merhamet, şefkat ve sevgi medeniyetidir. Ne zaman birliğimizi, beraberliğimizi kaybettik, bu değerlerden uzaklaştık.
Türkiye olarak özellikle son 14 yıldır kendimiz olmanın, özümüze dönmenin gayreti içindeyiz. Demokrasiyle yönetilen bir hukuk devleti olan Türkiye’nin geçmişiyle bugünün buluşturmada gösterdiği ahenk son derece önemlidir. Müslümanlar olarak ihtiyacımız olan tek şey Kuran-ı Kerim’in ve peygamberimizin bize gösterdiği yoldan yürümektir. Hiçbir zaman DAİŞ’in yanında yer alamayız. Biz Suriye’ye mühimmat atmayın, attığınız mühimmatların yarısı DAİŞ’e gider dediğimizde bize inanmayanlar, DAİŞ’in elinden kendi silahlarının çıktığını gördüler.
İslam dünyası silah tüccarlarının pazarı haline gelmiştir. Tekniklerini de gayet iyi biliyorlar. Önce yardım, sonra sendeki madenler, sendeki paralar. Böyle çözüyorlar. İslamofobi demeye gerek yok. Yapılan işin adı açıkça İslam düşmanlığıdır, Müslüman düşmanlığıdır. İşte El Kaide, DAİŞ, Boko Haram gibi terör örgütlerinin bizzat İslam düşmanları tarafından bu aziz dine zarar vermek adına kurdurulduğunu düşünüyorum. Müslümanlar, kendileri bu örgütlerin önünü kesemedikleri için İslam coğrafyası dış güçlerin müdahalesine açık hale geliyor. Müslüman, feraset sahibi olmak zorundadır. Bizde bir söz var. Zor oyunu bozar. Birliğimizi, beraberliğimizi sağlayamazsak daha çok ah çekeriz.
15 Temmuz’da gösterdik. Öyle ya, tanktan, toptan, uçaktan, helikopterden daha zor var mı? Bu örgütün maalesef uzun yıllar biz de bu yapının farkına varamadık. Bu ihanet şebekesi 2010’dan bu yana çeşitli vesilelerle kendini ele vermiştir. 15 Temmuz ise en bariz, en alçak ihanet girişimi olmuştur. 15 Temmuz gecesi ülkemiz FETÖ örgütüne mensup, asker elbisesi giymiş teröristin darbe girişimine maruz kalmıştır. 240 kardeşimiz şehit oldu. Bunların içinde destansı kardeşimiz var. Bir hanım kardeşimiz vücudu zırhlı araç ikiye böldü. Genç kardeşimiz tankın altına kendini atıyor, diğer tankın altına atıyor. Bu bir iman meselesidir. Ben onlara hayran kalıyorum. Onlara hayran kalıyorum. Tarihimizde ilk defa milli iradenin sembolü olan TBMM bombalanmıştır. Ve Batı demokrasi diyor. Ne demokrasisi ya? Almanya'da toplantı yapılacak, darbeye karşı demokrasi diye. Oradaki STK'lar toplantı yapacak, Cumhurbaşkanımız da katılsın istiyorlar. Müracaat ediyorlar. Demokratlar ya, yerel mahkeme "Hayır" diyor. AYM'ye gidiyorlar. AYM iki saat içinde o da "Hayır" diyor. 2 yıl önce terör örgütü olarak kabul ettikleri PKK'nın terörist liderlerini Almanya'da video konferansla konuşturuyorlar. Bunlar güya demokrat. 4 bin terörist dosyası verdim Almanya Şansölyesi'ne. "500 tane daha geldi" dedi. "Yargı bağımsızdır, çalışıyor" dedi. "Geciken adalet, adelet değildir' hükmünü nereye koyacaksınız?" dedim. Yeri gelince 2 saatte karar veriyorlar. Bunu söyleyince de rahatsız oluyorlar. İsteseniz de, istemeseniz de biz hakkı söylemeye, doğruyu söylemeye devam edeceğiz.
Tercümeyi dikkatli yapalım, yılanın başını küçükken ezelim. FETÖ ile mücadeleye ne kadar erken başlanırsa, bu örgütün tehdit olmasının önüne o kadar çabuk geçilecektir. Sayın Obama’dan bizzat kendisini istedim. Son bu olaylardan sonra kendisinden tekrar istedim. 85 koli belge gönderdik." (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et